Trafik Bölge Değerlendirme Toplantısı Yapıldı.

Trafik Hizmetleri Daire Başkanlığı ve Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen Afyonkarahisar Trafik Bölge Değerlendirme toplantısı Valimiz Aziz Yıldırım’ın katılımıyla yapıldı.

Polis Moral Eğitim Merkezinde düzenlenen toplantıya Valimiz Aziz Yıldırım’ın yanı sıra Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akdeniz, Emniyet Genel Müdürlüğünün trafikle ilgili Daire Başkanları, Vali Yardımcısı Dr. Adem Uslu, Kamu Kurum ve Kuruluş temsilcileri, 9 ilin Bölge Trafik ve Trafik Denetleme Şube Müdürleri ile Belediye Başkanlığı, Jandarma ve Üniversitenin temsilcileri katıldı.

Afyonkarahisar, Ankara, Konya, Burdur, Karaman, Isparta, Eskişehir, Aksaray ve Nevşehir illerini kapsayan toplantı Saygı Duruşunda Bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlaması ile başladı.

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Akdeniz yaptığı açılış konuşmasında Karayolları Trafik Güvenliği Stratejisi ve Eylem Planı çerçevesinde söz konusu illerce yürütülen faaliyetleri ve belirlenen hedeflere ulaşmadaki etkinliğin detaylı olarak değerlendirilebilmesi, trafikle ilgili sorunların incelenerek uygulayıcı personelin çözüme yönelik görüş ve önerilerinin alınması konularının görüşülmesi amacıyla ülke genelinde öncelikle 7 il merkezinde ve ilkinin de 9 ilin görevlilerinin katılımıyla Afyonkarahisar’da yapıldığını belirtti.

