PARALEL İLE MÜCADELE

Mehmet Emim Güzbey'in Odak gazetesi'nde yayınlanan köşe yazısı:
 
Cumhurbaşkanı, Başbakan aylardır Paralel Devlet Yapılanması / Fethullahçı Terör Örgütünün yaptıklarını anlata anlata dillerinde tüy bitti.
Belediye Başkanımız Burhanettin Çoban’da yerel seçimlerin hemen ardından ‘kendisini sırtından hançerleyenleri’ net bir şekilde açıklamıştı.
Aslında Başkan Çoban bu açıklamayı yaptı yapmasına ama, bazen unuttuğunu sanıyoruz bu açıklamasını ve kendi deyimiyle sırtına yediği hançeri.
Devletin tüm kurum ve kuruluşlarının bu yapılanma ve örgütle mücadele etmesi için Milli Güvenlik Kurulunda karar bile alındı.
Bu yapılanmanın içlerinde kimlerin olduğu da gün gibi aşikar.
‘Abiler-Ablalar’ herşeyleriyle biliniyor.
Ama gelin görün ki anlaşılan birilerinin bunları duyduğu yok, ya da duydukları işine gelmiyor. Halen daha bu ‘Abilere-Ablalara’ kol kanat geriliyor sanki.
‘Al gülüm –ver gülüm’ mü, yoksa ‘himmet’, ya da ‘koltuk uğruna’ mı?
Bu abilerin ablaların yanı sıra bir de bunların bağlantılı oldukları var.
Bu abilere, ablalara güvenerek koltuklarında halen kalabileceklerini sananlar yakın bir zamanda bu rüyalarından bir bir uyanacaklar elbette...
Bir de bu abilerin, ablaların buradaki koltuklarında halen oturduklarını görerek onlara el pençe divan durup, emirlerini harfiyen yerine getiren alt kadrolarda bulunanlar var ya...
Onlara da sıra gelecek elbette...
Çoğu gitti, azı kaldı...
Önce tepe!
Sonra tape tape, tepe tepe...
Aslında bugüne kadar kimin ne olduğu, ne olmadığı Devletin ilgili kurumlarınca gayet iyi biliniyordu. Ama ‘cadı avı’ peşinde olamazdı elbette Devlet, onlar gibi.
Onlar ne yapmışlardı geçmişte?
Birisi canlarını mı sıkmıştı? Birisi onlar istememesine rağmen ihaleye mi girmişti? Birisi onların almak isteyip te bir türlü alamadığı birşeyi mi almıştı?
Hemen gerekli yol ve yordamlardan geçip ‘imam’larına dertlerini anlatıp, gereğini yaptırtmıyorlar mıydı?
Ama devlet öyle yapmazdı...
Paralel devlet yapılanması böyle yapabilirdi ama gerçek devlet asla...
Haklıyla haksızı, devlet düşmanı ile devletine bağlı olanı ayırt edemezse Devletin adaleti bu mu denilmez miydi?
Biraz ağır ama gayet iyi işler devletin adaleti.
Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Başını kuma sokup gizlendiğini sananlar, kendilerinin unutulduğunu-bilinmediğini sananlar, ‘onların gerçek yüzünü gördüm ben döndüm’ diye masal okuyanlar ve daha önemlisi halen daha cüretkarlıklarına devam edenler, erken halay çekmeyin...
Haksızlık yapanların, haksız yere koltukları işgal edenlerin ve kul hakkı yiyenlerin, devlete ihanet edenlerin hepsinin neler yaptıkları ortaya çıkmaya başladı, daha da çıkacak. Şu ana kadar ortaya çıkanlar daha onda biri bile değil...
Duydukca ‘vay be’ dedirtecek cinsten tüm Türkiye’de önceki yıllarda yaşanmış olanlar ve halen yaşanmaya devam edenler...
Bir başka konuda rant meselesi...
Kimsenin rızkında kimsenin gözü olamaz elbet ama, gerek Türkiye’de ve gerekse Afyonkarahisar’daki her firmaya aynı mesafede durması gerekenlerin durdukları yere de iyi bakmaları gerekiyor.
Halen ‘himmet’ vermek isteyen varsa da bu kendi bileceği bir şeydir, ama bunu kendi parasıyla yapması gerekir, kamu imkanlarıyla ‘himmet’ devri geçti.
///
ALIŞIĞIZ
Geçtiğimiz yılın Ağustos Ayında ‘Osmanbey Çetesine Yurt Dışı Yasağı’ başlığı ile Afyondaki bu yapılanmanın icraatlarından ilkini kamuoyuna aktarmıştık.
Haberi de hemen yayınlamadık. İddianamenin kabul edilmesini bekledik.
Objektif olmaya dikkat ettik.
Geçtiğimiz hafta da ikinci iddianamenin kabulünden sonra bu yapılanmayla ilgili ikinci bölüm haberler yer aldı ODAK’ta.
Geçen yıl ilk haberleri yayınladığımızda da, bu defakinde de  aldığımız tebrik ve takdirin yanı sıra olmasını beklediklerimizde oldu elbette.
Hayret etmedik.
Olmasa, bunları yapacak kadar alçalmasalar işte o zaman hayret ederdik.
Akıl ve vücut dengelerinin ne durumlara geldiğini göstermekte yaptıkları ve yapmaya yeltendikleri hareketler.
