HÜKÜMETİ ZOR DURUMDA BIRAKMAK İÇİN MONTAJLAR YAPARAK BUNLARI KULLANDILAR
 
Örgütten Çıkma, Ayrılma veya Kovulma
Örgüt, kural olarak hiç kimseyi örgütten çıkarmamaktadır. Örgütte mecbur kalınmadığı sürece hizmetten adam çıkartılması yasaktır. Bunun sebebi, kovulan örgüt mensubunun, dışarıda örgüt içerisindeki yapılanma hakkında bilgi verebileceği ve deşifre olunacağı endişesidir. Örgüt birçok gizli veya önemli bilgiye sahip şahısları özellikle atmak yerine pasifize etmeyi tercih etmektedir. Bir nevi sindirme, yıldırma, baskı altına alma yöntemi ile kişinin kendi isteği ile örgütten ayrılması sağlanmaktadır.
Örgüte girenin çıkması zordur
Fetullahçı Terör Örgütüne bir kez girdikten sonra ondan elini kolunu sallayarak ayrılması, çıkması, kopması artık mümkün değildir. Fetullah Gülen, örgütün "kan ve irinden deryaları geçmek" üzere kurulup eğitildiğini, kişilerin bu kan ve irin deryasını tek başına aşamayacağını ve boğulacağını ifade ederek ayrılma ve kopmanın önünü kapatmaktadır. Örgüt önce eğitim vererek kazandığı kişiyi daha sonra kaybetmemek için tedbirler geliştirmiştir. Örgütsel eğitimden geçen kişiler genellikle örgüte isteyerek ve bilerek girdiğinden aldıkları eğitimin bir gereği olarak ondan kopamamaktadır. Çok az da olsa gerçeği gören, yapılanları sorgulayan, kötü bir işe alet edilen, örgütün hışmına uğrayan veya herhangi bir nedenle örgütten ayrılmak isteyenler de çıkmaktadır.
Örgüt dağılmayı önlemek için neler yaptı?
Örgüt dağılmayı önlemek ayrılmaların önüne geçmek için önce üyelerini korkutur. Korkutma, örgütten ayrılanın bozulduğu, tasfiye olacağı, bozuk düzen ve çarkın arasında kalacağı ve ezileceği yalanıyla gerçekleşir. Kazanacakken kaybedenlerden olacakları, cehenneme gidecekleri, dinden imandan çıkacakları, nasipsiz oldukları, öbür dünyada muhterem hocalarının şefaatçi olmayacağı önemle öğretilir.
Örgüt üyeleri kör alet konumuna getirildi
Örgütlü bir yapının devamlı üyeleri üzerinde bu korkuyu yayarak ayrılma halinde hayat hakkının bulunamayacağına, kendisi dışında kişilerin bir yaşama alanı oluşturamayacağına üyelerini inandırır. Korku ile kontrol altında tutma ilk modeldir. Bir süre sonra örgüt üyeleri bu korkuya da gerek kalmadan imani bir mesele olarak gördükleri bağlılığa boyun eğerek hiç bir sorgulama yapmadan gerçeklerden kaçarak beyinleri yıkanmış ve örgütün amacı için kullandığı kör alet duruma gelmektedirler.
Örgüt üyeleri örgüt tarafından iftiraya uğramaktan korkarlar
Örgütten kopan kimseler sudan çıkmış balık gibidir. Bunu kimse istemez. Yurt veya okul ya da ev dışında hiçbir hayatı bilmedikleri için zorlanırlar. İftiraya uğramamak, yapıdan kopmamak için ellerinden gelen gayreti gösterirler.
Tazir
Örgütten bir kimsenin ayrılacağı veya kopacağı sezilirse veya itaat dışına çıkanlara tazir uygulanır. Tazir, örgüt sorumlu abi veya ablasının kişiyi ikaz edip uyarması, aşağılaması, ona herkesin içinde rezil ederek küçük düşürmesi şeklinde gerçekleşir. Eğer örgüt üyesi bu tazir sonucunda ders alıp uslanmış ve itaate girmişse sorun yoktur. Tersi durumda daha ağır cezalar verilebilmektedir.
