İKİ BASİT SORU!...

Birincisi;

Hırsızlık yaptığı tescilli biri başkan olabilir mi?

İkincisi:

Hırsızlık yaptığı tescilli biri, siyasette yönetici olabilir mi?

Evet veya hayır diyeceklere, cevabımı vereceğim.

Bekleyin…

********  

Dün Afyon’daki bazı şirketlerin battığından bahsetmiş, sırada olanlar var demiştik.

Telefonumuz susmadı…

Büyük üzüntümüze ortak olanlar da var, aksini söyleyenlerde…

İflasların nedenine gelince:

Geçen sene Ağustos ayından bu yana bilhassa özel bankalar, kredileri kesti..

Bilindiği gibi özel bankaların büyük hisseleri yabancı yatırımcıların eline geçti.

Ortadoğu’daki gerginlik nedeniyle ülkemizi zor durumda bırakmak isteyen dış güçlerin bankaları ekonomiyi sarsmak için düğmeye bastı.

İş dünyasına kullandırdıkları kısa ve uzun vadeli kredilerin kısa süre içinde tasfiyesini istediler.

Zor şartlarda anlaşma sağlayabilen tacirler, iyi-kötü hayatiyetini devam ettirmeye çalıştılar..

İşi sekteye uğrayan tacirler ise “zamanla işler düzelir” umuduyla şerefsiz tefecilere başvurdular…

Daha evvel belirttiğimiz tefeciler bir yandan, özel bankalar diğer yandan tacirleri boğmaya başladı.

Sonuçta, bugünkü duruma gelindi…

Tacirlerin ve bilinçli vatandaşın beklediği nedir?

Siyasi otoritenin, vakit geç olmadan özel bankalara “yetti gari” demesidir…

Öte yandan:

Ocak batıran tefecilerin üzerine hızla gidilmesi ve kanuni gereğinin yapılmasıdır…

Aksi takdirde, işlerin bozulmasıyla iflaslar devam edecektir.

EVİMİZİN İÇİNDEKİ REZALET…

Televizyonlar önemlidir..

Çünkü okuma alışkanlığı bir ülkede halkın çoğunluğunu televizyonlar bilgilendirir, etkiler ve yönlendirir.

Okumayı sevmeyen kesim bizde çoğunluktur.

Ulusal kanallara bakıyorsunuz;

Kanlı mafya dizileri, aile yapısını bozan evlilik programları, sulu-densiz ve çocuklara soytarılığı öğreten şovlar, ahlak dışı onlarca dizi, kadınların şov yaptığı rezil programlar var…

Televizyonlar; katillerin, mafyanın, skandalların, dedikodunun, kalitesizliğin, arsızlığın prim yaptığı ekranlar haline dönüştü...

Böyle rezalet yayınların reyting yaptığı ülkede imanlı dindar gençlik yetişir mi?

Zor…

RTÜK gereken kısıtlamaları yasaklamaları yapamıyor.

Peki, ne yapmamız lazım?..

Görev, milliyetine, dinine bağlı vatandaşlara düşüyor.

Mesela, İtalyan halkı bu tür programlar için ne yaptı?..

Televizyonları protesto etmek için ekranları kapattılar.

Tam, bir milyon hane protestoya katıldı.

İtalyanlar, çocuklarının geleceği için televizyonları protesto ettiler..

Evlerinin içine gönderilen kalitesizliğe tepki gösterdiler..

Bu bizde olur mu?

Olmalı..

Ahlaklı, imanlı yaşamak, ahlaklı, imanı bütün evlatlar yetiştirmek istiyorsak, eğer;

Bu densizliğe dur demeliyiz..

Önce toplumu etkileyen, yönlendiren yayın organları düzeltilmeli ki;dinine, milliyetine bağlı nesiller yetiştirebilelim…