KANSER VE DOĞAL YAŞAM PROJESİ ANLATILDI
AKÜ Veteriner Fakültesi ile Lisinia Yaban Hayatı Koruma Ve Rehabilitasyon Merkezi ile ortaklaşa olarak düzenlenen "Lisinia Anti-Kanser ve Doğal Yaşam Projesi" konulu seminer, 18 Nisan 201Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Veteriner Fakültesi ile Lisinia Yaban Hayatı Koruma Ve Rehabilitasyon Merkezi ile ortaklaşa olarak düzenlenen “Lisinia Anti-Kanser ve Doğal Yaşam Projesi” konulu seminer, 18 Nisan 2013 Perşembe günü gerçekleştirildi.
AKÜ ANS Kampusü Güzel Sanatlar Çok Amaçlı Salonda gerçekleştirilen seminer, Veteriner Hekim Öztürk Sarıca tarafından verildi. Seminere, AKÜ öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Veteriner Hekim Öztürk Sarıca, “Dünyanın kirlenmesi sonucunda kanser artıyor. Küresel ısınmanın kanser üzerinde etkisi var. 1957′de küresel ısınmada sıçrama yaşanıyor. Bu tarih nükleer denemelerin başladığı yıldır. Dünyanın ısınmasına insanlar neden oldu. Nükleer denemeler okyanuslarda, çöllerde, kutup bölgelerinde ve atmosferde yapıldı. Ozon tabakasının delinmesi söylendiği gibi karbon salınımı ve sera gazları gibi nedenlerle olmamıştır. 1957 yılında yapılan nükleer denemelerin etkisi vardır. O yıllarda ne kadar büyük bir nükleer patlaması yapılırsa nükleer alanda o kadar güçlü olunduğu anlamına geliyordu. Nükleer patlama konusunda 3-4 ülke yarış halindeydi. En büyük nükleer patlama Atlantik Okyanusu’nda yaşandı. Bunun sonucunda magma aktif hale geldi. Daha sonra sıcak su akıntılarının yönü değişmeye başladı. Nükleerin, atmosferde yarattığı etki sebebiyle insanlık tarihinin 2000 yıl boyunca ısıtmış olduğu küreyi biz, 50 yılda 4-5 katı kadar ısıttık” dedi.
Kansere giden yolda doğadaki kirlenmişliklerin nelere sebep olduğunu aktaran Sarıca, “Hava kirliği kanser bakımından Dünya Sağlık Örgütü’nün listesine ikinci sıradan girdi. Toprak kirliliği de direkt kansorejen nedenler arasında yer almaktadır. Yoğun stres de kansere neden olan bir faktördür. Stres kortizon salınımına yol açar ve bu da vücuda zarar verir. Nükleer kirlilik ve patlamalar, su kirliliği, petrol kirlilikleri de kanserlerin oluşumunda etkilidir. Radon gazı ise, dünyanın kendi kansorejenidir. Yerkabuğundan yeryüzüne çıkar ve odaların içine girer. Yaşadığımız odayı günde 1 saat havalandırmazsak akciğer kanseri olma riski vardır. Sigaranın akciğer kanseri yapma riski %27, radon gazının ise %15′tir. O yüzden evlerimizi mutlaka havlandırmamız gerekmektedir” diye konuştu.
Lisinia Projesi hakkında da bilgiler veren Sarıca, “Lisinia Proje, destek ve hibe kabul etmeyen bir doğa projesidir. Doğanın, yeniden dirilişini amaçlayan bir anti-kanser projesidir. Doğa bilinci ve kanser konusunda Lisinia Proje olarak çalışmalarımıza başladık. Her geçen gün doğa hızla bozuluyor. İnsanların, hayvanların ve bitkilerin yaşam alanları her geçen gün yok oluyor. Dünyanın her tarafı kimyasallar ile kirletilmiş durumdadır. Bu yüzdendir ki sağlıklı yarınlar için kansere karşı savaş açan bir projeyiz. Bu konu ile ilgili bilgi ve tecrübelerinizi bizimle paylaşmanıza her zaman açığız” dedi. Seminer katılımcıların sorularının yanıtlanmasının ardından sona erdi.
 
Editör: Haber Merkezi