Mısırlıoğlu, “AKP’nin bozguncu politikasına son vereceğiz”

İYİ Parti İl Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu’nun bugün düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklama:

Başkan Mısırlıoğlu “Ramazan-ı Şerif’in yaklaştığının müjdecisi olan Recep ayı ile birlikte, mübarek üç ayların rahmetine ve bereketine erişmiş olmanın huzur ve mutluluğu içerisindeyiz.

Yeni bir kurtuluş vesilesine daha bizleri eriştirdiği için Yüce Allah’a şükürler olsun. Allah, bütün İslam âlemine bu yeni fırsatı en güzel şekilde değerlendirebilmeyi nasip eylesin.

Allah yaptığımız duaları kabul etsin, bereketiyle, rahmetiyle bizleri sarıp sarmalasın. Ülkemizi, devletimizi, milletimizi her türlü afetten ve musibetten muhafaza eylesin. Her geçen günümüzü, bir öncekinden daha da hayırlı eylesin İnşallah.

İsveç’in başkenti Stockholm’de büyükelçiliğimiz önünde kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan insanlık dışı saldırı kabul edilemez.

Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılan aşağılık saldırıya izin verilmesinin hemen ardından hain terör örgütü PKK çapulcuları tarafından ülkemiz karşıtı propaganda eylemi gerçekleştirilmesine müsaade edilmesini kınıyoruz. Yapılan bu alçak, şerefsiz ve ahlaksız hareket karşılıksız kalmamalıdır. Gereğini mevcut iktidarın acilen yapması gerekmektedir.

Ülkemiz suni gündemlerle oyalanırken, ekonomi tepetaklak gidiyor! AKP hükümeti ekonomiyi yönetemiyor ve söylemleri ne yerli ne de yabancı yatırımcıya artık güven vermiyor. Ne yükselen işsizlik, ne vatandaşlarımızın günden güne artan borçları, ne halkımızda yaygınlaşan karamsarlık ve endişe hükümetin gündeminde değil. AKP'nin tek derdi saray saltanatını devam ettirmektir.

Afyonkarahisar Belediyesi tarafından yapılan mahalle fırınlarının adeta bir tuzak olduğunu öğrendik. Belediye tarafından yaptırılıp mahallelere tahsis edilen fırınlar, usule uygun yapılmadığı için ceza ödemek zorunda kalıyor. Belediye kendi yaptığı yere ruhsat veremiyor.Fırını işleten muhtar ya da vatandaş, metrekare olarak ekmek üretimine uygun olmadığı gerekçesi ile maddi zarara uğratılıyor. Belediye aracılığı ile yapılan bir işletmenin usule aykırı olmasına mı yanalım, para kazanma umuduyla fırın işleten vatandaşın para cezası ödemek zorunda kalmasına mı yanalım bilemedik… Afyonkarahisar Belediyesi acilen bir çözüm bulmalıdır.

Ya fırınları olması gerektiği gibi yaptırmalı ya da usulde bir değişiklik yapmalıdır.

Ama nerdeeee… Bir belediyenin en temel sorumluluğu sorunları ortadan kaldırmak, vatandaşın hayatını kolaylaştırmak olsa da bizimkiler ne yazık ki sorun çıkarmaya, vatandaşı zor durumda bırakmaya, devleti zarara uğratmaya yemin etmiş gibiler. Hep söylüyoruz ve bizi hiçbir zaman yalancı çıkarmadılar. Bu konuda haksız çıkmayı çok isterdim ama ne yazık ki belediyemiz yanlışı yanlışla kapatmaya devam ediyor.

Başlanan çoğu projenin ön çalışması yapılmıyor.

Yanlış giden şeyler olmasına rağmen projeye devam ediliyor. Bittiğinde ortaya çıkan sonuç ise ya o projenin hiçbir işe yaramaması ya da bozulup yenilenmesini gerektiriyor. Yani hem vatandaş hem de devletimiz zarara uğratılmış oluyor. Mesela bu mahalle fırınları meselesi de öyle. Gidişat yanlış olmasına rağmen bu fırınların yapımına devam ediliyor. Mevcut fırın işletmecileri ceza öderken belediye aynı fırınların yapımına devam ediyor.

