ASKIDA EKMEK

Dinar’daAskıda Ekmek" uygulaması günümüzde daha yeni ortaya çıkmış gibi görünse de askıda ekmek bağışının kökeni çok eskiye dayanıyor olduğunu yaptığım araştırmamda öğrendim. Bazı kaynaklar Osmanlı döneminde ortaya çıktığını bazıları da daha eski yıllarda çıktığını yazıyor. Dinar’da birkaç tanıdığım fırıncı kişilere sorduğumda uygulamanın İstanbul’da başladığını duyduklarında kendilerinin de tatbik etmeye başladıklarını söylediler. Bir yakın fırıncım “Ben babamın zamanından beri fırında çalışıyorum. Mesleğim baba mesleği ne öğrendimse ondan öğrendim. Daha çok babam işini bitirince fırını bana bırakır istirahat etmeye eve çıkardı. Evimizin altındaki fırında ben kasaya geçer satış yapardım.Bir gün eve giderken biraz gecikti.Ben “Artık git yat baba dedimse de gitmedi az sonra elinde bir file ile yaşlı bir kadın elinden tuttuğu küçük bir kız çocuğu ile geldi. Babam dışarıda fırın önünde oturduğu sandalyeden bağırdı.” Oğlum 2 ekmek getir “dedi. 2 ekmeği kâğıda sarıp götürdüm. Babam yanına gelen kadınını gösterip “Ekmeği bu teyzene ver” dedi. Teyze babama dualar ederek ekmeği elindeki file içine koydu ve “Bey amca ben yarından itibaren gelemeyeceğim bu benim torunum o gelecek ona her zaman ki gibi verirmisin? Dedi. Babam olur hanımefendi olur gelsin ben oğluma da tembih ederim ondan alır afiyet olsun güle güle” dedi. Kadın mırıldanarak hala dualar ederek uzaklaşırken babam bana döndü ”Bak oğlum bu hanım veya yanında getirdiği çocuk ne zaman gelirse onlara her gelişlerinde 2 ekmek ver parasını isteme parasını bana toplu olarak verdiler tamamı? Dedi ve yatmaya gitti. Ben sonra öğrendim ki yaşlı kadının bir oğlu gelini ve 2 küçük torunu varmış ve çok fakirlermiş. Daha önce kadın fırının önünden çok defalar gelip geçiyor ama bir türlü içeri giremiyormuş. Bir defasında babam fark etmiş kadını çağırıp 1 ekmek vererek “Buyur hanım bu benden size göz hakkı alın lütfen” demiş. Kadın elindeki bozuk parayı uzatıp sağ ol bende 2 ekmek alacaktım ama paramın bir kısmı eksik onun için isteyemedim. Gelirken her halde düşürmüşüm diyerek elindeki parayı uzatmış. Babam “Yok parayla olmaz bakın bu 2 ekmek size parasızdır. Hergün gelin sizin ekmeğiniz şu askılıkta asılı olacak alır gidersin senin duan bana yeter tamam mı? Demiş. İşte o bayana her gün 2 ekmeği babam verirdi. Ben para alıp almadığını sormadım çünkü herkes parasını verip alıyordu. Bir gün muhtar yanımdayken kadın ve torunu yine ekmek almaya gelmişlerdi. Muhtar kadını görünce elini öperek hatırını sordu ve teyze dedi istediğin 3 ilacı da eczaneden aldım belediye başkanı tembih etmiş eczacı verdi. Evdeki gelinine verdim” dedi. Kadın dualar ederek uzaklaştı. Muhtar dedi ki kardeş bu teyzenin bir oğlu gelini ve 2 torunu var. Çok fakirler. Oğlu da hasta ve işi yok amelelik yapıyor iş bulursa bir yevmiye kazanıyor. Ben muhtar olarak kaymakam Beye arz ettim o da yardım yapıyor belediyeden de bende muhtarlık olarak elinden geleni yapıyoruz baban da öğrendi her gün 2 ekmek veriyor bilmem senin haberin varmı ”dedi. Bende “Evet haberim var muhtar sen böyle bunun gibi başkası da varsa bana yolla senin adını versin ben anlarım dedi…

  1. Askıda Ekmeği o zaman başlatmıştı zaten İstanbul’da ki faaliyetten haberimiz sonra oldu dedi. Dinar da çok kişi bu yardıma katılıyor. Ekmek parasını verenin ekmeği buraya asılıyor.

ASKIDA EKMEK uygulaması maddi durumu iyi olan vatandaşların, ihtiyaç sahibi kimseleri incitmeden yardım etmelerini sağlayan bu uygulama günden güne popülerliğini arttırmakta ve yayılmaktadır.

Ekmek almak için fırına giden vatandaşlar kendilerinin ihtiyacı kadar ekmek aldıktan sonra ihtiyaç sahiplerinin faydalanması için gönüllerinden geçen ekmek sayısının parasını ödeyip ekmekleri fırına bırakıyor.

Dinarda her fırında ASKIDA EKMEK uygulaması var mı bilmiyorum. Ben ekmek almaya gittiğim 4 fırından üçünde bu uygulamanın olduğunu gördüm. Üçünde de yan duvarda bir askı altıdaki yazıda bu uygulama duyurulmuş ve tatbik etmeye devam ediliyor. Diğerlerinde varmı bilmiyorum. Var olan fırınların adını burada yazmam doğru olur mu reklam mı olur onu da bilemiyorum onun için fırın ismi kullanmıyorum. Dinarın o ünlü fırıncı ustaları sağ olsaydı da bu konuyu onlarla görüşmek imkânı olsaydı. Ne derlerdi acaba. Rahmetli Fırıncı Kel Hasan Hüseyin(Çoşkun),Salim Çağlar, Ahmet Çağlar, Senirkentli Ali Yalçın, Salim Usta, Cadılı Ahmet Usta, Hasan ve Hüseyin-Abdullah Bilengil, Mustafa Çaylı, Oğuz ve kardeşi, Kemal Keskin, Selahattin Gönüllü gibi fırıncı ustalarımız zamanında bu uygulama varmıydı acaba en eski fırıncımız Ahmet Karagöz ustamız sağ ama rahatsızmış. Onla da görüşemedim. Allah şifasını versin ama ben çocukluğumdan hatırladığım bir uygulama vardı 1942-1954 yıllarında üst üste belediye başkanlığı yapan rahmetli başkanımız Bayramali Veziroğlu döneminde belediye yoksul ve dullara yaptığı yardımlar içinde anlaştığı bir fırınla ekmek yardımı ailenin durumuna göre yapardı.Annem boşandığında Selahattin Gönüllünün fırınından her gün bir ekmek belediyenin verdiği ekmek fişi ile alırdı. 40lı 50 li yıllarda bu uygulama vardı. Adı askıda değildi ama ihtiyaç sahiplerine verilirdi.