Şefkat Tokadı
Örgütten ayrılmak isteyenlerin bu iradesi fark edildiğinde bir diğer metot onları şefkat tokadı yalanıyla ikna ederek elde tutmaktır. Örgütten ayrılmak isteyenin başına kötü şeyler geleceği ileri sürülür ve şartlandırma yapılır. Örgütten ayrılacak kişinin en ufacık başına kötü bir şey gelse mesela o gün ayağı takılıp düşse, dikkatsizliği sonucu kafasını çarpsa, bir işi yolunda gitmese veya basit bir sınavdan kötü bir sonuç alsa bu hemen şefkat tokadına bağlanır ve o kişiye bu tanrının bir uyarısı olduğu ve derhal örgüte dönerek tövbe etmesi istenir. Bu psikolojik basit bir şartlandırmadır. Tıpkı fal bakmak gibidir. İnsan neye şartlanmışsa onu şartlandırmaya uygun olarak yorumlar ve kabullenir. Şefkat tokadı da aslında kişiler üzerinde oluşturulan şartlandırma ve korku vermenin bir türüdür.
Zecr Tokadı
Örgütten ayrılan kimsenin aklını başına alması için örgütün vurduğu etkili ve tesirli bir darbedir. Bu tokadı yiyenler aman dileyerek örgüte geri dönebilirler. Ancak örgüt hiyerarşisindeki yerlerini kaybederek düşük bir görevde yer alabilirler. Bu tokadı yiyenlere artık pek güvenilmez. Örgütün sağladığı nimetler kişiden geri alındığı gibi bir de ona ceza kesilir. Örgüt içi evlilik yapmışsa boşanmasına karar verilir. Örgüt sayesinde elde ettiği malvarlığı yanında eğer varsa diğer malları örgüt tarafından geri alınır. O artık bir düşkün sefil, yoksul, asi olarak örgütün açık hedefi haline gelir. Bir kimsenin tek başına zecr tokadına muhatap olup örgüte karşı direnmesi mümkün değildir. Kaçarak bu örgütten kişi kurtulamaz.
Örgüt her yerde olduğundan zecr tokadı üst üste atılarak kişi uslandırılır. Bu bir tür cezalandırma, örgüte geri döndürme, örgütün terbiye etme metodudur.
Tard
Örgütten kişi, korkutma ve şefkat tokadına rağmen ayrılmakta ısrar ederse veya itaatsiz davranır, emri sorgular, isyan eder veya emre aykırı iş yapar veyahut örgüt disiplinine uymazsa bu defa tard cezasına uğrar. Tard, kısaca itaatsiz tutumu ve isyankâr tavrı nedeniyle örgütten kovma, hain ilan etmedir. Tard cezası alan kişinin örgüt ile ilişkisi kesilir. Ancak bu kişi hain ilan edildiğinde ve örgütün içyapısını bildiğinden derhal yok edilmeli, başına kötü şeyler gelmeli ve cezalandırılmalıdır.
Tard cezası alan kişinin başına gelmeyen kalmaz
Örgüt bir bütün olarak bu haini imha etmek üzere harekete geçer. Mutlaka o kişinin başına ummadığı kötülükler getirilir. Eğer örgüt üyesi pişmanlık duyarak tekrar dönerse kabul edilir ama daha alt seviyede bir yerde görevlendirilir. Nedamet göstermez ve isyanda ısrar ederse bu defa derhal imha edilmesi gereken bir düşman kabul edilir. Nimete nankörlük ettiği ve küfre girdiği gerekçesiyle hemen başına bela musallat edilir, zecr tokadı vurulur. Özellikle 2003 yılı ve 2014 yılları arasında örgüt devletin gücünü kullandığından tart edilenleri tutuklamakta hayatı onlara zehir etmekte, eşinden boşanması sağlanmakta, işi elinden alınmakta ve her yönden mağdur edilmelerine yol açmaktadır.
