Milletvekili Toptaş, cephanelik patlamasıyla ilgili soru işaretlerine dikkat çekti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, cephanelik patlamasıyla ilgili soru işaretlerine dikkat çekti.

Konuyla ilgili olarak CHP il Başkanlığında bir basın toplantısı düzenleyen Toptaş, 5 Eylül günü saat 21.15’de Afyonkarahisar’da cephanelik olarak bilinen kışlada meydana gelen patlamada 25 askerin şehit olduğunu hatırlattı. Toptaş, ''Ben patlamanın olduğu gün yurt dışındaydım ve haber alır almaz geri döndüm. O günden itibaren olayı incelemeye olayla ilgili bilgileri derlemeye çalıştık. Şehitlerin yakınları ile görüştüm. Yaralı askerler ile görüştüm. Aileler ile görüştüm. İl Başkanımız ile birlikte kışlanın komutanı ile görüştüm. Burada topladığımız bilgileri de zaman zaman basınla paylaştık ve sayın Başbakana olayla ilgili açıklamalarda bulunması içinde soru önergesi vermiştim'' dedi.

Olayın olduğu andan itibaren burada bir kaza ihtimalinin az olduğunu söylediklerini hatırlatan Toptaş, ''Yani bir sabotaj ihtimalini veya bir terörist saldırının olabileceğini de söylemiştik. İddialarımız ve ısrarlarımızı hala sürdürüyoruz'' diye konuştu.

Olayın hemen ardından ve teknik inceleme yapılmadan hükümet kanadından gelen açıklamada, ‘cephanelikte sayım ve tasnif yapılırken, el bombasının kaza neticesinde patlamasıyla büyük bir patlama meydana gelmiştir’ denildiğini belirten Toptaş, bu bilginin kimden alındığını sordu. Aradan 10 gün geçtikten sonra soruşturmayı yürüten askeri savcının, sabotaj ve terör saldırı ihtimalinin bulunmadığını belirttiğini ifade eden Toptaş, ''Yani bu şu demektir. Bu konuda hükümet kanadıyla karar verdi, kaza olduğu noktasına getirdi. Sayın Başbakan'ın, CHP Genel Başkanımızın 'burada sabotaj vardır' sözleri üzerine büyük bir kızgınlıkla nasıl saldırdığını hepiniz biliyorsunuz'' dedi. Toptaş, şunları kaydetti:

''Sayın Başbakan diyor ki; Genelkurmay Başkanı'nı dinlerken, bir personel meraklanarak, Almanların getirdiği fünye üzerinde el bombalarından birini eline almıştır. Ondan olabilir diyor. Yani Sayın Başbakan, Genelkurmay Başkanı'yla konuşurken, sanki kahvede muhabbet ediyor. El bombasını eline almış olabilir.
Yani bu olaya ne kadar gayri ciddi baktığının ve değerlendirmelerin ne kadar basite aldığının bir göstergesidir. Yani Genelkurmay Başkanı bir şey anlatırken, yandan birisi lafa karışıyor, bakanlarının bile laf edemediği bir Başbakan'ın yanında o el bombası yere falan düşmüştür demiş oluyor.

Bu olayın üstüne ciddiyetle gidilmiyor. Yeterli hassasiyet gösterilmiyor. Neden? Bu olayda bir sabotaj iddiası olayın başından beri sürdürülmektedir. Gerek bu konuda açıklama yapan uzmanlar, gerek Sayın Genel Başkan, gerek ben açıklamalarımda, ilk günden beri böyle bir sabotaj ihtimali var dememize rağmen, sobatajı araştıracak yetkili ve görevli Antalya Savcılığı harekete geçmemiştir. Açıklama yapan Eskişehir’deki Taktik Hava Kuvvetlerine bağlı savcının incelemeleri, sabotaj incelemesi değildir. Orada askeri bir mahalde meydana gelen kazayı, bakanın ve valinin tarif ettiği kazayı araştırmaktan ibarettir. Çünkü onun yetkisi sabotaj araştırması dâhilinde de değildir.''

Antalya’daki özel yetkili savcının, olayın başından itibaren sabotaj ihtimalini ileri sürmelerine rağmen, uzmanların bu konuda görüşleri olmasına rağmen, bugüne kadar araştırma talimatı vermediğini bildiren Toptaş, sabotaj özel bir yetki gerektiriyorsa, bu olayın ciddiyetle araştırılıp bir bilirkişi raporu verilmesi gerektiğini kaydetti.