Afyon Belediyesi yaptığı her işi yüzüne gözüne bulaştırıyor. Bir işi düzelteyim derken daha beter ediyor. İşte size bir örnek; Uydu kent semt pazarı civarı; Bir yıl önce yağmur suyu drenaj sistemi yapılacak diye kazılmıştı, çamur içinde bıraktılar geçen haftaya kadar, tamir edeceği yerde önceki gün belediye kırma taşlı malzeme ile mahallelinin,pazarcıların araç lastiklerini parçalayacak malzeme ile doldurulmuş. Vatandaşlarımız “Arabalarımızın alt takımları mahvoldu, köy yollarından beter oldu. Kaş yapacağına göz çıkarıyorlar” diye dert yanıyor...

Gerçekten aklım almıyor benim bu olan biteni…

Gelelim geçim sıkıntısıyla boğuşan emeklilerimize… AKP’nin yine göze hoş görünme çabalarından biri olan bayramlarda emekli ikramiyesi verilmesi konusu ne yazık ki artık amacına ulaşmıyor. Neden mi? Çünkü 2018 yılından beri bu ikramiyelere sadece 100 TL zam yapıldı. Aradan geçen 5 yılda neler neler zamanlandı ama emekli ikramiyeleri ne yazık ki neredeyse aynı kaldı. Partimiz tabi ki bu yanlışa da sessiz kalmadı ve bu konuyu meclise sundu. Peki ne mi oldu değerli arkadaşlar? Tabi ki partimizin sunmuş olduğu teklif, Cumhur İttifakı tarafından reddedildi. Biz İYİ Parti olarak emeklilere yılda iki kez dini bayramlarda verilen ikramiyenin 3.500 TL olmasını ve yılsonunda emeklilere toplam 7 bin TL ikramiye verilmesini teklif ettik. Ve bu ilk değil. Daha önce de benzer teklifleri meclise sunmuştuk. Emeklilerimizin çıkarlarını gözeten diğer tekliflerimiz gibi tabi ki bu teklifimiz de reddedildi.

Marketlerde en temel gıda ürünlerinin fiyatları aldı başını gitti. İnsanlar eskiden güne kahvaltıyla başlardı şimdi kaygı ve endişe ile başlıyor. Kahvaltıda peynir yiyecek olsa fiyatlar 100 TL’den başlıyor. AKP de kalkmış bunun tek sorunlusu marketlermiş gibi davranıyor. Bu çarkın nasıl döndüğünü anlamak için mühendis olmaya gerek yok.

Sen doğum yapacak hayvanları bile kestirirsen süt kalmaz piyasada. Süt azalırsa fiyatı artar. Hani sen bu ülkenin görüp görebileceği en joker kişisin ya ekonomistsin ya şimdi de piyasadaki fiyatlardan zincir marketleri sorumlu tutamazsın. Tabi ki art niyetli olanlar vardır. Olabilir. Ama görünen köy kılavuz istemez. Tarım ve hayvancılığın olmadığı bir ülkede en temel besin maddelerinin fiyatının düşük olması beklenemez. Farkında mısınız bilmiyorum ama git gide dışa bağımlı bir hale geldik. Üretemez, büyütemez, geliştiremez olduk.

