PROTESTONUN YERİ DEĞİLDİ…
Dün şehidimizin cenaze töreninde küçük bir topluluğun Bakan Eroğlu’nu protesto etmeye çalışması hiç doğru bir davranış değildi…
Zira cenaze töreninin miting alanına dönüştürülmesi, bu vesileyle slogan atılması, Bakan Eroğlu’na tepki gösterilmesi büyük yanlıştı.
İslam’a göre, cenaze töreni sırasında yüksek sesle zikir bile uygun değilken, dünyevi meselelerle alakalı bağırıp çağırmanın, cenazeyi gösteriye dönüştürmenin ve hele bir kesimi kınama adına çığlıklar atmanın dini esaslara ters olduğu, cenaze namazını eda eden her Müslüman’ın bilmesi gereken bir gerçektir…     
Bir kısım kişiler tarafından yapılan taşkınlıkların ve atılan sloganların ne dinde yeri vardır ne de milli geleneklerimizde..
Tenkit edenler kim olurlarsa olsunlar ve kimi tenkit ederlerse etsinler, cenaze töreni o işin yeri değildir; hele bir şehit cenazesi öyle bir su-i istimale bütünüyle kapalı olmalıdır.
İsteyen istediği kimseyi başka bir yerde, bir basın toplantısıyla tenkit edebilir.
Şehitler üzerinden bu tür hareketlerin yapılması bu milletin duyarlı her ferdini de çok rahatsız etmektedir..
En başta merhum şehitlerimizin ruhunu rencide edecek şekilde bağırıp çağırmak ve halkı da tahrik etmeye çalışmak, şehit cenazelerine karşı yapılacak en büyük saygısızlıktır…
Cenaze töreni baştan sona bir ibadettir. Bu itibarla, oradaki her türlü bağırıp çağırmalar, taşkınlıklar ve ibadet harici hareketler müminlere yakışmayan hareketlerdir…
Öte yandan:
Protesto edilen Bakan Eroğlu, şehidimizin cenaze törenine katılarak en kutsal görevi yerine getirmiştir…
Bakan Eroğlu’nun programlarını iptal etmemesini yadırgamak bunu sorun yapmak, siyasi malzeme haline dönüştürmekte büyük hatadır…
Bakan Eroğlu, cenaze törenine mi katılmadı, saf mı, tutmadı?
Programının konusu, memleketine yaptığı yatırımlardır.
Ki, bu görevde kutsaldır.
Afyon genelinde son on senede, Bakan Eroğlu sayesinde yapılan yatırımların Cumhuriyet tarihinde yapılanlardan fazla olduğu inkar edilemez…
Afyon için büyük bir şans olan Bakan Eroğlu’na, şehit cenazesinde azınlığın yaptığı yanlışlık, duyarlı büyük kitleye yapılmış sayılır..
Hele bu hareket şehidimizin cenaze töreninde yapıldıysa…
 BERAT KANDİLİ

Şaban-ı şerifin on beşinci berat gecesinde, o sene cereyan edecek bütün hadiseler Levh-i Mahfuz’dan dünya semâsına indirilip, vazifeli meleklere teslim edilir.
Şöyle ki; katip melekler bu geceden gelecek senenin aynı gecesine kadar olacak hadiseleri birer birer deftere yazarlar. Kimlerin zengin veya fakir, aziz veya zelil olacakları, rızıklar, ölümler, doğumlar.. Bütün işler, ilmi ilahiden topluca meleklere yazdırılır ve hükme bağlanır. Kadir gecesinde ise meleklere teslim edilir..

Rızıkların dağıtımı ile ilgili defter Mikâil Aleyhisselâm’a , ameller ile ilgili defter İsrafil Aleyhisselâm’a, zelzelelerle harplere ait olan nüsha Cebrail Aleyhisselâm’a, musubetlere ve ecele ait olan ise Azrail Aleyhisselâm’a tevdi olunur.. Böylece her melek vazifesini bilmiş olur..

Bu mevzuda Peygamberimiz Muhammet Mustafa s.a.v. Efendimiz şöyle buyuruyorlar:“Hazret-i Allah Şaban ayının yarısı gecesinde, olacak şeylerin hükümlerini verir. Kadir gecesinde ise onları vazifeli meleklere teslim eder.”
Bir hadisi şerifte de şöyle buyuruyor: Şaban-ı şerif ayının gecesi olunca, o geceyi ibadetle geçirin, gününde de oruç tutun. Zire Hak Celle ve Ala Hazretleri o gece güneşin batmasından itibaren dünya semâsına Rahmetiyle tecelli edip buyurur ki: “Yokmu benden mağfiret dileyen, onu affedeyim! Yokmu rızık isteyen, onu rızıklandırayım! Bir musibete uğrayan yok mu, onu kederden kurtarayım! Yokmu ihtiyacı olan ihtiyacını gidereyim” diye bu ses sabaha kader devam eder..

Bizlerde akıllı kullardan olup bu geceyi ihya etmeliyiz. Bu gecenin feyzi bereketinden faydalananlardan eylesin bizi Rabbim…

Allâh (c.c) bizleri kendi istediği gibi güzel kullardan, olmamızı nasip ve müyesser etsin. Tüm inananları, affı mağfiret eylesin.…
Tüm Müslüman aleminin, Berat kandilini kutlar hayırlara vasile olmasını dilerim... 
 
Editör: Haber Merkezi