Zübeyde Gültekin’den Duygulandıran Konuşma

Dinar’ın iktisatçı ve aynı zamanda iş kadınlarından Zübeyde Gültekin, I. Uluslar arası Yaşlı Bakım Ağı ve Yerel Yönetimler Sempozyumunda gerçekleştirdiği konuşmasıyla salondaki davetlileri duygulandırdı. Sempozyumun dördüncü bölümünde söz alan Gültekin, yaşlılık, yaşlı bakımı ve kendi aile içerisinde yaşlılıkla ilgili yaşadıklarını anlattı. Hükümete, devlete ve siyasilere de buradan çağrı yapan Zübeyde Gültekin, “Biz devletin bize borcunu ödemesini, bugün gerekli adil sağlık hizmetini vermesini istiyoruz. Bilinçli, sağlıklı, her sosyal devlet anlayışında olabilecek, sosyal adaletten ve bunun sağlık alanındaki adaletinden istiyoruz. Bu bizim, vatana borcunu ödemiş bir vatandaş olarak, asalak olmamış, yaşadığı her günü insanlara hizmet etmiş bir insan olarak bunu talep etmek bizim hakkımız diye düşünüyoruz” dedi.
Dinarlı İş Kadını Zübeyde Gültekin konuşmasının devamında şunları söyledi, “Bu toplantıya bir hasta yakını olarak yapabileceğimiz ya da öğrenebileceğimiz bir şeyler var mı diye katıldım. hasta bakımı konusunda kesinlikle anlamak değil, yaşamak lazım, bir hastanın ne çektiğini, ya da bir hastaya bakmanın ne kadar zor olduğunu anlatabilecek bir empati yolu yok. Onun yerinde olabilme diye bir şey söz konusu değil. Asla o duyguya ve psikolojiye tam olarak adapte olamıyorsunuz. Örneğin bütün saklamalarımıza rağmen ben babama çok sevdiği birisinin ölümünü izah ederken 20 kere hatırlayıp 20 kere kahrolmasına engel olamıyorum. Bu o kadar büyük bir yıpranmaya neden oluyor ki 20 kez aynı acıyı tekrar tekrar yaşamasını seyretmek zorunda kalıyorsunuz. Yapabileceğiniz hiçbir şey yok. Sadece gözünüzün önünde sevdiğiniz bir insanın hayattan kopuşunu ve hayata bağlanmak için de ne kadar çırpındığını seyrediyorsunuz. Bu da sizi hasta ediyor. Çünkü çözüm ve çare ya da herhangi bir ilaç yok. Toplantının başından beri beni ajite eden veya inciten bir hasta yakını olarak kelimelerden bir tanesi yardım kelimesiydi. En azından ben kendi babam için şunu biliyorum. Öğretmen, esnaf, ticaret yapmış bir vatandaş, bu millete ve vatana karşı bir vatan evladı olarak, bir insan olarak bütün sorumluluklarını yerine getirmiş, alacağı olan vereceği olmayan bir insan. Biz yardım istemiyoruz. Biz devletin bize borcunu ödemesini, bugün gerekli adil sağlık hizmetini vermesini istiyoruz. Bilinçli, sağlıklı, her sosyal devlet anlayışında olabilecek, sosyal adaletten ve bunun sağlık alanındaki adaletinden istiyoruz. Bu bizim, vatana borcunu ödemiş bir vatandaş olarak, asalak olmamış, yaşadığı her günü insanlara hizmet etmiş bir insan olarak bunu talep etmek bizim hakkımız diye düşünüyoruz. Hakkımızı almak için de, kapıları aşındırıp dilenmek zorunda mıyız? Siyasi engellere takılmak zorunda mıyız? Siyaset, politika insan olmanın, insan haklarının, insanca yaşamanın üstünde midir? Biliyorum ki bu soruların cevabını sizler veremeyeceksiniz ama asıl nokta budur. Biz insan haklarımızı istiyoruz. Bunun için yapılabilecek ne varsa bu gün bazı arkadaşlarımızla konuşurken şunu söyledim: beni siyasete dilendirmeyin. Beni politika ilgilendirmiyor, beni hastamın durumu ilgilendiriyor. Beni alacağım hizmetin kalitesi ilgilendiriyor. Bir örnek vermek istiyorum, Dinar bakım merkezi neden gerekli? Bir dönem agresif ataklar geçirirken, babamı bir kliniğe yatırmak istedik. Ben buna hiçbir zaman sıcak bakmadım. Eskişehir Tepebaşı Belediyesiyle bağlantıya geçmeyi düşündük. Orada bir bakım merkezine yatırmayı düşündük. Ancak kalbinizin sizden ayrı atması mümkün değildir. Siz babanızı orada bırakıp gelemezsiniz. Başkanımızla da zamanında yaptığımız görüşmelerde şunu söyledim, başkanım siz bu merkezi açacağınızı bana söylüyorsanız, ben dışarıda 1-2 yıl yapacağım masrafı evde yapmaya hazırım. Hastane ortamını dahi evde hazırlamaya hazırım. Ama babama Dinar’da bakalım. Neden? Çünkü burası onun evi. Başka bir şehirde, tanımadığı bir ortamda olması demek, bu insanı yok olmaya mahkûm etmek demektir. Sevdiği bir yerden onu koparmak demek, ölmesine zemin hazırlamak demek. Siz ölüm iznini yazabilir misiniz? İşte bunun içindir ki kendi yaşadığı yerde, sağlık ve bakım hizmeti almak, en doğal haklarıdır” dedi.
İsmail Yılmaz-Dinar
 
Editör: Haber Merkezi