FETÖ ODUNU!..

Yün fanilaları soba askısında kuruttuğumuz, Barış Manço’nun lambaya püf dediği elektrik kesintili gecelerde...
Ömer henüz turist bile değilken, Vahi Öz’ün yaşadığı, zavallı Ayşecik’in zengin babasından habersiz üvey anne yanında büyüdüğü, yıllarda...
 
Ankara’ya “alo” demek için 3 saat beklediğimiz, şekerli leblebi unu yaladığımız, kalantorların anca 124’e bindiği ve Anadol’un inekler tarafından yenildiğine inanılan, tencereleri kalaylattığımız, mutfak zeminlerinin muşamba kaplandığı, arapsabunu kokulu zamanlarda...
 
Pehlevi’nin şah, Şenol Birol gol denildiği, Zeki Müren’in kamyonculara “Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun” diye mırıldandığı...
 
Başka eğlencemiz olmadığı için radyoda kös kös “arkası yarın” dinlediğimiz ve İstanbul’da basılan gazetelerin ilçedeki bayiye bile anca iki gün sonra ulaşabildiği tarihlerde...
 
Kunta Kinte gibi zenci olmadığı halde Isaura’nın neden köle olduğunu kavrayamadığımız, yamuğunu gördüğümüz arkadaşlarımıza “N’aber lan Ceyar” diye seslendiğimiz, geçmiş günlerde…
 
Özetle, develer tellal, pireler berber iken...
 
Fetullah denilen terörist başı, şer tohumlarını atmış…
 
Devşire devşire, ot çıkmayacak yerden bile sonuç almışlar..
 
Yaverler, özel kalemler, hakimler, savcılar, koca koca paşalar, subaylar, askerler, memurlar, işadamları ve himmet toplanan insanlar bu hainlerin ağına düşmüş ve sahte mehdiye ölesiye inanmış!
 
Sanki FETÖ’cüler devlete değil, devlet FETÖ’ye sızmış!
 
Bu nedenle:
 
17-25 Aralık ve 15 Temmuz’dan sonra,  hazine arar gibi FETÖ’cü aramaya gerek yok, çok yerde hala o hainler var…
 
Kendilerini gizlemeyi iyi öğrenmişler!
 
Öte yandan;
 
FETÖ’cü olduğuna kesin gözüyle bakılanları da, birileri korumaya gayret ediyor…
 
Nereye kadar?
 
***********  
 
Fetullah’ın tohum attığı zamanlarda internet denilen teknoloji yoktu…
 
Vatandaş olup biteni günü gününe takip edemiyordu…
 
Bugün, ilkokula giden çocukların internette Japonya’yla konuştuğu, saklamaya çalıştığın görüntülerin şak diye cep telefonlarımıza geldiği, gazeteler yazmasa bile, dönen birtakım fırıldakların tüm çıplaklığıyla yazıldığı bir dönemde...
 
FETÖ’cüleri aklamaya çalışan efendiler sanıyorlar ki:
 
İncelemeleri bugüne kadar olduğu gibi, yine atlatırız!
 
Yok öyle yağma…
 
Gelince göreceğiz…
 
Ve, dönüp bakıyorum geriye...
 
Patronlarının kısa pantalon giydiği, Samsun sigarasının içinden odun çıktığı günlere...
 
Bi kilo leblebiye, iki kangal sucuğa belki tav olanlar vardı ama, sahte mehdiye inanacak kadar geri zekalı “odun”lar sadece sigaradan çıkıyordu en azından.
 
Ve toplanan avantalardan…