  1. bu günlerde karne hediyesi olarak et alan anneden, karne sevincini et yiyeceği için perçinleyen evlattan bahsediyor. Bu gün paramızın değeri dolar karşısında her geçen gün azalırken bizi aptal yerine koymaya kalkan AKP zihniyeti, masa başında hazırladığı enflasyon verilerini açıklamaktan hicap duymuyor. Et alıp yiyebilmenin bir çocuk için ‘ödül’ olduğu şu günlerde o çocuktan da anadan da utanmıyorlar. Vallahi billahi içim sızladı bu görüntüleri görünce. Benim güzel memleketim ne hale geldi… İnsanca yaşamanın güçleştiği bu ortamda hala birileri şatafatlı hayatından vazgeçmiyorsa, lüks arabalarından inmiyorsa, kamu bütçesini har vurup harman savuruyor, usulsüz ihalelerle ceplerini dolduruyorsa yazıklar olsun. Ama bu dünya size kalmayacak. O çocuk büyüyecek. Hesap soracak. O ananın mahcubiyeti bir kor olup sizi yakacak. Bu ülkenin tarihine kara bir leke gibi adınız yazılacak. Yediler yediler doymadılar diye bahsedilecek sizden. Ülkenin tüm kaynaklarını, taşını toprağını bile yediniz. Asgari ücretliye verilecek zamma sadaka dediniz. Emeklilerimizi 3 kuruşa muhtaç ettiniz. Çocuklarımızı tırnak içinde söylüyorum normal zamanda et yiyemez hale getirdiniz. Gelecek nesil sizden bunun hesabını soracak. Hiç şüpheniz olmasın.

AKP zihniyetinin bir yansıması olan, kimliğini, benliğini kaybetmiş, davasını satmış ve yancı olmayı kabul etmiş, milliyetçilerin yüz karası MHP ile her daim kendi çıkarlarını gözeten, kendilerinden olanı kayırıp kendilerinden olmayanı dışlayan adaletsiz AKP’nin bu bozguncu politikasına son vereceğiz. Söz veriyorum, tüm İYİ’ler adına söz veriyorum ki bu düzen bozulacak. Adının hakkını veremeyen bu iki parti de bu milletin yüzüne bir daha bakamayacak. Parti isminde adalet var diye adaletli olunmuyor. Parti isminde milliyetçilik var diye de milliyetçi olunmuyor.

Bu millet artık neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. İYİ Parti’nin her zaman iyilikten, güzellikten, hoş görüden adaletten yana olduğunu biliyor. Ve göreceksiniz ki sandıkta hesaplaşma zamanı geldiğinde herkes İYİ’den yana olacak.

AKP’nin bozguncu ve baskıcı yönetim anlayışına şimdiye kadar pek çok örnek verdik. Son örneğini de size söyleyelim. Biliyorsunuz AKP’nin şovlarından birisi yapıldı geçtiğimiz günlerde. Toplu iş sözleşmesi törenine belediye personellerinin katılımı zorunlu tutuldu. Üstelik herkes ailesi ile katılacak diye emir verildi. Son yıllarda boy gösterdikleri alanları cebren doldurmaya alışkın olan AKP, bunun için de yine kamu araçlarını tahsis ediyor. Beldelerden, ilçelerden toplanan vatandaşlar, kamuya ayrılmış bütçe ile bu salonlara taşınıyor. Bu da yetmezmiş gibi yine vatandaşın parasıyla faaliyet gösteren belediyenin seyyar yemek aracı bu programda pilav dağıtımı için kullanıldı. Bu programa temizlik personelinden tut, zabıta memurları dahil bütün birimlerin katılımı zorunlu tutuldu. Parti çıkarları söz konusu olduğunda kamu menfaatlerini bir kenara bırakan bu alçak zihniyet, gün gelecek hem halkın huzurunda, hem de hakkın huzurunda hesap verecek.

Başmakçı Devlet Hastanesi müdürünün de AKP’nin parti şölenine katıldığı söyleniyor. İl Başkanı ve partililerle boy boy fotoğrafları olan Ümmühan Karakuyu’nun tarafsız olması gereken makamını suiistimal ettiği anlaşılıyor. Bu denli parti bağlılığınız varsa siyasetçi olsaydınız sayın müdür, makamınıza saygınız varsa siyasi kaygılarınızı bir kenara bırakın. Eğer bu kişi millet ittifakından bir partinin binasına gitseydi hatta kapısının önünden geçseydi hemen fişlenirdi. Görevinden olurdu. Gerçi şöyle bir şey de var, başka bir partiliyse zaten müdür amir olmazdı bu liyakatsiz yönetim anlayışında. Ama hadi hasbel kader müdür oldu diyelim, mesela bir kamu görevlisi bizimle fotoğraf çektirse hemen yaptırım uygulanır, linç edilirdi. Bu baskı ve korku politikasında bile bizimle aynı yolda yürüyenlere buradan selam olsun…

