BİR NEDENİ OLMALI!…

Bugünkü yazıma; Yunus Emrenin bir dörtlüğü ile başlamak istiyorum…

Kalem eğri dilli,

Mürekkep siyah yüzlü,

Kâğıt ikiyüzlü,

Şimdi kalkıp arzuhalimi yazmaya kimi mahrem kılayım…

Yazdım olmadı, söyledim olmadı, bu yazdıklarımı ve söylediklerimi hiç kimse galeye almadı,,,Almadıklarının bir nedeni olmalı…

Ben yazılarımda neyi yazıyorum:

 

 Dinar’ın sorunlarını yazıyorum… O kadar yazılacak önemli sorunlarımız var ki sadece AH diyorum AH…neden AH çektiğimi sadece gök yüzünde uçan kuşlar bilmiyor…

“ Temelin dediği gibi bir ben birde ALLAH biliyor”

 

BEN NEYİ YAZMIYORUM:

 

Onun bunun dedi kodusunu yazmıyorum, nerden buldun da zengin oldun diye yazmıyorum, belden aşağı yazmıyorum, çaldın çaldırdın, eşini dostunu zengin ettirdin diye yazmıyorum… Kimin FETÜCÜ olduğunu, kimin FETÖCÜ olmadığını yazmıyorum…

Kimsenin işi aşı beni ilgilendirmiyor… Beni ilgilendiren sadece ve sadece Dinar’ın sorunları ilgilendiriyor…

Bu konuyla ilgili çok ama çok yazacaklarım var ama nasıl bir cümle kullanıpta ne şekere nede suya dokunmadan bir yazı yazsam acaba bu sefer anlarlarmı diyorum…

Tam 25 yıldır Dinar’ı yazıyorum, benim bulunduğum Her ortamda Dinar konuşuluyor… Köşe yazılarımdan oluşan 800 sayfalık iki tane kitabımın her sayfasında Dinar’ı yazdım, 350 sayfadan oluşan 3 ncü kitabım basım için bekliyor bu kitabımın da tüm sayfaları yine Dinarla ilgili yazılarımdan oluşuyor…

Benden başka Dinar’ı seven mi yok, çooook hemde pek çok ben onların iki adım daha gerilerinde kalıyorum…

Düşündüm taşındım; affınıza sığınarak nasıl bir cümle kullansam da şu insanların beyninden geçenleri birkaç satırda olsa köşemde yazsam diye… Tek kelime ile yazacak olursam, kafalar karışık, gönüller barışık değil…

 Bunu gidermenin tek yolu “ Seçilmişinden atanmışına kadar DİNAR İÇİN BİRLİK VE BERABERLİKTİR” sorun burada yatıyor…

Dedim ya her Dinarlı her ortamda Dinar’ı çok sevdiklerini söyledikleri ile uyguladıkları bir türlü bir biriyle bağdaşmıyor…

Bizim demokrasimiz çoğulcu demokrasisidir, sırası ve zamanı geldiğinde Demokrasinin olmazsa olmazlarından olan sandık halkın önüne konar, her seçmen hür iradesi ile kendilerini yönetecek olanları oy gizli tasnif açık kuralları içerisinde oyunu kullanırlar…

Sandıktan kim çıkarsa çıksın ona saygı duymak gerekiyor… Sandıktan çıkanı beğenirsiniz beğenmezsiniz bu kişilerin kendilerini bağlar…

Önemli olan üstlenmiş olduğu görevi laiki veçhiyle yerine getiriyor mu getirmiyor mu? Önemli olan budur…

Seçilmiş olan kişiyi seversiniz sevmezsiniz… Sevmek zorunda da değilsiniz, sevilecek olan Dinar’a yaptığı hizmettir, Bu hizmeti yerel yönetim de yapar, Merkezi Hükümette yapar önemli olan Dinar’a yapılan hizmettir…

Ben yazılarımı genelde yazarken hem yerel yönetimin yaptıklarını hemde merkezi Hükümetin yaptıklarını karma bir şekilde köşemde yazıyorum…

Dinar’a kim ne hizmet yaparsa yapsın yapılan hizmet Dinar’a dolaysıyla

Dinarlıya yapılıyor, yapan yaptıklarını giderken sırtına sarıp götürmüyor; yaptığı hizmetler bir anı olarak Dinar da kalıyor…

GÜN BİRLİK VE DAYANIŞMA GÜNÜDÜR:

10 Aralık günü İstanbul’da teröristlerin hain saldırısı neticesinde 37 Polis 44 kişi hayatını kaybetmişti. Bu hain saldırı sonucu Türkiyenin genelinde olduğu gibi ilçemiz Dinarda da öğrencisinde büyüğüne kadar insanlar akın akın İlçe Emniyet Müdürlüğüne gelerek Emniyet Müdürü Yunus Dinç’e baş sağlığı dileğinde bulunup, emniyet güçlerinin yanında olduklarını, teröre karşı birlik ve beraberlik mesajları vermeye devam ediyorlar…

Saygılarımla Hilmi Çalışkan