Daha sonra kürsüye gelen Valimiz Aziz Yıldırım; “Kıymetli Bürokrat arkadaşlarım, dışarıdan gelen misafirlerimiz öncelikle Afyonkarahisar’ımıza hoş geldiniz ve bu programa hoş geldiniz. Tabii trafik hakikaten çok önemli bir unsur. Ben herhangi bir ile gittiğim zaman veya yurt dışında bir ülkeye, bir şehre gittiğim zaman öncelikle trafiğine bakıyorum. Trafiğini şöyle bir 10 dakika kadar gözlemleyip o şehrin, o ülkenin, o yabancı ülkedeki şehrin insanlarının hayata bakış açılarını, devlete ve kurallara olan bakış açılarını, insanların birbirine olan bakış açılarını, saygıları ve tertip düzenleri konusunda pek çok kelime üretebileceğimi, pek çok cümle üretebileceğimi görüyorum. Trafik düzeni çok iyi gözlemlenirse hakikaten bir ülkenin kültürü konusunda birbirlerine saygısı konusunda insanlara çok şey söylüyor. Bunu önemli olan okuyabilmektir. Eğer bir ülkede yolun bir tarafına bir çizgi çekilip buradan geçmeyeceksiniz deniyorsa ve insanlar da buna uyuyorsa bu bir anlam ifade eder. Bir başka ülkede kocaman kocaman dubaların yanı sıra çelik birtakım bariyerler koyduğumuz halde ertesi gün geldiğimizde onlar sökülüp yerinde arabalar park ediliyorsa bu da bir başka anlam ifade eder. İnsanlar parayı ödedikleri takdirde son model araçları alıyorlar, ama son model kafayı taşımak parayla olmuyor. Hakikaten bu zihniyeti yerleştirebilmek, bu kültürü geliştirebilmek çok önemlidir. Bu bazen genellikle ve hatta öncelikle katı bir mevzuat katı kurallarla ve bu katı kuralların katı uygulanmasıyla yapılabilecek işlerdir. Eğer biz bu kuralları ve mevzuatı dünya standartlarında modern ülkelerin standartlarında bunları iyi düzenler ve görevli siz değerli arkadaşlarımıza da bunu aynen böyle uygulayacaksın kim ne derse desin diye bir kararlılıkla irade gösterebilirsek o zaman bizim de trafikteki problemlerimiz % 90 seviyelerinde azalır. En azından insanların, sürücülerin kendi kusurlarından kaynaklanan kazaların önlenmesinde ciddi bir mesafe alacağız diye düşünüyorum. Şehir içerisinde bakıyorsunuz her yer otopark, yollarımız ve sokaklarımız açık otopark olmuş. Bunda tabi ki şehir idaresinin, Valilerin olsun, Belediye Başkanlarının olsun çok çok önemli fonksiyonları var. Bir kere şehirciliğimizde de sıkıntımız var. Yol diyelim ki 15-16 metre ve aynı yolun üzerinde üç katlı binalar varken ve orada her bir katta işte en çok 2 aile otururken o 2 ailenin de varsayalım hepsinin arabaları varken sokağın trafik yükü başkadır. Aynı sokağa 8-10 katlı binalar yerleştirdiğinizde ve her kata dörder tane daire koyduğunuzda ve insanların tabii gelişmişlik düzeyi, ceplerindeki paranın artması bir ailede birden fazla aracın olması gerçeklerini de göz önünde bulundurarak o sokağın trafik yükünün çok çok artmış olacağını ve o sokağın, caddenin trafik yükünü kaldıramayacağı gerçeği ile karşılaşırız. O zaman şehircilikten de başlamak gerekiyor. Avrupa da bizden daha mı az araba var. Hayır ve bizden daha önce başladılar araba sahibi olmaya ama aynı trafik keşmekeşliğini orada görmüyorsunuz. Avrupa’da insanlar kurallara uyuyorlar. Bunun başka hiçbir izahı yok. Kurallar uyulmak içindir, kurallar dinlenmek için değil. Bu gerçeği de göz önünde bulundurduğumuzda demek ki insanı eğitmenin, yetiştirmenin aslında bütün problemlerin temel noktası olduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Biz insanımızı iyi eğitirsek, biz gençlerimizi iyi eğitirsek, bu eğittiğimiz doğrultuda koyduğumuz kurallara uymalarını temin edersek hiçbir istisna ortaya koymadan o zaman trafik kurallarına yada ilimizi, ilçemizin trafik düzenini de en iyi şekilde sağlamış oluruz. Şimdi altımızda iyi araba var, yollarımızda iyi, o zaman ben hız yaparım arkadaş cezayı da öderim deme lüksüne de sahip değil insanlarımız. Çünkü intihar etmek istiyorsa insanlar başkalarına da zarar vermeyecek bir yöntem seçsinler. Yani hız yapmak suretiyle kaza yapmayı da göze alabiliyorsa, alkollü araba kullanarak ya da herhangi bir keyif verici madde kullanmak suretiyle direksiyon başına geçiyorsa o intiharla eşdeğer. Ben böyle görüyorum. Eğer bunu yapmak istiyorsa insanlar, bırakın başkalarına zarar vermeyecek bir yöntem seçsinler. Yani sizin kullandığınız araç bir başka masumun aracına çarpıyorsa, bir başkasına maddi ve manevi zarar veriyorsa, ayrıca bu zarar bizim yolda kontrol yapan gerek jandarma gerek emniyet ekiplerine de oluyorsa, bunun kişi özgürlüğüyle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Toplumun düzenini sağlamak için kurallar geçerlidir. Herkesin özgürlüklerinin sınırını çizebilmek için kurallar konulur. Bütün modern ve demokratik ülkelerde kurallara uyulduğu müddetçe insanlar toplum düzeninde rahat bir şekilde ve başkalarından zarar gelmeyeceğini düşünerek yaşarlar. Öyle gecelerler, öyle sabahlarlar. Ama siz tehlike nereden gelecek diye endişe duyuyorsanız, trafikten yola çıktınız acaba bir taraftan yola hayvan mı atlar diğer taraftan olmadık bir sürücü mü yola çıkıverir bu endişeyi taşıyorsanız zaten büyük bir stres altında yolculuğa başlamışsınız demektir ve bunun sonucunda da tabii ki kaza kaçınılmaz. Bizim bütün bunları öncelikle önlememiz, engellememiz gerekir ve daha önce bahsedilen % 90’nın üzerindeki trafik kazaları oranı eğer sadece sürücü kusurundan kaynaklanıyorsa yani sürücülerin dikkat etmeleri durumunda bütün kazaların toplamının % 90 oranında azalacağını düşünmemiz gerekiyor. Bu rakamlar bunu gösteriyor, bunu ifade ediyor. Bu önemli bir şey ve hiç de az değil. Giden canlar, yaralanan ve tedavi edilmek mecburiyetinde kalan insanlar ki bazen de sakat ve engelli vaziyetinde kalıyorlar. Giden milli servet, araçlar, üzülen insanlar bunlar hakikaten bizleri de çok üzüyor. O yüzden bütün tedbirleri uygulanabilir olarak öncelikle almak, bunları kurala bağlamak ve siz değerli arkadaşlarımıza da ve değerli görevlilerimize de bunu sonuna kadar uygulayacaksın diye bir irade ortaya koymak her şeyden önemlidir. Herkes istisna istiyor. Ben de istisnai olayım. Diğeriyle eşit olmak yetmiyor. Herkes yapabilir deseniz belki bu kadar zevk almayacak bazı insanlar. İstisnai, müstesna olmak durumu sadece kendilerine bu anlamda ciddi olarak bir ayrıcalıklı olmak, ciddi anlamda bir keyif veriyor ama bizim bunu engellememiz lazım. Sayın Başbakanımızın devamlı söylediği bir şey var

“yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur”. Toplum düzeni ancak bununla sağlanabilir. Aksi takdirde tabii burada trafik konuştuğumuz için özellikle trafik üzerinde duruyoruz. Başka türlü toplum düzenini sağlayamayız ama yine de söylüyorum şehirlerde özellikle Belediyelere çok iş düşüyor. Şehirlerin doğru dürüst yapılması, hiç olmazsa yeni imara açılan yerlerin, yeni şehirleşen yerlerin, Uydukent durumunda olan şehir bölümlerinin modern dünyanın gereklerine ve biraz da geleceği hesaplayarak ve tahmin ederek ona göre yapılması gerekir. Araçların nereye park edeceğini, araçların nerelerde hangi süratle gideceğini, bir araç yükünün trafik yükünün hesaplanması süratiyle o caddenin ne kadar geniş, o sokağın ne kadar geniş olacağının hesaplanmasını biz de şehir plancılarından bekliyoruz. Yani alt yapı kötüyse üstte yapılabilecek şeyler sınırlıdır, hiçbir şey yoktur demiyorum ama sınırlıdır diyorum. O zaman da çok daha farklı ve katı kurallar ortaya koymak durumundasınız. Bu yüzden eğitim çok önemlidir. Sürücülerimizin de öncelikle mutlaka sıkı bir eğitimden belki zaman zaman ara bir eğitimden geçirilmesi lazım. Bu şekildeki trafik ihlallerini yapanların belki özel eğitime alınması lazım. Ya ben bunu biliyorum madem biliyorsun da neden yapmıyorsun. Sadece kafanda dursun diye değil uygulamaya koyasın diye öğretiliyor bunlar size. Bu kurallar uygulamada bulunsun sen de bunları bil diye öğretiliyor. Futbolda hiç kimse topu eline alıp karşı kaleye gol atmaya kaçmıyor, niye yasak ve herkes biliyor bunu. Diğer kuralları da biliyor. Ehliyeti olan insana ehil diyoruz. Sen bu işi yapmaya ehilsin, sen bu işi yapabilirsin diyoruz ve bir belge veriyoruz, ehliyet veriyoruz ama sınavlarda sorulduğunda doğru cevapları veriyor ki vermezse bu ehliyeti vermeyiz. Ama uygulamaya gelince o doğru cevapların tamamını unutuyor insanlar. Yayalar da aynı durumda. Şoför olduğumuzda yayayı, yaya olduğumuzda şoförü beğenmiyoruz. Hâlbuki ikisi de biziz ve hiç farkımız yok. Ama işimize geldiği gibi davranmak çok hoşumuza gidiyor, kolayımıza gidiyor ve onun için de öyle davranıyoruz. Her durumda kendimizi haklı görüyoruz. Hâlbuki her durumda kendimiz haklı değilizdir. Her durumda kural haklıdır. Bunun başka bir hiçbir istisnası yok. Modern devletler böyle modern oluyor. İnsanlar birbirine saygı gösteriyor. İnsanlar görevlilere saygı gösteriyor. Görevliler hizmet verdikleri kişilere saygı gösteriyor. Bu sayede modern oluyorlar. Ayrıca şu şunu yapsın, bu bunu yapsın diye kimse kimseyi tembihlemiyor. Görevli görevini bilmek mecburiyetinde, hizmet alan da ne tür haklarının olduğunu ve ne tür bir hizmetle karşı karşıya olduğunu bilmek mecburiyetinde. Biz bunları zaten toplumda yerleştirebilirsek en güzel sonucu alacağımıza inanıyorum. İlkokulda çocuklara bir süre kural gösteriyoruz. Hepsi o kurallara uyuyor. Babasını-annesini yolda giderken ikaz ediyor kırmızı ışık var dur, yeşil olmadan geçme diye uyarıyor. Aynı çocuğumuz sağ olsun 15 yaşına gelip de kaçak araba kullanmaya başladığında trafik kazasına sebep olabiliyor. Kurallara uymadan trafikte yol aldığında üzücü olayları yaşayabiliyor. Bunlarla karşılaşmamak için işin kural kısmını işin nasıl yapılması gerektiği görev kısmını sizler benden daha iyi biliyorsunuz. Başka şekilde bu toplumu ne anlayabiliriz ne çözebiliriz ne de yeni tedbirler alabiliriz. Onun için bunu yapmak mecburiyetindeyiz. Tekrar hepiniz hoş geldiniz. Bu eğitimlerin Sayın Genel Müdürümün teveccühleriyle ilkinin burada yapılıyor olması Afyonkarahisarlılar olarak ve buradaki idareciler olarak bizleri de ayrıca gururlandırdı. Ben hepinize çok teşekkür ediyorum. Toplantımızın hayırlara vesile olsun diyorum“dedi.

Toplantının açılış bölümü konuşmaların akabinde, hediye takdimi ve birlikte çekilen hatıra fotoğrafı ile sona erdi

Editör: Haber Merkezi