Adaleti işine geldiği gibi işleten ve kamunun her kademesine kendilerinden olanları yerleştiren bu AKP zihniyeti sayesinde devletin bütün kurumları vatandaşlara ayrımcılık yaparak hizmet veriyor. Toplumda her vatandaşa aynı mesafede durması gereken, herkese eşit hizmet vermesi gereken kurumlar bile artık adam seçerek faaliyet gösteriyor. Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş için Manisa’da bir mevlidi şerif okutmak isteyen vatandaş, müftülük tarafından engellendi. Müftülük, vatandaşın talebini

  1. adli ve idari soruşturma aşamasında bulunması, merhumun ilçede kan bağı bulunan bir akrabasının olmaması dolayısıyla hâlihazır süreçte ilçede müftülük bünyesinde herhangi bir camide program yapılması tarafımızca uygun bulunmamıştır" diyerek reddetti.

Adaletin adamına göre işlediği bu düzende maneviyatın, hayır işlerinin de adamına göre işlediğini bilmiyorduk doğrusu… Kim olursa olsun bir merhumun ardından mevlidi şerif okunması kimi neden rahatsız etsin ki? Adaleti kendi çıkralarına göre işletenler dua kapılarını da kendilerinin kapatabileceğine inanmışlar.

Kişiye özel yürütülen kamusal işlere bir örnek daha verelim. Bir sokakta belirli kişilere doğalgaz aboneliği gelmesi için kazı yapılıyor. Çevredeki esnaflar da abonelik isteyince size yok diyorlar. Kişiye özel yapılan doğalgaz kazısında tırnak içinde söylüyorum, ‘özel olmayan’ vatandaşa neden abonelik verilmiyor? Üstelik abonelik isteyen esnafa demişler ki ‘mayıs ayında gelin bir değerlendirelim…’ yahu hâlihazırda kazılan bir sokak var. O sokakta abonelik isteyen vatandaşlar var. Neden aynı sokağı birkaç ay arayla iki kez kazacaksınız ki? Hangi akla hizmet ediyor, hangi vicdanla hareket ediyorsunuz? İşiniz hizmet götürmek iken neden hizmeti bile kişiselleştirip adaletsiz bir şekilde süreç yönetiyorsunuz? Belediyecilik vebal meselesidir beyler, belediyecilik yürek meselesidir. Vatandaşa hizmet götürmek için adanmış bir yürek ister. İktidara biat edecek, kuklası olacak bir yürek değil.

Bakın öylesine despot bir yönetim anlayışından bahsediyoruz ki, belediye tarafından resmen gasp edilen arsalar var.

Emniyet Müdürlüğü karşısı, Şehit Murat Caddesinde bulunan ticari alandan düzenleme ortaklık payı adı altında vatandaşın arsası önce %35, sonra kanunsuz olarak ikinci defa %40 alınarak imara açılıyor. Yani vatandaşa arsasından sadece %25 pay kalıyor. Tabiri caizse arsasına çöken belediyeyi mahkemeye veren vatandaşlar davayı kazansa da mahkeme kararı uygulanmıyor. Hakimin haklı bulduğu vatandaş, yargı yoluyla bile kaptırdığı arazisini alamıyor. Üstelik belediye bu mağdurlara daha düşük değerli yerler sunuyor alın bunlarla avunun der gibi. Daha da acısı, utanç verici kısmı ne biliyor musunuz?

Fen işleri müdürü mağdurlara yönelik şöyle bir ifade kullanıyor: ‘sizin iktidarınız gelince çözersiniz’ bu cümle AKP zihniyetinin utanç vesikasıdır. Bu cümle liyakatsizliğin, adaletsizliğin göstergesidir. Size yazıklar olsun… Zehir zıkkım olsun çaldıklarınız.

