“Teröre tüm insanlık dur demeli”

 

Gün FM’de yayınlanan Basın Odası programında Fransa’da meydana gelen terör olayları nedeniyle terör konusu değerlendirildi. Gazeteci İsmail Akar’ın hazırlayıp sunduğu Basın Odası programına Gazeteciler Ahmet Tunca, Polat Yılmaz ve Ertuğrul Sevim yorumlarıyla katıldılar.

“Yaşanan oldukça üzücü bir olay”

Fransa’da yaşanan elim terör olayı nedeniyle birçok kişinin hayatını kaybettiğini ve yaralılar bulunduğunu kaydeden Gazeteci İsmail Akar, “Yaşanan oldukça üzücü bir olay. Terör ateşine odun taşıyanlar bu kez ateşi kendi ülkelerinde gördüler. Gelen haberlere göre ölü sayısının artmasından endişe ediliyor. Ekim ayı içerisinde Ankara’da yüzden fazla vatandaşımız terör dolayısıyla hayatlarını kaybetmişti. Fransa’da yaşanan terör olayı bizi o günlere götürdü. Demek ki ateş düştüğü yeri yakıyor. Yaşanan terör olayı dolayısıyla Fransa’da büyük güvenlik önlemleri alındı. Hatta ülkeye giriş, çıkışlar yasaklandı. Ne yazık ki ülkemizde terör bitmedi. Hem ülke içinde hem de sınırlarımızda gerek IŞİD, gerekse PKK ve PYD terörü sürüyor. 1 Kasım seçimlerinden bu yana ne yazık ki sanırım 15’e yakın güvenlik görevlimiz şehit oldu. Tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Terörün asıl amacı hepimizin bildiği gibi korkutmak, sindirmek ve kendi gücünü ispat etmektir” şeklinde konuştu.

“Bunların dinle, diyanetle ilgileri yok”

Son yıllarda sınırlarımıza kadar uzanan bir IŞİD terörünün başladığını belirten Gazeteci Ahmet Tunca, “Bu terör çok fazla büyüdü. Dünyada savaşların şekli adeta değişti. Eskiden savaşlar ordular arasında yapılırdı. Ordular karşı karşıya gelip savaşırlardı. Şimdi böyle bir savaş sistemi yok. Havadan hava kuvvetleri vasıtasıyla savaşılıyor veya terör örgütleri vasıtasıyla bir ülkeyi içten çökertecek şekilde savaş geliştiriliyor. IŞİD’de bu terör örgütlerinden birisi. Saddam’ın devrilmesinden sonra kurulduğu ve okuduğum birkaç makaleye göre de liderlerinin Amerikalılar tarafından eğitildiği söyleniyor. Dünyanın her yerinden bu IŞİD terörüne militan kazandırılıyor. En medeni gördüğümüz ülkelerden bile militanları olduğu biliniyor. IŞİD bugüne kadar görülmediği şekilde çok uluslu bir güç haline geldi. Bunların dinle, diyanetle ilgileri yok. Kendilerine biat etmeyen her insanı kesecek kadar gözü dönmüş kişiler bunlar. Terör her dönemde ve nerede meydana gelirse gelsin insanlığın bir baş belasıdır. Son olarak Paris’te yine bir terör hadisesi yaşandı. Fransa bugün şaşkınlık içinde. Bizim onlarca yıldır teröre verdiğimiz acı kayıplar neticesinde gelin birlikte mücadele edelim çağrımızı batı hep görmezden geldi. İnşallah bu konuda bir değişim yaşanır” diye değerlendirmede bulundu.

“G–20 toplantısında ekonomiden çok terör konuşulmalıdır”

Geçmişte dünyada sadece Orta Doğu kaynaklı terörden bahsedilen haberler olduğunu söyleyen Gazeteci Polat Yılmaz, “Bugün terör dünyanın her yerinde meydana gelmektedir. Yangın gitgide büyümektedir. Bazı batılılar Arap Baharı hadisesinde ciddi sevindiler. Demokrasi, özgürlük geliyor dediler. Görüldü ki oradaki 100–150 yılda kurulmuş olan düzen sarsıldı ve insanlar başıboş bırakıldı. Irak, Yemen ve diğer Arap ülkelerinde yaşanan budur. ABD Irak’ta Saddam’ı devirdi ama arkasından ne çıkacağını göremeyecek kadar da cahil kaldı. Esad gitsin deniliyor. Ama arkasından ne çıkacağını bilen yok. Tüm Arap coğrafyasında olup biten budur. Bu siyasal öngörüsüzlüktür. Kaç tane terör örgütü olduğunu bilen var mı? Her gün yeni, farklı isimler zikrediliyor. En sonunda görüldü ki dünyada hiçbir ülke terörden uzak değildir. Antalya’da yapılacak olan G–20 toplantısında ekonomiden çok terör konuşulmalıdır. Bu toplantıya katılan liderler teröre karşı ortak bir tavır almalıdırlar. Bunu yapabileceklerine de pek inanmıyorum. Sivil toplum örgütlerinin de bu konuyla ilgili ciddi manada seslerinin çıkması lazım diye düşünüyorum. Teröre tüm insanlık dur demelidir” diye konuştu.

“Arkasında uluslar arası güçler ve istihbarat örgütleri var”

IŞİD’i laboratuar ürünü bir terör örgütü olarak gördüğünü belirten Gazeteci Ertuğrul Sevim, “Amaç Suriye’ye bir kara operasyonu yapılmadan önce buna destek vermesi gereken Türkiye ve Fransa’ya bir ayar verilmesidir. Bu işlere en hevesli ülkelerden biri de Fransa’dır. Bildiğimiz gibi NATO kararı olmadan Libya’yı ilk gidip bombalayan ülke Fransa’dır. Geçen yıl IŞİD’ci olan bazı Türk muhafazakârları şimdi IŞİD düşmanı oldu. Hükümet yanlısı yazarlara bakın. Gözünüz aydın Suriye’ye giriyoruz. Şartların olgunlaşması bekleniyor. Genelkurmay gidip İncirlik’i denetliyor. Neden denetliyor? Bütün mücadele oradan IŞİD’in temizlenip oranın Kürtlere teslim edilmesi içindir. Kürt kantonlarının kurulması içindir. Kanton denilen şey şehir devletleridir. Buna adım adım gidiliyor. IŞİD’in Fransa ile falan işi olmaz. Amaç koalisyon güçlerinin Suriye’ye yığılmasıdır. Bunun için bu tarz olaylar meydana geliyor. Arkasında uluslar arası güçler ve istihbarat örgütleri olmadan hiçbir örgüt bu tarz eylemler yapamaz” şeklinde konuştu.

 

 

  
Editör: Haber Merkezi