KULAK MİSAFİRİ...

Tesadüf buna denir…

Lokantada yan masada yüksek sesle konuşmalara istemeyerek şahit olduk…

Birisinin mesleği sucukçuluk ve adamı gıyaben tanıyorum...


Et sektörünün durumu konuşulurken, karşısındaki pazarlamacının yakınması üzerine "Bu işleri iyi bilirim, eti doğudan getireceksin... Ben Erzurum’dan, Kars’tan karkas et getirip sucuk yapıp, satan adamım..." dedi.

Deneyim başka oluyor...

Devamında dedi ki: “Ben bir inek ya da öküz gördüğümde, ondan ne kadar sucuk çıkacağını bilirim…”

Öyle herkes anlamaz tabi.

Diyelim ki Mustafa Cey…

Celep Salih’in, Bayat’tan getirdiği pasaportsuz hayvanları yan yana dizip, ona iki saat hangisinin inek hangisinin öküz olduğunu anlatması gerekebilir. Sonra işinin üstadı olarak bilinen “mekanikçi ve memeci Apo”da, memeden sucuk kıymasının nasıl yapılacağını uzun uzun izah etmelidir..

Ki, dolmayan cüzdan dolsun.. Kat kat inşaat yapımı sürsün…

Ama İbrahim Mm, öyle değil.

Bir bakışta onlardan ne kadar sucuk çıkacağını biliyor, bu işi yapmış birisi olarak...

Bu yeni ipucu şu anlama geliyor:

İmalatını pazarlarken kırmızı et sucuğu diye satıyor..

Oysa; tüm sucuk imalatçıları bu firmanın sucukta sadece kelle eti kullandığını, kesin biliyor…

Ve çarşıda vitrininde yazıyor, kilosu 14 lira…

********   

Sorun soruşturun; Anadolu’da eşek kalmadı...

Zaman zaman (markalı sucukçuları tenzih ediyorum) kamyonlara doldurulmuş eşekler parti parti yakalanırken, yakalanmayanlar ne oldu, kim bilir hangi partide gittiler...

O yıllardaki zabıta kayıtlarını merak ediyor insan.

Hangi yıllar?...

İbrahim Mm’nin "sucukçuluğa" başladığı yıllar...

Sen git Kars’tan, Erzurum’dan karkas et getir, sucuk yap, memlekete sat...

Anlıyoruz...

Anlıyoruz…

Ve diyoruz ki: “İyi ki eşek değiliz...”