GIYNAŞMA MEMET!..

Ya Minik Memet, karar veremedim..

Sen nesin?

Lahana gibisin mesela…

Kat kat… İçin gözükmüyor…

Hangi sucukçuyla, hangi kesimciyle, hangi amaçta kimlerle, paralellerle nasıl iç içesin?..

Anlayamadım…

Mesela; havuç gibisin…

Sanki, yerin altında uzamışsın da, haberimiz olmamış…

Haberimiz olduğunda: kırpıntı-kırpıntı yolu almış sessiz ve derinden gidiyorsun…

Bir dokundurduğumuzda, duyuyoruz ki; tansiyon tavan hastanedesin..

Sessiz kalıp “bakalım şimdi ne yapacak?” derken..

Gıynaşıp duruyorsun minik Memet…

Bazen, maydanoza benzetirim seni…

Girmediğin, burnunu sokmadığın, bilmediğin, karışmadığın bir tek şey yok…

Her şeye maydanozsun…

Boy-pos tamam da..

Dolmalık biber gibisin hani, için boş…

Geçen yıla kadar yaptığın şu: hayali kırpıntı etleri, kelleleri dolduruyorsun düdüklüye.. Ateşi yakıyorsun dandik faturayla…

İkbale kavuşmak isteyen Serdar pişiriyor…

Sen gıynaşıp ötüyorsun…

Sana otur, oturduğun yerde, siyasete zarar vereceksin dedik…

Eeee…

Yetti gari..

Kabak tadı verdin, yeminlen…

Bu son.. Gıynaşıp, oynarsan bi daha...

Abdesti bozduracaksın!

ET VE SUCUK SEKTÖRÜ…

Dün Pazar’dı..

Sakin bir gün geçireceğiz diye beklerken, yarası olup gocunanlardan birkaç  telefon aldık..

Çakma sucuk sektörüne zarar veriyormuşum, ekmekleriyle oynuyormuşum, filan..

Bakın: mekanik kıymadan sucuk yapan, faturasız mal satan, vergi vermeyen, yaptığı sucuğun hastalık saçtığını bildiği için kendisi ve çoluk çocuğuna yedirmeyen her kim varsa, onlara zarar vermiş olabiliriz…

Faturalı giriş-çıkış yapan, vergisini tam bildiren, çalıştırdığı işçilerin sigortasını ödeyen, 1.sınıf sucuk yapan imalatçılar neden gocunmuyor da, siz gocunuyorsunuz?

Biz, dürüst esnafa, katma değer sağlayana, Afyon’un marka şehir olması için çalışanların yanındayız onlara minnettarız, duacıyız…

Öte yandan:

Bizim amacımız: kamuoyunu bilgilendirmek, görmeyen gözlere göstermek, duymayan kulaklara duyurmak…

Durmak yok, yola devam…