Bu Kişilere Haydar Gerekir Kardeşim Haydar!

Havanın gülük güneşlik olmasıyla bazı ihtiyaçlarımı almak üzere bilgisayarımı kapatıp çarşıya çıktım. Bir kaç dost ve arkadaş ziyareti sonrası öğlen vaktinin yaklaşmasıyla motosikletimle sıra dükkanlarının yanından Suçıkan dan gelen kanal yanından aşağı Dörtyol semine yavaş yavaş giderken Konyalı camiin de namazımı kılıp eve gideyim diye düşündüm.Giderken uzun günlerdir görüşmediğim Hilmi Çalışkan ağabeyimin ve hanımı Şadiye ablanın ellerini öperek hatırlarını sorup dualarını alarak geçmeyi düşündüm.Evinin arkasındaki sokakta geçerken ilerde Em.Me. olan Mehmet arkadaşımı gördüm.

Elinde Lavaş ve ev süpürgesiyle yolun ortasında bağıra bağıra söyleniyordu. Yaklaşınca durdum ve dinledim. Çok kızmış ve sinirlenmiş olduğunu gördüm.

-Utanın be.. Hiç mi vicdan yok sizde? Yazık değil mi araç sahiplerine. Hadi Zıkkımlanıyorsun boş şişeyi neden yolun ortasında kırıyorsun insafsız… Ne demek lazım sana bilmem ki?

Benim kendisine yaklaştığımı görünce bana döndü

-Gel ağabey gel (Dedi. Emekli arkadaşım benden birkaç yaş küçüktü.

-Hayrola Mehmet kardeş? Niye bağırıp çığırıyorsun etrafta kimse yok ki. Kime kızdın?

-Kime kızayım ağabey bunu yapanlara kızıyorum. Bunların insanlıkla ilgileri yok. Be kardeşim elinde şişen zıkkımlanarak gidiyorsun bitince şişenin suçu ne de kırp yola atıyorsun? Bak bu yoldan senin gibi motorla geçen var, Otomobille evine giden var. Hava iyi odlumu bu sokak tenha olduğu için bisiklete binen çocuklar var. Bu cam kırıkları bu araçların tekerlerini ne yapar? Gazetecisiniz ağabey yazın bunları da belki vicdanı sızlarda bir daha atmaz.

-Mehmet kardeş bunlarda vicdan olsa bunu yapmaz zıkkımlandığı şişesini bir çöp bidonuna atar.Bu kişi veya kişileri gören olsa bunların suratlarına tükürsen hoşlarına ider anlamaz bunlar.BUNLARA NE LAZIM BİLİYORMUSUN HAYDAR LAZIM HAYDAR…Mahalledeki üç beş kişi kazma sapları var ya onlardan edinip ellerine alarak birkaç gece dolaşacaklar bu gibi kişi veya kişileri görünce o meşhur HAYDAR ile tanıştıracaklar.

Sana teşekkür ederiz tüm araç sahipleri adına bu teşekkür sana az bile evinden getirdiğin süpürgeyle şişe kırıklarını topluyorsun. Ya bu senin gördüğün görmediklerin ne olacak.60-70 yıl önceki gibi belediyenin temizlik iğcileri Dinarın sokaklarını şimdi süpürmüyor artık. O yıllarda topal tellal dayı başlarında her sokak ve caddeyi temizletirdi. Elbettekii o zaman Dinar 3-5 mahalleydi şimdiki gibi 28 değil. Bu kişilere HAYDAR LAZIM HAYDAR…

Uzaklaştım.Hilmi ağabeyi ziyaret ederek olayı anlattım..Eski yılları bir birimize anlattık..Eve gidip gece yattığımda bu konuyu yazmayı düşümdüm.Bir pişmanlıkta neden şişe kırıklarının camının resmini çekmedim diye pişman oldum.Artık yaşlandığımız buran belli değimli.Ama evde duran fotoğraf makinemi motorun oturağı içine koyup taşıma kararı aldım.Bazen akıllı makinem cebi yanıma almadan unutup çıkıyorum…İnşallah başka bir zaman kullanırım.

Son olarak şunu demek isterim. Gençlikte zamanla bizlerde bu böyle şişenin dibini çok gördük ama katiyen birilerine zarar verecek hareket yapmadık. Ben ne kadar çok sayıda akşamcıları tanıyorum bilseniz isimlerini vermeyeceğim hiç biri nin cadde ortasında şişe kırdığını ben görmedim, kimse de ben gördüm diyemez onları rahmetle anıyorum. Umarım şimdiki akşamcılarımız da bu şişe kırma işini bir daha yapmazlar. Saygılarımla…