 
Kayırma ve korumacılık ile kadrolaşıldı
Sonuç olarak; örgüt, çocuk ve gençlerden devşirdiği mensuplarına örgütsel bir eğitim verip onları örgüt disiplinine alıştırmaktadır. Bu kadroları örgüt yakıtı olarak kullanmaktadır. Örgüt mensupları örgütsel dayanışma ve işbirliği içinde harekete ederek kayırma ve korumacılık yaparak kamuda kadrolaşmayı başarmıştır. Kamu kurumlarına girişte sınav sorularının elde edilmesiyle de kitlesel şekilde kamu idarelerinde kadrolaşma gerçekleştirilmiştir.
FETÖcüler diğer grupların devlet kademelerine girişini engelledi
Devletin her kademesine yerleşen Fetullah Gülen taraftarları, diğer gruplardan kişilerin devlet kademelerinde yetişmesini ve görev almasını engellemiştir. Devletin kalifiye eleman ve uzman olarak yetiştirdiği kişilerin devlete sadakatten çok bir örgüt mensubu gibi hareket etmeleri kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini aksatmıştır. Örgüt, hiç bir denetimi kabul etmemektedir. Hukukî sınırlar içinde durmamış, ilkelere uymamış, devlet içinde devlet gibi hareket etmiştir. Örgüt, ayrı bir hiyerarşik düzen oluşturup kendinden olmayanları düşman görmüş, örgütün çıkarlarını her türlü görüş ve mülâhazanın üzerinde tutmuştur. Örgüt kadroları, bir kamu görevlisi veya devlet adamı gibi değil, örgütün ajanı olarak hareket etmiştir.
--
Örgütün Yerel ve Uluslararası Bağlantıları ve Yaptığı Eylemler:
Fetullah Gülen, ordunun yaptığı tüm askerî darbeleri desteklemiştir. 1971 muhtırasını veren generalleri kitabında övmüştür. 1980 darbesi öncesi ve sonrasında kaleme aldığı yazılar ile darbeyi desteklemiştir. 28 Şubat 1997 “post modern” askerî müdahalesinin gerekli olduğunu dönemin generallerine yazdığı mektupta vurgulamıştır. Antidemokratik uygulamalara sadece örgütünün bekası için destek vermekten kaçınmamıştır.
Askeri vesayet ile mücadele ediyor görüntüsü
Örgüt, 2007 yılında askeri vesayet sisteminin sözde tasfiyesi amacıyla bu yapıyla mücadele ediyormuş gibi algı yönetimine başlamıştır. Sivil bürokrasi içerisinde yapılanmasını kullanarak özellikle yargı ve emniyet içerisindeki unsurları ile askeri vesayete karşı bir savaş yürüttüğü görüntüsünü vermiştir.
Uluslararası kuruluşlar aracılığı ile Türkiye’ye baskı yaptırdılar
Örgütün, çeşitli uluslararası kuruluşlara mali destekler sağlayarak, istihbarat örgütleri ile bağlantılar kurarak örgüt amacına hizmet ettiği, Türkiye üzerinde bu kuruluşlar aracılığıyla baskı kurmaya çalıştığı anlaşılmaktadır.
Örgütün yurtdışı faaliyetleri örgütü büyüttü
Örgüt belirtildiği üzere seksenli yıllarda yurt dışına eğitim kurumları ile açılmıştır. İlk açılımını Orta Asya’da gerçekleştiren ve öncelikli hedefi buradaki Türki Cumhuriyetler olan örgütün programı başarıya ulaşmıştır. Yurtdışı faaliyetleri ile örgüt büyümüş, herkesin dikkatini çekmiştir. Bazı gizli servisler de bu örgüt üzerinde çalışma yapmıştır. Örgüt içerisinde geçmiş dönemde yönetici konumunda faaliyet gösteren ve bizzat Fetullah Gülen tarafından örgütten uzaklaştırılan Ahmet Keleş, Selim Çoraklı, Latif Erdoğan, Nurettin Veren ve Kemalettin Özdemir gibi isimler Gülen’in gizli istihbarat servisleri ile irtibatları hakkında beyanlarda bulunmuşlardır.
