BAŞKANIN TESİSİNDE AT ETİ…

Haberlerde okumuşsunuzdur, İstanbul Kasaplar Odası Başkanının ortak olduğu İSKO dolum tesisinde imal edilen sucukta at eti olduğu tespit edildi..,

Bu haberin Afyon’la ne ilgisi var, diyebilirsiniz…

Şöyle ilgisi var:

Afyon’da bu günlerde muhtemelen at-eşek kesilmiyordur ama hastalıklı hayvanların kesildiği ısrarla iddia ediliyor.

Deniliyor ki: “Adam, şaplı, şarbonlu ineği kesip yemek fabrikalarına vadeli ve ucuz fiyata satıyor. Bu vicdansızlar hastalıklı ineğin gelirini hamuduyla yutuyor.. Tefeci C.A’nın parası da, bu işlerde kullanılıyor..”gibi vahim iddialar var…

Kesilen hayvanlarında sektörde örnek olması gereken kişinin mezbahasında kesildiğini iddia ediyorlar…

Bu mezbaha sahibi diyevek ki: “varsa bir belgen savcılığa git şikayet et..”

Meşhur bir vardır:“Rüşvetin belgesi mi olur, a p…..k?”

Bir açıdan da, zina gibidir bu iş. Bi erkek bi dişi, ikisi bilir bu işi..

Suçüstü olmadan; zina, rüşvet ispat edilemeyeceği gibi, o isim sahibi zatın mezbahasında kesilen hastalıklı hayvanlar kesim anında yakalanmazsa ispatı zordur…

Ancak, en gizemli işlerde olsa iz bırakır..

Biz o izi takip ediyoruz ve İnşallah sonuca ulaşacağız…

Vatandaşın sağlığıyla oynayarak fil olanları deşifre edeceğiz..

Bilenler çoktur, üstüne düşüp sonuçlandırmadığımız konu yoktur..

ÇAKMA SUCUKÇULAR…

Çocukluğumdan hatırlarım, bizim ilçede pazarcılıktan yetişme bir kasap vardı…

Mesleğinde o kadar deneyimliydi ki: 

Bir inek ya da öküz gördüğünde, ondan ne kadar et, kelle eti ve diğer sakatat çıkacağını bundan da kaç kilo sucuk yapabileceğini biliyordu… Takkeli prof’du yani..

Yüzde 10’u kırmızı et, gerisi yağ ve kelle etinden mamul sucuk yapardı…

Satarken yüzde 100 dana eti diye satardı…

Lokman Hekim işinin piri nasıl olmuşsa;  bu, da sektörde 1 numara olmuştu..

Deneyim başka oluyor...

Direksiyonu bırakınca aynı mesleği icra eden Yıldırım Hancı vardı, mesela:

Ona, iki-üç yıl hangisinin inek hangisinin öküz olduğunu anlatmalarına rağmen hala anlayamamış, o gagalı hayvanlardan mamul mekanik kıyma konusunda ihtisas sahibi olmuştu…

Bunların ortak özelliği, üstün pazarlama yetenekleriydi…

Maalesef bizlerin; o tarihlerden bugüne, sucuğun içinde ne olduğunu bilmeden afiyetle yememiz, etten ucuz olmasına rağmen, nedenini araştırmadan, soruşturmadan bolca tüketmemiz onların gayri meşru yollarla bitlenmelerine vesile oldu…

Bugünlere gelince…

Afyon’da, Battal Gazi’nin torunuyum diye övünen biri var…

Tavuk sucuğunun kilosunu 5 liradan satıyor!

Göğüs etinin kilosu 7 lirayken bu adam sucuğa tavuk diye bedava martı etimi koyuyor?

Utanmaz, sıkılmaz adam bunlar…

Eti alınmış tavuğun gagası, kemiği, gerisi, derisi atılacak ne varsa çekerek mekanik kıymanın kilo maliyetini 1 liraya getirip 5 liraya satan vicdansızlar…

İnsan sağlığının hiç mi önemi yok, paradan daha mı önemli garip gurebanın sağlığı?..  

Başta; valilik, maliye ve il gıda müdürlüğünün bu konulara hassasiyetle eğileceğine eminim..

Bu gibi sağlık teröristlerine el birliği ile geçit vermeyeceğiz...

Bizi izlemeye devam edin…