UYSAL, İL BAŞKANLARI İLE BİR ARAYA GELDİ
Demokrat Parti Genel Başkanı (DP) Gültekin Uysal, Genel İdare Kurulu’ndan sonra İl Başkanlarını da Ankara’da topladı ve “ Ekmeleddin İhsanoğlu’na olan desteğimizi teşkilatımızla paylaşın” talimatı verdi..
Demokrat Parti Genel Başkan Gültekin Uysal il başkanlarıyla bir günlük çalışma toplantısında yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
“ Sürece, Olumlu Katkı Koyduk ”
“ Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde başından itibaren; Meclis’te temsil edilen ve aday gösterebilme kapasitesine sahip iki partiye başından beri çağrı yaparak, bu sürece olumlu katkı koymaya çalıştık.
Bu tarihi çağrımıza başta Ana Muhalefet Partisi CHP ve Milliyetçi Hareket Partisi, kompleks göstermeden Meclis dışında bulunan bu büyük çoğunluğu bir noktaya teksif ederek, bir araya getirerek cevap verdi. Yeni, yeni teklifleri elimizin tersiyle iterek, yeniden bu büyük ülkenin olması gereken rayda tarihi yürüyüşünü gerçekleştirmesi adına taktik sunmaya gayret gösterdik.
Bu sözlerimizin ve katkılarımızın önümüzdeki süreçte de büyük önemi olacağına inanıyorum. Bu niyetle çıktığımız bu yolda, hayrı aradığımız noktada, bu adımlarımızın milletin mukadderatında büyük bir adıma dönüşeceğine inanıyorum.
İşte bu anlayış içerisinde çok süratle ve ivedi değerlendirmeler yaparak bütün arkadaşlarımızla beraber, bölge toplantıları yaparak fikrimizi, siyasetimizi millete mal etmek noktasında bu süreci bir fırsata dönüştüreceğiz. Demokrat Parti olarak gür sesimizi her bulunduğumuz zeminde, her bulduğumuz kürsüde ifade etme mecburiyetimiz vardır.
“ Ekmeleddin İhsanoğlu Merkez Sağ fikriyatı Teberrüz Etmiştir..”
             Bu anlayış içerisinde; Türkiye’de acımasız bir politikayı icra edenlerin karşısında, Türkiye’yi dayatmalarla karşı karşıya bırakanların karşısında, Merkez Sağ fikriyatı kendi şahsında teberrüz ettiğine inandığımız bir aday, Sayın Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun etrafında, Türkiye’nin ihtiyacı olan bu iklim değişikliğini, bu büyük dönüşümü gerçekleştirebilmek adına net tavrımızı ortaya koyduk.
            Sizlerden de isteğimiz; öncelikle bu tavrımızı teşkilatlarımızla paylaşmaktır. Beraberinde bu zalim iktidara karşı Hakk’ın bayrağını yine bizler taşıyacağız.O nedenle mesuliyetimiz büyüktür. O nedenle üzerimize tarihin bıraktığı bu mesuliyetle, bu yolda hep beraber azim ve kararlılıkla yürüyeceğimizden eminim.
“ İktidar 30 Mart’ta insanların sadakatını satın aldı”.”
             Türkiye’nin kader seçimi olarak değerlendirebileceğimiz cumhurbaşkanlığı seçiminin bir ön provası olarak 30 Mart Yerel Seçiminde; devlet imkanlarını sadece maddi unsurlarıyla değil, istihbari ve kolluk kuvvetlerini de bu siyasi mücadelede taraf yapan bir iktidar anlayışı vardı.             Fukaralığı, yoksulluğu, acziyeti kullanarak, insanların sadakatini satın alacak yöntemleri siyasetin baş unsuru haline getirerek tehditlerle, yıldırmalarla, sopa politikalarıyla insanlarımızı korkutarak, kimilerine de ulufe dağıtarak gücü kudreti kendi etraflarında toplamaya gayret ettiler.
            Türkiye’nin kritik gündemleri var. Demokrat Parti olarak geçmişiyle, iddialarıyla, hizmetleriyle sesimizi ve sözümüzü yükselteceğimiz bir eşikte olduğumuzu ifade etmek isterim.
“ Biz geçmişimizi biliyoruz..”
           Biz geçmişimizi biliyoruz. Hem de birilerinin zaman zaman Menderes, Özal diyerek suistimal etme gayretlerine rağmen biliyoruz. İşte bu büyük geçmişimizle beraber bizim bütün meselemiz, bugün Türkiye’nin önüne milletimizin kendisini görebileceği bir siyaseti, uygulanabilir çözüm ve politikalarıyla beraber ortaya çıkarabilmektir.
            Türkiye’de gelişen hadiselere, kendi önceliğimizden daha ziyade milletin önceliğiyle bakmış bir hareket olarak, bugün de durduğumuz nokta milletin öncelikleridir, milletin inançlarıdır, değerleridir.
12 yıllık siyaset sürecinde hak etmedikleri halde bireysel hak ve adaletleri, hak ve hürriyetleri adeta ulufe dağıtılırcasına elinde bulunduran bir çarpık zihniyetle karşı karşıyayız. Bırakalım 12 yılı, sadece 5-6 ayda yaşanan hadiseler bile, on yıllar boyunca çekeceğimiz pek çok hatayı yapmış bir iradenin, sadece kendilerini değil Türkiye’yi de ateşe attıklarını da görüyoruz.
Geçmişi yok varsayarak, bu ülkeyi adeta 2002’de kurulmuş gibi ortaya konulan politikaların Türkiye’yi getirdiği yer ortadadır.
Bugün AKP eli ile Türkiye, maalesef Suriye’nin bütünlüğünü birliğini bozan bir politikaya sahiptir.
Bugün Dışişleri Bakanı’nın, romantizm içerisinde Türkiye’ye bir deli gömleği giydirircesine oluşturduğu politikaların Suriye’yi, Suriye ile beraber Irak’ı bölme noktasına getirdiğini hepimiz görüyoruz.
İşte tam bu noktada, hem fikri derinliği ile, hem kadro derinliği ile demokrat parti olarak yeniden kıyama kalkarcasına irademizi dimdik ortaya koymalı, bunu icra edecek kadroları yeniden bir araya getirmeliyiz.”
Editör: Haber Merkezi