Burası Dinar başka Dinar yok!

Dinar Yerel basında köşe yazısı yazan birisi olarak benim hayattan ve siyasetten bir beklentim olmadığı gibi cebime de giren bir kuruşta yoktur…

Dinar gibi bir ilçede köşe yazısı yazmanın ne kadar zor olduğunu bilen birisi olarak o Küçücük pencereden görebildiğim kadarı ile Dinarda yapılanların ve yapılması gerekenleri yazdım ve yazmaya da devam ediyorum…

Dinarla ilgili köşe yazılarımdan oluşan iki tane yayınlanmış kitabım var bunların nerdeyse tamamı çok partili siyasa hayata geçtiğimiz 1950 yılından bu güne kadar Dinardaki siyaset ve Dinar’ın önemli sorunlarını kapsayan bu iki kitabıma ilaveten yine siyaset ağırlıklı köşe yazılarımdan oluşan 400 sayfalık üçüncü kitabım şu anda baskıda…

Yerel basında köşe yazısı yazmak gerçekten çok zordur!

Bilgisayarımın başına geçiyorum. Ekranımı açtıktan sonra yazımı yazmak için Word sayfasına giriyorum;

Başımı iki elimin arasına alıyorum başlıyorum düşünmeye. Yapılanları yazıyorum seviniyorlar, yapılmayanları yazıyorum kızıyorlar…

Demokrasinin gereği öz eleştiri yapıyorum eleştiriye açık olmadıkları için eleştirime kızıyorlar…

Başta şehir trafiğine bir düzenleme getirilsin, yaya geçitleri işaretlensin, yayalar karşıdan karşıya geçeceği yerleri bilsin, sürücülerde bu işaretlere riayet etsinler diye yazıyorum yetkili bir Allahın kulu çıkıpta bu adam bunları neden yazıyor demiyorlar…

Benim aklıma şu geliyor: Rahmetli Barış Manço bir şarkısında; yaz dostum su üstüne yazı yazsam olurmu diyor,

Ben yazılarımı su üstüne değil, kağıt üstüne yazıyorum en azından birkaç günde olsa elden ele ve sitelerde dolaştıktan sonra yazılarımın akıbetlerini bende bilmiyorum…

Öyle bir konu bulmalıyım ki bulduğum konu başlığının içerisinde Dinarın sorunları olsun ama suya sabuna değinmeden öyle bir yazı yazmalıyım ki yazdığım bu yazıdan kimse rahatsız olmasın ilgili sitelere ve gazetelere gönderdiğim zamanda sansüre uğramadan bana ayrılan köşemde yerini alsın diyorum…

Konu Dinar ise gerisi teferruattır “ diyorum”

Dinarda yan geliri olmayan esnaf can çekişiyor…

Ekonominin gidişatı Doların ve altının yükselişi ister istemez Dinar esnafını da etkilemiştir…

55 yıl esnaflık yaptığım için esnafların ne kadar zor şartlar altında mesleklerini icra ettiklerini biliyorum; zaman zaman esnaf arkadaşlarımı ziyaret ediyorum siftah yapmadan dükkân kapattıklarına şahit oluyorum…

Dinar’a sıcak para girişi yerine maalesef Dinar’ın paraları her gün oluk oluk dışarıya gidiyor bu da ister istemez Dinardaki küçük esnafı etkiliyor…

DİNAR’IN HUZUR VE ASAYİŞİ!

İnsanların görüşü ayrı, düşünceleri ayrı, karakterleri ayrı, yapıları ayrı kısaca beş parmağın beşide bir olmadığı gibi insanların yaşamlarıda ayrı…

Dinar merkezde bazı istenmeyen huzur bozucu ve onur kırıcı hadiselerin olduğunu biliyoruz ve görüyoruz, Emniyet güçlerimiz gece gündüz demeden biz insanların huzuru ve güvenliği için canla başla çalışmalarına şahit oluyoruz; Polis her hadiseyi gören ve bilen değildir…

Polisimize yardımcı olmak biz insanların bir görevidir, Bizler huzurumuzu bozanı, yüz kızartıcı suç işleyeni polisimize bildirmezsek polis her insanın ensesinde dolaşmadığına göre;

Bizlerde üzerimize düşen görevi yapmalıyız, polisimize yardımcı olduğumuzda, Dinar’ın huzur ve güvenliği asla zafiyete uğramaz…

Bugünkü yazıma bir yaşanmış hikâye ile son veriyorum…

Deli kanlı her ortamda babasına; baba ben falanca kızı seviyorum demiş Baba da tamam oğlum gereği ne ise yaparız demiş,” baba oğluna “sen kızı seviyorsun ama kız sana ne cevap veriyor diye oğluna sormuş,” oğlanın babaya cevabı “ kızın bundan hiç haberi yok baba demiş…