Cemaat müezzini..

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında çalışan personelin kılık ve kıyafetine dair yönetmeliğe, bazı kurumlarda çalışan personelin riayet etmediği ifade ediliyor..

Başbakanlığın 2007/14 sayılı genelgesinde erkek ve bayanların giyim tarzları ile açık ve net belirtilmesine rağmen, kim göz yumuyor müsamaha gösteriyor bilemem..

Genelgede;

“Elbiseler temiz, düzgün, ütülü ve sade; ayakkabılar kapalı, temiz ve boyalı giyilir.Sandalet veya atkılı ayakkabı giyilmez. Bina içinde ve görev mahallinde baş daima açık bulundurulur.” Demesine rağmen;

Kurum içinde takunya benzeri sandaletle gezenler olduğu ifade ediliyor.

“Kulak ortasından aşağıda favori bırakılmaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz bakımlı ve taranmış olur. Hergün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz.” Diye genelgede belirtilmesine rağmen;

Kara sakalını göbeğine kadar bırakmış olanların varlığından ve bu tiplerin çoğaldıklarından bahsediliyor..

“Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir.” Diye anlatılmasına rağmen;

Yeniçeri bıyığına benzer bıyıklıların türediği söyleniyor..

Sayın Valim;

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan tüm personelin, devlet memuruna duyulan itibar ve güvene yakışan kılık kıyafet içerisinde olmaları gerekmez mi?

İlimizin em büyük mülki amiri olarak tüm personeli tek tek takip etme imkanınız olmadığını biliyor, kabul ediyoruz..

Kurum amirlerinin de, bazı sendikal baskılardan yıldığı, dolayısıyla müsamaha göstermemeleri halinde sıkıntıya düşecekleri endişesi taşıdıkları..

Dolayısıyla, yönetmeliği hiçe sayan bu şahısların daha cesaret alarak halkalarını genişlettikleri anlatılıyor..

Durumu takdirlerinize arz ederim, Sayın Valim..

**

Ben bir vatandaş olarak, cemaatlere son derece karşıyım..

Fetö belası henüz temizlenmemesine rağmen Fetö’den boşalan yerleri diğer cemaatlerin doldurduğu, yoğun bir şekilde kamuoyunda konuşuluyor, tartışılıyor..

Bakınız, bir cemaatin şeyhi lüks bir otelde misafir oluyor. Duyan müritleri akın akın otele geliyor.. Şeyh gittikten sonra onun kaldığı oda da birkaç saat kalabilmek için 10-20 misli para ödeyenler var, cemaatin muhasebesine..

Bu mu, cemaatçilik?

Ben merak ediyorum, üniversite mezunu "yatır" var mı?

Ya da, Anadolu Lisesi kazanmış bir "susuz dede" veya "telli baba..."

"Yok" diyorsanız eğer, sınav öncesi türbelerde oluşan kalabalığı nasıl tarif edeceğiz?

Adam uçak mühendisi olmak istiyor, yatırın tabutunun altına kalem sokuşturuyor...

Ev almak isteyenler gidip türbeye çaput bağlıyor..

Mübarektir, duanı edersin, tamam..

Öte yandan, sınav kolay geçsin diye camide dua edeni, anlarım.

Tek yaradan Allah’tır.. Ne istersen Allah'tan istersin..