Karpuzcu..

Üç ay oldu dört gözle “Dolapçı”nın koltuğa ısınmasını bekliyordum..

Isındığını öğrendim ve “Dolapçı”nın ne dolaplar döndürdüğünü duymaya başladım..


Bu ‘‘Dolapçı'' deyimi hoş değil..

“Karpuzcu” deselerdi daha hoş olurdu..

Dolapçının etrafındaki diğer dolapçılar, dolapçının “kesmece” olduğunu iddia ediyorlar.. Satırla!..

Hem cemaatçi, hem ilerici aynı zamanda demokrasiden yana..

Yenilikçi, barışçı, tekliflere açık, parselasyon cambazı...


Ve daha önemli bir meziyet olarak “Okuyucu..” diyorlar..


*

Doğrusunu isterseniz her şey aklıma gelirdi ama koltuğa oturmuş birinin “okuyucu” olması hiç aklıma gelmezdi.

Koltuğa oturtanların da aklına gelmiş değildi..

Ancak, birileri bunun bir tür “okuyucu” olduğunu bilince, demek ki atladılar üzerine..

Dolapçı her makamdan okuyor, çalıyor..

Hatta ezanı Bilal-i Habeşi’nin Çargah makamından okuduğu gibi okuyor..

İsmail Dede Efendi’nin Rast makamından da okuyor..

Dört dörtlük biri, bu adam..

Hani lüks sofralarda aşçılar şekerden horoz, havuçtan tavşan yaparlar da, “parselci başkan”ın bir okuyucudan seçilmesi, tavsiye edenlerin hünerini gösteriyor.

**

Ben size söyleyeyim:

Oturup da “Bu adam ne yazıyor.. Kimi yazıyor?‘‘ diye boşuna düşünmeyin..

“Dolapçı”, “Karpuzcu..” kimse onu araştırın..

Tekrar şans verdiklerinizin, dürüst diye diye topluma sundukları “Dolapçı” çıkarsa, nasıl düzelir ilçe?

Nasıl?

Parsel, parsel mi?

**

Hayırlı Cuma’lar..