ABD de örgütlenmeleri yoğun
Amerika Birleşik Devletleri genelinde örgüte bağlı olarak faaliyet gösteren yaklaşık 165-170 tane kuruluş bulunmaktadır. Bu kuruluşlar; dernek, kültür merkezi, düşünce kuruluşu, eğitim teşekkülü veya özel okul şeklinde teşkil edilmişlerdir.
Dünya genelinde örgütlenen bu yapının liderinin bu çaptaki örgütü kuracak ve yönetecek düzeyde eğitim, kapasite vs. donanımı bulunmamaktadır.
Her suçu işlemek onlar için mümkün hale geldi
Örgüt amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik suçları kamu kurumlarında ve idarelerde kadrolaştırdığı mensuplarını kullanarak “kamu görevini ifa görünümünde” gizleyerek işletmiştir. Fetullah Gülen’in bir konuda iması bile örgütün suç işlemesine yetmiştir. Şüpheli Fetullah Gülen ve örgütü yöneten diğer imamlar bütün kadrolar üzerinde organize bir hâkimiyet sahibidir. İmamlardan birinin emrini, tanrının emri gibi kabul eden örgüt kadroları hemen o işin gereğini yapmak üzere organize olmaktadır. Örgüt üzerinde fonksiyonel hâkimiyet ve üyelerinin itaati her suçun işlenmesini mümkün kılmaktadır.
---
Siyasî ve Askerî Casusluk Yapmak
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının işlediği suçlardan ve en önemli faaliyetlerinden birini de siyasî ve askerî casusluk oluşturmaktadır. Bu örgütlenme, dış ülkelere yaranmak, yabancı ülkelerden destek sağlamak, onların nezdinde vazgeçilmez bir güç ve yer edinebilmek için Türkiye Devletine ve devleti yöneten siyasal iktidara karşı casusluk suçlarını örgütlü şekilde birden çok kez işlemiştir.
Hükümet ve kamu görevlilerini tartışılır hale getirmek için bir dizi çalışma yaptılar
Örgüt devletin gizli kayıtlarına ulaştığı, gizli toplantıları dinleme cihazları ile dinlediği, devleti gizli görüşmelerinin yapıldığı kriptolu cep telefonlarını usulsüz şekilde dinleyerek elde ettiği bilgileri devleti ve hükümeti zor durumda bırakmak için itibarsızlaştırmak amacıyla sosyal paylaşım sitelerinde medya organlarında yayınladığı, örgütün çıkarına aykırı hareket edilmesini engellemek için hükümete ve kamu görevlilerine nasıl davranmaları gerektiğini öğretmeye çalıştığı, 17 Aralık 2013 sonrası şok ses kayıtları denilerek bir plan dâhilinde örgütün emniyet ve diğer kamu idarelerindeki kadroları üzerinden temin ettiği ses kayıtlarını değiştirip yayınlatarak toplumun değişik ve geniş kitlelerini ikna etmeye çalıştığı, basın kuruluşları aracılığı ile haber yaptırılıp ülke genelinde hükümet ve kamu görevlilerinin tartışılır hale gelmesini sağladığı, kitleleri ajite eden ses kayıtlarını yayınlatarak hükümet aleyhine toplumun tepkisini arttırmayı, harekete geçilmesini sağlamaya çalıştığı, devlet kurumları ve bürokrasiyi yıpratma amaçlı hükümeti iş yapamaz hale getirip bunlarla uğraşarak mesai sarf etmesini ve başarısız olmasını sağlamaya çalıştığı, örgütün belli bir program ve sistem içerisinde bu ses kayıtlarını hükümet ve devlet aleyhine yayarak yıpratma amaçlı faaliyet yürüttüğü, Ankara İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde çalışan örgüt mensubu kamu görevlilerinin yedi MİT görevlisini uyuşturucu madde ticareti önleme dinlemesi adı altında dinledikleri ve fizikî takip yaptıkları tespit edilmiştir.
