“Hak etmeden makam sahibi olanları bu milletin başına bela ettiniz”

İYİ Parti İl Başkanı Muhammet Mısıroğlu haftalık basın toplantısında yaptığı konuşmada:

“Bu hafta toplantımıza yine acı haberlerle başlıyoruz ne yazık ki…
Geçtiğimiz pazar günü meydana gelen alçak saldırı sonucu ne maalesef 6 vatandaşımız hayatını kaybetti, 53 vatandaşımız da yaralandı.
Bebek katillerinin hain planları hiçbir zaman asıl emellerine ulaşamayacaktır. Bu alçak saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Faillerin bulunması için de etkin, hızlı bir çalışmanın yapılması , olayın perde arakasında olanların ortaya çıkarılması gerekmektedir…

Bildiğiniz gibi İYİ Parti olarak demokrasi yolunda başlattığımız ilçelerdeki kongre sürecimizi tamamlamak üzereyiz.
17 ilçemizde kongrelerimizi tamamladık. 20 Kasım Pazar günü merkez ilçe kongremizi de gerçekleştireceğiz.
Bu süreçte büyük bir özveri ve sağduyu içerisinde bizimle birlikte yürüyen dava arkadaşlarıma sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum.
Allah’ın izniyle önümüzdeki seçimlerde İYİ Parti’yi birinci parti yapacağız.
Bunun için gece gündüz demeden çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz.

Ülkenin ekonomik gidişatından bahsetmek içimizi acıtsa da artık bizim boynumuzun borcu. AKP iktidarı canım memleketimizi adeta bir kemirgen gibi yedi yedi bitiremedi. Ama yolun sonuna geldiklerini biliyorlar. Devekuşu misali kafalarını kuma gömüyorlar. Ama bu millet artık her şeyin farkında.
İnsanımızın ocağına incir ağacı diktiler. İnsanlar neden bu kadar öfkeli, neden bu kadar tahammülsüz hiç düşündünüz mü?
Geçim sıkıntısından dolayı arkadaşlar… Kendileri şatafatlı bir yaşam sürerken vatandaşın gözüne uyku girmiyor…
Ziya Paşa’nın da dediği gibi; “NE GÜNLERE KALDIK EY GAZİ HÜNKAR ! KATIR MÜHÜRDAR OLDU EŞEK DEFTERDAR…”
Evet bu gün geldiğimiz şu durumu ne kadar da güzel özetleyen bir söz değil mi? Bizler, Gazi Mustafa Kemal’in askerleri olarak son nefesimize kadar yanlışa dur diyecek, millet egemenliğine, cumhuriyetimize, ilkelerimize, vatanımıza, milletimize sahip çıkacağız.
Varsın onlar ceplerini doldurma derdiyle, koltuk sevdasıyla, hırsla, kibirle geçirsinler günlerini. Bizim derdimiz vatan, bizim derdimiz memleket meselesi !...
‘Biz sahada bir sıkıntı görmüyoruz’ diyenler acaba başka bir şehirde mi yaşıyorlar? Yandaşları dışında kimsenin halini hatırını sormadıkları, kendilerine oy verenler dışında kimseyle muhatap olmadıkları için mi görmüyorlar acaba sorunları? Ya da korku politikası yürüttükleri için vatandaşlarımızın sessizliğinden mi güç alıyorlar?
20 yıldır tek başına iktidar olanlar bugün her fırsatta muhalefeti suçluyorlar. Akıl var, mantık var. Ülkeyi 20 yıldır siz yönetiyorsunuz, yanlışı muhalefet mi yapıyor?
Demokrasiyi de elimizden aldınız, tek adam rejimiyle yönetiliyoruz. İyiyi güzeli kendinize mal edip yanlışları muhalefete yüklemek hangi akla hizmet etmektir soruyorum size…

Bakın size şu fotoğrafı göstermek istiyorum. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu fotoğrafına iyi bakın… Cumhuriyeti kurup millet egemen bir devlet yaratmak için cepheden cepheye koşan büyük komutana bir bakın…
Belindeki kemer kopmuş belli ki, kemere uymayan bir toka bulunmuş ve kemer tokaya göre yeniden delinmiş.
Milli mücadele ruhuyla, kibirden uzak, adanmışlık kokan bir fotoğraf bu. Burada anlatılamayacak kadar derin anlamlar içeren bir fotoğraf… İstilacı, sömürgeci devletlere kafa tutan, itibarını yüce Türk milletinden alan, güçlü lider, büyük komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha büyük bir özlem ve saygıyla anıyor ve diyorum ki; bizler var oldukça, emanetin emin ellerde Paşam! Sen rahat uyu!

