HESAP VERMEDEN GİTMEK VAR MI?

Aşağıda ki bilgiyi, Fetö soruşturmasını yürüten yetkililerin ilgisine sunuyorum..

Rektör Hoca Sandıklı M.Y.O.‘nun Fetö’den göz altına alınan ve adli kontrol şartı ile bırakılan Yusuf Karaca’yı iki gün önce müdürlük görevinden aldı.

Daha doğrusu, almak zorunda kaldı.

Ama.. Fetö soruşturması kapsamında gözaltına alınıp Adli Kontrol şartıyla bırakılan birçok akademisyen üniversiteden uzaklaştırılıp açığa alınmışken, bu kişinin İktisat Fakültesinde öğrencilere ders anlatmaya ve hocalık yapmaya devam etmesi, ayrıcalık tanınması değil midir?

Eski Müdür Yusuf Karaca son 6 yıldır müdürü olduğu Sandıklı MYO’na haftada bir gün 3-4 saat uğramış tüm yetki ve sorumluluklarını şu an Fetö’den tutuklu olan yardımcısı Abdullah Taytak’a bırakmıştı.

Rektör Hocanın Yusuf Karaca’yı göz önünden alarak, aslında korumaya ve bu sıkıntılı işlerden en az zararla kurtarma çabası içinde olduğu üniversite ve kamuoyunda konuşulmaya başlandı bile...

Neden mi?

Yaklaşık bir ay önce Fetö kitaplarının gizlice toplanması, yakılması ve resmi evrakta suç işleme konusunda Rektör Hoca kendisine yakın iki kişilik bir komisyon kurup çok açık olan ‘’evrakta sahtecilik’’ suçunu bulmayı değil örtme çabasına girmişti. İdari soruşturmayı kapattırdın ve prensini korudun diyelim. Adli soruşturma aşaması ne olacak?

Çünkü; Yusuf Karaca’nın, 40 gün önceki tarihi attırarak bir resmi belgeyi memur Hale Hanıma yazdırdığı ve okul sekreteri Ahmet beye de ertesi günü hiç kabahati ve bilgisi olmayan 4 çalışana imzalatması için vermesi ve insanları suça azmettirmesi ciddi bir suçtur.

Bu sahte resmi belgeye olay günü okulda dahi olmayan çalışanlara imzalatmak suretiyle Fetö ile ilgili neyi saklamayı amaçlamıştır?

Masum çalışanları kendi Fetö faaliyetlerinizin ortaya çıkmasını engellemek adına suça zorlamak ve sessizce çekip gitmek var mı? 

Bu olayda tanzim edilen belge sonradan tanzim edilmiştir. Emir vererek görevi suistimal etmiş, olay sürecinde, olay yerinde dahi olmayan memur ve görevlilere varmış gibi imza attırılmıştır.

Bir hukukçudan aldığımız bilgiye göre: Yusuf Karaca’nın yaptığı kanuna aykırı işlemin, TCK’nun 204/2 maddesindeki ‘’Görevi kötüye kullanarak sahte belge tanzim etmek veya ettirmek” fiili olduğu ifade edilmiştir..

Yusuf Hoca; Fetö ile ilgili kitapların bulunması, ayıklanması ve  yakılması talimatını kendisinin verdiğini kabul etmiş, ancak yakılan 42 cilt Fetö kitabın envanterde olmadığını söyleyerek yalan ifadede bulunmuştur. Zira yakılan kitapların barkotlu ve demirbaş listesine kayıtlı olduğu fotoğraflar ve video kaydı ile kanıtlanmıştır..

Sahte tutanağa imza atan o masum insanların vebali Yusuf Karaca’nın sırtındadır..

Diğer taraftan; Yusuf Karaca, Mustafa Sandıkçı ve Abdullah Taytak’ın Sandıklı’ya hiçbir katkıları olmadığı gibi, zararları olmuştur.

Mesela; Sandıklı MYO’nun öğrenci sayısı hızla düşmüş. Bunun yanında Bolvadin MYO’nun öğrenci sayısı katlanmıştır..
Sandıklı’ya yeni açılacak 4 yıllık yüksekokula kurucu müdür atamasını takip ediyorum diye aylardır oyalayan Yusuf Karaca’nın bu olayları ortaya çıktıktan hemen sonra, bir doçentin kurucu müdür atanmış olması Sandıklı adına memnuniyet vericidir. 

Anlaşıldığı kadar; MYO’nda Fetö yapılanması ortaya çıkmamış olsaydı, bırakın yeni yüksekokul açılmasını, birkaç yıl sonra mevut okul bile öğrencisizlikten kapanabilirdi…

Sandıklı MYO’da geçmişte görev yapmış olan Mustafa Sandıkçı’nın Fetö soruşturması kapsamında gözaltına alındığı Yusuf Karaca gibi Adli Kontrol şartı ile bırakıldığı biliniyor.. Sandıklı ile ilgisi kalmadığı halde neden Sandıklı MYO görevlileri ile birlikte gözaltına alındı?

Sandıklı’da kimin tezlerini yazdı? Emekli olmaktan başka özelliği olmayan yakını başçavuşu, Sandıklı’da yüksek maaşlı, özel lojmanlı yere nasıl yerleştirdi? Hangi kurumların logosunun çiziminde rol aldı?

Bu konulara da değineceğiz..

******** 

Hayırlı haftalar dileğiyle…