Nasıl ki yıllar önce bir Mübarek Kadir Gecesinde emirlerindeki bir kaç zavallı ile bir şeyler yapmaya çalışmışlardı ya o gün o koltukta oturan gerçek zavallılar...
Bir ellerinde çatal; karpuzun göbeğini yerken, diğer ellerinde telefonla nelerin olup bittiğini bir yerlerde öğrenip kahkalar atan zavallılardan farklı değil bugünkü bir kaç zavallı...
Ama gün o gün değil artık.
Attıkları kahkahaların bir tanesini bile atabilecek halde değiller.
Şimdi karpuzun göbeğini de unuttular.
 Bir ellerinde telefon var yine.
Telefonun öbür ucundaki kişiden aldıkları bilgiyle ‘oh bugünü de atlattık’ diyerek ancak küçük bir acı tebessüm var yüzlerinde.
Maskeleri düştü.
Düşmeye de devam edecek.
Biz ise o günde buradaydık, bugünde yine buradayız...
Allah ömür verdikçe de durduğumuz yer hep aynı yer olacak.
Hak’kın ve haklının yanında, haksızın karşısında.
///
TEBRİK VE TAKDİR
Paralel Devlet Yapılanması / Fethullahçı Terör Örgütünün Afyonkarahisar’daki yapılanmasına dönük operasyonlar Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığının izin ve onayıyla yapılıyor.
Soruşturmada alınan ifadeler, ele geçirilen belge ve bilgiler Cumhuriyet Başsavcısının görevlendirdiği Cumhuriyet Savcılarına aktarılıyor, onlar gerekli çalışmaları yaptıktan, ifadeleri aldıktan ve  hazırladıkları iddianameler kabul edildikten sonra yargılamalar başlıyor.
Cumhuriyet Savcılarının her hazırladığı iddianame kabul edilecek diye bir şart yok tabii ki.
İlgili Mahkeme önce bu iddianameyi ve iddianameye esas teşkil eden soruşturma dosyasını inceliyor, sonra ya iddianameyi Savcılığa iade ediyor veya yargılamayı başlatıyor.
Anlaşılan o ki, Cumhuriyet Savcılarının iddianamelerinde belirttikleri hususlar delilleriyle net bir şekilde sunulmuş ki, iddianameler ilgili mahkemelerce kabul görmüş.
Yani diğer bir deyimle ‘sağlam’ hazırlanmış...
Bu işin görünen yüzü.
Tebrik ediyoruz Cumhuriyet Başsavcımızı, ilgili Cumhuriyet Savcılarımızı ve diğer görevlileri.
///
Bir de madalyonun öteki yüzü var.
Özellikle amerikan filmlerinde izlemeye alıştığımız görüntüler var ya...
Konu daha Savcılığa, mahkemeye intikal etmeden yaşananlar...
Koşuşturmalar, toplanan delillerin en ince ayrıntısına kadar değerlendirilmesi, ip uçlarından ulaşılan ipin ucundakilerle ayrı, ipi tutanlarla ayrı ayrı mücadeleler...
Ve bir de işi savsaklamaya çalışanlarla, bazı şeyleri gizlemeye çalışanlarla, bazı delilleri karartmaya çalışanlarla ayrı ayrı yapılan mücadeleler.
Afyonkarahisar Emniyetinde o görüntülere benzer görüntülerin yaşandığı malum.
Gerek Afyonkarahisar Emniyetinde ve gerekse Afyonkarahisar Valiliğinde PDY ve FETÖ Örgütüyle mücadele için tam bir kararlılık ve uyum mevcut.
Afyonkarahisar Valisi Hakan Yusuf Güner ve Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürü İbrahim Özel bu konuda tam bir uyum içerisindeler ve gözlerini budaktan esirgemeyeceklerini ortaya koydular.
Kendilerini tebrik ediyoruz.
Bir tebrikte Özel’in ekibine.
Afyonkarahisar Emniyet Müdürü İbrahim Özel’in bu örgütle mücadele için kurduğu çekirdek bir çalışma grubu var.
Bu çekirdek kadronun içerisinde üç şube müdürü yer alıyor.
Bu şubeler; İstihbarat, Terörle Mücadele ve kısa adı KOM olan, Kaçakcılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü.
Bu üç şubenin müdürlerinin operasyonlar başladığından itibaren yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor desek yeridir.
Her üç Şubenin Müdürü ve İl Emniyet Müdürü İbrahim Özel sürekli iletişimdeler.
Müdürlerde kendi ekipleriyle sürekli istişare halindeler.
En ufak bir ayrıntıyı bile kılı kırk yararak değerlendiriyorlar hep birlikte.
İstihbarat, Terörle Mücadele ve KOM Şubesinin Müdürleri başta olmak üzere bu üç şubenin tüm ekiplerini ve onlara gerekli destekleri veren diğer ekipleri hem tebrik ediyoruz, hemde takdirlerimizi iletiyoruz.

Kaynak: Odak Gazetesi
 
 
 
 
Editör: Haber Merkezi