Şimdi ben bir bu fotoğrafa bakıyorum, bir de AKP’nin kibirli gösteriş budalası yöneticilerine bakıyorum, onlar adına ben utanıyorum. Hele ki birazdan size izleteceğim kısa video benim gözlerimin dolmasına sebep oldu. Bu videoyu izleyip de gözleri dolmayan, içi sızlamayan insan vicdan yoksunudur diye düşünüyorum.
Buyrun, izleyelim birlikte…
Bu yaşlı teyzemiz, sesi titreyerek anlatıyor içinde bulunduğu vaziyeti… Yorgunluğu yüzüne yansımış, bacakları artık bu yükü taşıyamıyor belli ki… Evladına kendini adamış bu teyzemiz, bu yaşta intihar etmeyi düşünüyor. Bu utanç, 20 yıldır bu ülkeyi yönetenlere yeter diyorum. Sesi titreyerek, içi kan ağlayarak söylediği bu sözler benim yüreğime hançer gibi saplandı.
Peki sorumluları hiç üzülmüyor mu vatandaşın bu haline? Hiç vicdan muhasebesi yapmıyorlar mı acaba?
Gün gelir hesap döner diyorum ve Türk milletinin eski günlerine dönebilmesi için gece gündüz çalışmaya devam edeceğime söz veriyorum. Bütün yolsuzlukları ortaya dökeceğime söz veriyorum. Mazlumun hakkını aramaya devam edeceğime söz veriyorum. Biz İYİ Parti’li cesurlar olarak korkmadan, bıkmadan, usanmadan yanlışa dur diyeceğiz…

Bir video daha var ki o da omurgasızlığın, vizyonsuzluğun, kimliksizliğin en net örneği…

Bahçeli’nin ağzından farklı zamanlarda dökülen bu sözleri duyunca vallahi de billahi de davam için, ülküm için, bu yolda can veren yiğitlerimiz için üzüldüm. Bir zamanlar ‘CHP’nin HDP ile görüşmesi demek, PKK ile teması demektir’ diyen Bahçeli, bu gün ‘Erdoğan tabi ki anayasa değişikliği için HDP ile görüşecek. Bu çok doğal bir şeydir’ diyor. Mademki HDP ile görüşmek PKK ile temas demekti, hafta sonu yapılan terör saldırısından sonra başınızı yastığa rahat koydunuz mu? Bizi ve Genel Başkanımızı ‘HDP ile kahvaltı hayali kuruyor’ diyerek aslı astarı olmayan eylemler üzerinden suçlarken bu gün PKK’nın kapısını çalan siz değil misiniz? Bu kadar ikiyüzlülük olmaz! İnsanda biraz utanma duygusu olur! Videoda ‘bizde kıvırma yoktur’ diyor Bahçeli. Bu gün bize atıp tutan Bahçeli, daha dün ittifak ortağı AKP’ye atıp tutuyordu. ‘Erdoğan’dan cumhurbaşkanı olmaz’ diyordu.
Videoda duydunuz, ‘Başkanlık federasyon demektir, bu da Türkiye’yi bölünmeye götürecektir’ diyor. Acaba ne oldu da bizde u dönüşü yoktur derken tam tersine döndü her şey? Davanı satacak kadar ne yaşadın Sayın Bahçeli? Kendini yalanlayacak kadar, tükürdüğünü yalayacak kadar ne yaşadın?
Sen bu kutlu davanın neferlerine bir açıklama borçlusun! Yapılan bütün yanlışlıklara, yolsuzluklara sustun. Sana yazıklar olsun!
HDP ile görüşmek PKK ile temastır diyen kendileriydi, HDP ile masaya oturan yine kendileri. Bu ikiyüzlülüğe dikkat çeken Sayın Genel Başkanımız’a yönelik mesnetsiz açıklamalar yapan sözde siyasetçi kadına buradan birkaç sözüm olacak.
Siz bu üslupla bu ülkede siyaset yapamazsınız! Ülkeyi ayrıştıran da bölmeye çalışan da kutuplaştıran da sizlersiniz. İftira atmayı alışkanlık haline getirdiniz. Bizim Genel Başkanımız cesur ve güçlü bir kadındır.
Sizin seviyenize düşmesini bekleyemezsiniz. Ayağınızı denk alın, aklınızı başınıza alın! Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Bizler de damarlarımızdaki asil kandan aldığımız kudretle Türkiye Cumhuriyeti’nin yılmaz bekçileriyiz! Sayın Akşener’i size yedirtmeyiz!
AKP’nin yolsuzluğuna en taze örneği vereyim sizlere; biliyorsunuz şehrimizin en işlek noktasında Anıtpark’ın yanında TEB binası vardı. Banka burayı boşaltınca kurumsal bir yemek firması buraya talip olmuş. Yaklaşık 40 kişi istihdam edecek şekilde buraya bir fast food restoran açmak isteyen firma, Afyonkarahisar Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ile görüşüyor, gerekli ön inceleme yapıldıktan sonra bir mahsuru olmadığı söyleniyor. Konu Başkan Zeybek’e aktarıldığında ise Zeybek önce gastronomi kenti olmamızı bahane ederek ‘olmaz, ruhsatım iptal olur, Afyon kebabı yapsınlar’ diyor.
Sonradan anlaşılıyor ki, Zeybek’in derdi başkaymış. Meğer o binayı AKP seçim koordinasyon merkezi yapacakmış. Saçma sapan bahanelerle ilimize yapılacak olan yatırımlar, sağlanacak olan istihdamlar engelleniyor ve yatırımcıların talip olduğu yerler AKP’ye peşkeş çekiliyor… İzin verilseydi o restoranda yaklaşık 40 kişi istihdam edilecek, 40 aile oradan ekmek yiyecekti.
Bu bağnaz, bu çıkarcı, bu işgüzar zihniyet yüzünden ilimizin adı çıkıyor. Sağda solda kötü anılıyoruz. Kurumsal şirketler artık ilimize yatırım yapmaya yeltenmiyor bile… Particilik bir yana Afyonumuzun çıkarlarını gözetmeleri gerekirken gözünü hırs bürümüş AKP yönetimi 40 ailenin ekmeğine engel oluyor…