Yolları yürünemeyecek halde tutmaktan vazgeçmeyen belediye, bu gün kazdığı sokağı bir kaç ay sonra kazmayı da göze alabiliyor. Ne vatandaşın mağduriyetini düşünüyor, ne boşa giden parayı ne de boşa giden zamanı. Bunlar resmen devlet eliyle israf yapıyorlar. Yapboz gibi olan kaldırımlarımız da buna örnek. Kaldırımlardaki sökülen taşlardan, metal kapaklardan yürümek o kadar zor ki. Hatta bir arkadaşımız üşenmemiş saymış. En işlek caddelerden 950 metrelik ordu bulvarındaki kaldırımlarda 80 adet, 850 metrelik Yeşilyol’da 85 adet, 1.200 metrelik Ambaryolu’nda 170 adet metal kapak var. Bunların çift yönlü kaldırımlarda olduğunu varsayarsak bu sayıları 2 ile çarpmamız gerekiyor. Allah aşkına soruyorum sizlere… Bu şehrin vitrini diyebileceğiniz bir güzellik var mı? Şehrimize gelen bir yabancının hayran kalacağı, bu kente değer katan bir çalışma var mı? Hayır yok. Ne var peki? Yürünemeyecek halde olan kaldırımlar, arabalarda sarsıntı içinde patikada seyreder gibi gidilen yollar, atıl vaziyette bırakılmış gibi görünen, sıvaları dökülen tarihi binalar, bitmeyen inşaatlar var. Bakın evlendirme dairesinden daha önce bahsetmiştik.

Duvarında ‘bu eser korunması gereken tescilli kültür varlığıdır’ yazıyor. Ama gelin görün ki bina ayakta zor duruyor. Buradan bu konuyu Sayın Valimize iletmek istiyorum.

Kendi işletmelerinde bile uçuk fiyatlarla hizmet veren Afyonkarahisar Belediyesi, mekanlarına müşterileri de seçerek alıyormuş.

Bedensel engelli kardeşimiz Esra Işık paylaşmış sosyal medya hesabından. Engelli arabasıyla Devrane Park’a giden Esra kardeşimiz içeri alınmamış. Üstelik oranın şefi olduğunu söyleyen kişi Esra kardeşimize şöyle bir şey söylemiş: ‘sizin bu arabayla girmeniz hoş olur mu?' peki şef kardeşim, ben sana sorayım…

Senin oraya bu tavırla, bu nezaketsizlikle, bu edepsizlikle şef olman hoş olmuş mu? Siz kimsiniz de insan ayırıyorsunuz? Siz kimsiniz de insanların acılarını yüzlerine vuruyorsunuz? Asıl engelli sizsiniz. Asıl engel de sizsiniz.

Asıl engelli sizi oraya şef yapanlar. Hatta Esra kardeşimin engeli aşılır da sizin engeliniz aşılmaz.

Belediyenin işletmesi bunu yaparsa diğerleri ne yapmaz diyeceğim ama yapmazlar eminim. Bunların zihniyetinde olanların dışında kimse bu kardeşimize bu terbiyesizliği yapmaz. Belediye, bir vatandaşın engelli olsun olmasın sığınacağı bir liman olmalıdır. Belediye kucak açan, engelleri ortadan kaldıran, hayatı kolaylaştıran olmalıdır... Ağam paşam mantığıyla bir yerlere getirdiğiniz, yol yordam bilmeyen, ahlak yoksunu insanlar bu gün kalkmış vatandaşı ötekileştiriyor. Sizin içinizin yansıması, sizin zihniyetinizin kalıntısı işte bu. Yazıklar olsun size!

İYİ Parti iktidarında, devletin vatandaşına karşı adaletli, eşitlikçi ve merhametli şekilde yaklaştığı bir kamu yönetimi anlayışını esas kılacağız.

Devlet-millet arasında kurulan güçlü bağı zedeleyen bu merhametsiz yaklaşımı milletimizle birlikte, sandıkta değiştireceğiz.

Bu seçim; karne hediyesi olarak 3 parça et alan çocuklarla, 5 bin dolarlık tuhaf kıyafetler giyenler arasında olacak..” dedi

Basın toplantısı sonrası İYİ Parti ailesine katılan Afyon esnaflarından Murat Tukul’a rozetini İl Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu takarak hayırlı olsun dedi

Editör: Haber Merkezi