Nereden, nereye?..

Yıl 1923..

Ülkemizin nüfusu 13 milyon civarıydı, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 38 bininde okul yoktu. Traktör sıfırdı, karasaban'dı. Beş bin köyde sığır vebası vardı. Hayvanlar kırılıyor, insanlar kırılıyordu.

İki milyon kişi sıtma, bir milyon kişi frengiydi, verem, tifüs, tifo salgını vardı, üç milyon kişi trahomluydu, bebek ölüm oranı binde 480'di, her doğan iki bebekten biri ölüyordu.

Memlekette sadece 337 doktor vardı. Sadece 60 eczacı vardı, sadece 8'i Türk'tü. Diş hekimi, sıfırdı. Dört hemşire vardı. 40 bin köy, sadece 136 ebe vardı.

Ortalama ömür 40'tı.

Yanmış bina sayısı 115 bin, hasarlı bina sayısı 12 bindi. Ülkeyi yeniden inşa etmek gerekiyordu, kiremit bile ithaldi. Limanlar, madenler, demiryolları yabancıya aitti. Toplam sermayenin sadece yüzde 15'i Türk'tü. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e miras kalan sadece dört fabrika vardı, Hereke ipek, Feshane yün, Bakırköy bez, Beykoz deri..

Elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus'ta vardı.

Otomobil sayısı bin 490'dı. Sadece dört şehirde özel otomobil vardı.

Kadın, insan değildi.

Tiyatro yok, müzik yok, resim yok, heykel yok, spor yoktu.

Kimisi alaturka saat'i kullanıyor, güneşin battığı anı 12.00 kabul ediyordu, kimisi zevali saat'i kullanıyor, güneşin en tepede olduğu anı 12.00 kabul ediyordu. Kimisi güneş batarken grubi saat'i esas alıyordu, kimisi güneşin tamamen battığı ezani saat'i esas alıyordu. “Saat kaç birader?” diye sorduğunda, her kafadan bi ses çıkıyordu.

Kimisi hicri takvim kullanıyordu, kimisi rumi takvim kullanıyordu. Kimisinin şubat'ı kimisinin aralık'ına denk geliyordu. Herkes aynı zaman dilimindeydi ama, farklı aylarda yaşıyordu!

Dirhem, okka, çeki vardı. Arşın, kulaç, fersah vardı. Ne ağırlığımız dünyaya ayak uydurabiliyordu, ne uzunluğumuz… Ölçülerimiz ortaçağ'dı.

Erkeklerin sadece yüzde yedisi, kadınların sadece binde dördü okuma yazma biliyordu. Okur-yazar erkeklerin çoğunluğu, subay veya gayrimüslimdi. Okul yaşı gelen her dört çocuktan üçü okula gitmiyordu. Toplam, 4894 ilkokul, sadece 72 ortaokul, sadece 23 lise vardı. Türkiye'nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlıydı. Öğretmenlerin üçte birinin, öğretmenlik eğitimi yoktu. Tek üniversite vardı..

Ülke bilim'den çok uzaktı.

İbrahim Müteferrika'dan itibaren 150 sene boyunca basılan kitap sayısı kaçtı biliyor musunuz? Sadece 417'ydi. Bunların da çoğu gayrimüslimlerin matbaasından çıkmıştı. Ki zaten, Müteteferrika da devşirmeydi, Macar'dı.

Bu topraklara kitap gelene kadar, Avrupa'da 2.5 milyon farklı kitap basılmış, beş milyar adet satılmıştı.

Nokta..

Yıl 2017..

Türkiye dünya çapında en gelişmiş 20 devlet arasında..

150 den fazla üniversite var.

Her öğrencinin elinde dünyayla bağlantılı bilgisayar var.

Son teknolojilerle donatılmış modern hastaneler var..

Karayolları, havayolları, demiryolları ülkenin her yanında örümcek ağı gibi.

Barajlar, göletler, sulama kanalları, gelişmiş makinalarla zirai üretim yapılıyor..

Köylerin tümünde Elektrik, su, televizyon, telefon var..

Okullar modern binalarda bilimsel eğitim yapıyor..

Okuma-yazma oranı yüzde 98’e çıkmış durumda..

Nokta..

Dün Fransa’dan gelen bir işçiyle tanıştım.

Dedi ki: “Türkiye, Avrupa yaşam seviyesini çoktan geçti. Avrupa’da bulunan vatandaşlarımız varlıklarıyla dönüş hazırlığına başlıyordu ki, 15 Temmuz ihanet gecesi patladı.. Gelişimiz, rötar yaptı.. Ancak kısa süre sonra kesin dönüşlerimiz başlar. Avrupa’nın ekonomisi mutlaka sarsılacaktır. Gavur, kurdukları tuzağa kendileri düşecektir..”

Nokta..

Ey Fetö denilen müptezel..

Nereden nereye gelmiş bir ülkeye verdiğin zararların altında sinek gibi ezileceksiniz..

Elini, eteğini öpen örgüt mensupların şimdi pişmanlık yasasından faydalanıyor, devletten aman diliyor..

Bu dünyada pişmanlık yasasından faydalansanız da, gerçek dünyada nasıl hesap vereceksiniz?

Nokta..

Fetö soruşturmaları devam ediyor. Her gün onlarca gözaltı, onlarca tutuklama oluyor. Şekil değiştirmiş şeytan kriptolar tek tek ortaya çıkarılıyor.

Ülke de, şeytanlar bitinceye kadar mücadele hız kesmeyecek..

Bu zorlu mücadeleyi yılmadan, yorulmadan yürüten polisimize, yargı mensuplarımıza Allah sağlık ve esenlik versin..