Toptaş, ''Askeri Savcının açıklamayı neye göre yaptığını bilmiyoruz. Hangi bilirkişilere yaptırdığını bilmiyoruz. Yaptırdığı bilirkişiler sabotaj konusunda uzman mıdırlar? Taktik Hava Kuvvetleri Savcısı bu konuyu araştırmaya ne kadar yeterlidir? Dolayısıyla Askeri Savcının yaptığı açıklama, 'sabotaj ihtimali görünmüyor' açıklaması, hükümetin ilk başta koyduğu tavra uygun, olayı kapatmaya yönelik, bu dosyayı kapatmaya yönelik bir açıklamadır. Dolayısıyla bu açıklama da bizi tatmin etmemektedir. Bu açıklama toplumu tatmin etmemektedir. Burada sabotaj olma ihtimali halen kuvvetle muhtemeldir. Savcıya ve iktidarın iddialarına rağmen'' diye konuştu.

Dolayın ertesi günü kışlaya gittiğini ve alay komutanıyla görüştüğünü bildiren Toptaş, ''Alay Komutanı, 'en son Susurluk’tan ne zaman cephane geldi' dediğim zaman bana, 15 gün önce geldiğini belirtti. Şimdi 15 gün önce gelen malzemenin orada içeriye alınması, sayılması söz konusu olamaz. 15 gün önce gelen malzeme deponun dışında, tarlanın üzerinde, ağaçların altında, çalıların içinde mi duruyordu yani. 15 gün nerede beklettiniz siz bu malzemeleri'' dedi.

Malzemenin 15 gün açıkta bekletilmesi durumunda bunun bir suç olduğunu bildiren Milletvekili Toptaş, Afyon'un hassas durumda olduğunu, olaydan bir gün önce burada bir şehidin defnedildiğini, ardından Işıklar'da yol kesildiğini söyledi.

Toptaş, ''Afyon bu kadar hassas bir bölge iken, siz açıkta kışlada cephane bekletemezsiniz. Eğer açıkta cephane bekletiyorsanız, bunu her türlü terör saldırısına ve sabotaja açık halde tutuyorsunuz demektir. Dolayısıyla açıkta malzeme taşınıyordu şeklindeki savcı veya hükümet açıklamalarına katılmıyoruz. Doğru değildir inandırıcı da değildir'' dedi.

Bakan'ın ilk gün yaptığı açıklamada, 'burada mermi sayımı ve tasnifi yapılırken' ifadesini kullandığını belirten Toptaş, ''Nereden biliyorsun? Yani patlamış bir cephanelikte sayım yapıldığını nereden biliyorsun? Dolayısıyla bu, olayı kapatmanın başlangıç senaryosudur, Savcı tarafından da son kısmı açıklanmıştır'' diye konuştu.

Toptaş, bu konunun arkasında olduklarını, savcılar ve mahkemelerin durumu açığa kavuşturmak durumunda bulunduklarını söyledi. Söz konusu patlamada bir sabotaj ihtimalinin bulunduğunu tekrarlayan Toptaş, şöyle devam etti:

''Savcının açıklaması bizi tatmin etmemektedir, toplumu tatmin etmemektedir. Savcının açıklaması gerekli yetkiye ve donanıma sahip olmayan, bilirkişiler tarafından yapılmış bir incelemenin sonucudur. Bir trafik kazasında bile 10 günde bir rapor çıkmazken, 25 kişinin şehit olduğu, binlerce merminin havaya uçtuğu bir olayda hemen bir hafta sonra bir rapor çıkıyor ortaya. Bu raporun nasıl çıktığını anlamak mümkün değildir. Burada el bombası yumurta taşınır gibi taşınmamaktadır. Bize verilen bilgi, özel kasalarda bu bombalar taşınmaktadır. Bakınız patlamamış 70 adet obüs topları bulunmuştur. Obüs toplarının patlamadığı bir yerde bu olayı kasayla taşınan bir el bombasının patlamasıyla açıklamak mümkün değildir.
Dolayısıyla savcının yaptığı 'sabotaj yoktur' açıklaması, hükümetin beyanlarını doğrulamaya ve hükümet gibi davranmayı zorunlu sayan bürokrasinin bir örneğidir.''
Editör: Haber Merkezi