 
Başbakanın Ev ve Çalışma Odalarının Dinlenmesi
Örgüt Başbakan'ın ev ve çalışma ofisinin Başbakanlık Koruma Dairesinde görevli örgüt mensubu polislerce priz içerisine yerleştirilen dinleme cihazı ile dinlendiği, aynı şekilde cihazın ne zamandan itibaren yerleştirildiğinin tespiti açısından TÜBİTAK'tan alınan bilirkişi raporlarında olayı açığa çıkmasını engellemek için örgüt mensuplarının devreye girdiği, bu konularda yargılamaların devam ettiği anlaşılmıştır.
Kriptolu Telefonları Dinlemek
Örgüt, TÜBİTAK tarafından yazılımı yapılan Başbakan, Bakanlar ve üst düzey bürokratların kullandığı 76 adet kriptolu telefonu dinleyerek devletin gizli kalması gereken bilgileri elde ettikleri, 31 kriptolu telefon hakkında 363 ses kaydı oluşturulduğu anlaşılmıştır.
Kudüs-Selam Tevhit Soruşturması
Örgüt Selam Tevhit adlı terör örgütünün varlığı iddiasıyla devlet adamları, gazeteci, bilim adamı ve örgütün kendilerine tehlikeli olarak gördüğü toplumun her kesiminden binlerce insanı 3 yıl 7 ay süre ile dinlediği tespit edilmiştir. Bu kişiler gerçekte suç işlemedikleri halde sahte isimlerle dinlenmiştir. MİT Müsteşarı da soruşturmada sahte isimle dinlenmiştir. Devleti yöneten ve kamuoyunda göz önünde bulunan hemen herkesin olmayan bir örgütle ilişkili gibi gösterilip sahte isimlerle dinlenilmiştir.
Millî İstihbarat Teşkilatının İnsanî Yardım Tırlarının Aranması
Millî İstihbarat Teşkilatının, Suriye’de iç savaşta zor durumda kalan Türkmen ve diğer muhalif gruplara insanî yardım ulaştırma amaçlı yapmış olduğu bir sevkiyatı, MİT'in bu faaliyetini bir terör faaliyeti gibi göstermek ve hükümeti zor duruma düşürüp yıkmak için, Jandarma ve yargı içindeki gücüne iki kez başvurmuştur. Suriye'ye yardım götüren tırlar, 01.01.2014 günü Hatay Kırıkhan’da ve 19.01.2014 günü de Adana Ceyhan gişelerinde pusu kurularak silahlı askerî personel tarafından durdurulup aranmıştır. Bundan amaç Suriye iç savaşında taraf durumuna sokularak hükümetin devrilmesi ve uluslararası savaş suçları mahkemesinde yargılanmasını sağlamaktır. Bu eylemde bulunan örgüt üyesi asker ve savcılar amaçlarının suçu önlemek olduğunu söylemelerine rağmen tırların Ankara'dan itibaren takip edilmesine ve tırların birçok şehirden geçmesine rağmen neden durdurulmadığını, MİT görevlilerinin tırların MİT‘e ait olduğunu belirtmelerine rağmen neden terörist muamelesi yaptıklarını açıklayamamaları eylemlerin hukuk düzeni içerisinde yapılmadığını göstermektedir.
17-25 Aralık Soruşturmaları
Kamuoyunda 17-25 Aralık soruşturması olarak bilinen süreçte örgüt, bir işadamının altın ihracatı yapmasını, bir Belediye ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hakkındaki ayrı ayrı soruşturmadaki iddiaları tek bir soruşturma içerisinde gösterir tarzda eş zamanlı gözaltı işlemi yaparak hükümeti yolsuzluk yapıyor gibi göstermiş; üç soruşturma dosyasında olmayan Başbakan ile oğlu arasındaki görüşmeye ilişkin montajlanmış ses kaydını ise sosyal medyada yayına sokarak ve dokunulmazlık kapsamında olan Bakanları dinleyerek kendi varlıklarına tehlike olarak gördüğü Hükümeti zor durumda bırakmayı amaçlamıştır.
 
Editör: Haber Merkezi