DÖNEKLER…
Seçim öncesi günlerde…
Yani neyin ne olacağının, kimin kazanacağının, kimin kaybedeceğinin henüz belli olmadığı günlerde, dönek zor durumdadır…
Ne yana döneceğini bilemez…
Şaşırır…
İçinden, sonuçlar belli olana dek susmak, sonuçlar belli olunca “yaşasın, biz kazandık…” diye ortaya çıkmak gelir…
Aynı zamanda geveze olduğu için, yapamaz…
Keyfi kaçar…
Kestiremez çünkü…
Ak Partililer geldiğinde: “İnşallah bu defa beşleyeceğiz..” 
MHP’liler gelince “Eee.. Bu defa iki vekil kesin Allah’ın izni ile..” 
CHP’liler uğradığında “İki vekil hakkımız iki kızımız, bizim kızımız..” dediğinde…
Kafası karışır…
“Oh be ne güzel gönülledim” der…
Zira duymak istenilenleri söylemiştir…
Sonuç ne çıkarsa çıksın:
“Biz kazanacağız demiştim biliyorsunuz…”der..
Döneklik budur…
*******
Yalnız başına kaldığı zaman, yumruklarını sıkar, masanın ayağına tekme atar, parmaklarını saçlarına geçirirken ve aynı zamanda mırıldanır: 
“Dönek döne, dönek döne… Dönek ne yana döne?…”
*******
İyi düşünün; ülkenin bu hale gelmesinin sebebi değil midir dönek…
Bütün kötü yönetimler güçlerini dönekten aldılar…
Ve toplum bile bile, göre göre onu adam yerine koyduğu için, bütün günahlar döneğin tuttuğu örtünün arkasında işlenir…
Bugünlerde döneceği yeri şaşırdı dönek…
En çok kullandığı sözcüklerdir böyle zamanlarda:
Ama, keşke, olabilir, yani, bakalım, gönül ister ki…
Hani her ihtimale karşı…
Her sonuca göre, böyle söylüyor bugünlerde…
İşte…. Bu şekilde konuşanları duyduğunuzda, dönek o dur..
Dönek, yine dönmekte…
Düşünüyordur: ne yana döne?..