Ben neyi yazıyorum, neyi yazmıyorum!

Bugünkü yazıma; Yunus Emrenin bir dörtlüğü ile başlamak istiyorum…

Kalem eğri dilli,

Mürekkep siyah yüzlü,

Kâğıt ikiyüzlü,

Şimdi kalkıp arzuhalimi yazmaya kimi mahrem kılayım…

Yazdım olmadı, söyledim olmadı, bu yazdıklarımı ve söylediklerimi hiç kimse galeye almadı; Ama yinede yazacağım…

Ben yazılarımda neyi yazıyorum:

Dinar’ın sorunlarını yazıyorum…

O kadar yazılacak önemli sorunlarımız var ki sadece AH diyorum AH neden AH çektiğimi sadece gökyüzünde uçan kuşlar bilmiyor…

“ Temelin dediği gibi bir ben birde ALLAH biliyor”

BEN NEYİ YAZMIYORUM:

Onun bunun dedikodusunu yazmıyorum, nerden buldun da zengin oldun diye yazmıyorum, belden aşağı yazmıyorum, çaldın çaldırdın, eşini dostunu zengin ettirdin diye yazmıyorum “ Kimin FETÜCÜ olduğunu, kimin FETÖCÜ olmadığını” yazmıyorum…

Kimsenin işi aşı beni ilgilendirmiyor beni ilgilendiren sadece ve sadece Dinar’ın sorunları ilgilendiriyor…

Bu konuyla ilgili çok ama çok yazacaklarım var ama nasıl bir cümle kullanıp ta ne sabuna nede suya dokunmadan bir yazı yazsam acaba bu sefer anlarlarmı diyorum…

Tam 30 yıldır Dinar’ı yazıyorum, benim bulunduğum Her ortamda Dinar konuşuluyor…

Köşe yazılarımdan oluşan 1500 ana başlıktan oluşan 4 kitabım çıktı bu kitaplarımı zamanın belediye başkanı Saffet Acar kültür hizmetleri kapsamında bastırmıştı; şimdi ise 5 kitabım basıma hazır hale geldi gücüm yeterse bastıracağım bundan önceki 4 kitabımda olduğu gibi bu 5 kitabımda da tamamen Dinarla ilgili köşe yazılarımdan oluşuyor…

Ben bu kitapları neden bastırıyorum gelecek kuşağa bir miras bırakmak istiyorum da ondan…

Bu kitaplarım birer yazılı belge niteliğindedir, belki bugün değeri olmayabilir ama yıllar sonra bu kitaplar meraklısına bir ışık olacaktır…