Aynı belediye, kendi esnafına ne kadar sahip çıkıyor peki? Hiç…
2. Belediye şehir çarşısı içinde bulunan esnaflarımız çaresizlik içinde sorunlarına çözüm arıyor. Çarşının yıkılmasına karar verildi ama orada ekmeğinin peşinde her gün işyerlerine gitmeye devam eden esnaflar ve işyeri sahipleri resmen sokağa atılmak isteniyor.
Yeni bir yer tahsis edilmeden işyerlerini yıkmak bir yana, işine sarılan, ekmeğinden olmak istemeyen esnafımıza resmen zorbalık yapılıyor. Esnafların dükkanlarına metrekare başına 2 bin 500 TL ile 3 bin TL arasında fiyat veriyorlar. Dedik ya kafalarını kuma gömüyorlar diye.
Ülke ekonomisinden, kar zarar maliyet analizlerinden hiç haberleri yok anlaşılan. O çarşı esnafına bu fiyatları sunarken utanmanız lazım. Bu kadarı da yetmiyor, Başkan Zeybek, yerinden etmeye kararlı olduğu esnafa elektrik verilmemesi hususunda ilgili kuruma resmi bir yazı yazıyor. Yazının satır aralarında ise tehditkar cümleler yer alıyor. O binanın yıkılmasına engel olanlar ve üzerine düşeni yapmayan kamu kurumları hakkında işlem yapılabileceğini kast ederek aklı sıra gözdağı veriyor. Yeni bir yer göstermeden sokağa atmaya çalıştığın insanların kapısını seçim zamanı çalarsın. Onların yüzüne oy isterken nasıl bakacaksın Sayın Zeybek?

Zihniyeti kokuşmuş insanlardan bıktık, usandık artık. Kendi çıkarlarını gözeterek bulunduğu konumu istismar edenlerden yıldık. Biliyorsunuz bir süredir Afyonkarahisar Milli Eğitim camiasında sular durulmuyor. Umuyoruz ki yeni il müdürü ile yepyeni bir başlangıç yaparız ve çocuklarımızın çok büyük başarılarına şahit oluruz. Malum yandaş sendikanın siyasi kaygılar güderek ve çoğu zaman da siyasi desteklerinden aldığı gücü kullanarak uygunsuz davranışlar sergilediğini hepimiz biliyoruz.
O malum sendikanın Sinanpaşa temsilcisi, ilçe halkı tarafından ‘Zübük’ lakabıyla bilinen Edebiyat öğretmeni, ilçe Milli Eğitim Müdürü’nün görevden alınması için çalıştı, çabaladı, bütün mesaisini buna harcadı. 25 yıldır Sinanpaşa’ya kara bulut gibi çöken bu zatı muhterem, hiç öğretmenlik yapmamış. İlçeye eğitim konusunda hiçbir katkısı olmamış. Kendi camiası dışında siyaset ve bürokraside çay kaşığı gibi yıllardır ortalığı karıştıran bir kişiden bahsediyoruz.
Kişisel dürtüleri ile hareket eden bu kişinin kafaya taktığı kişilere aba altından sopa gösterdiği söyleniyor. Kendi işi dışında yıllardır çok çeşitli işlerle uğraşıp kimilerinin ayağını kaydırmaya çalışan bu hasta ruhlu insan yüzünden 2010 – 2015 yılları arasında görev yaptığı okulda gençlerimizin intihar ettiği söyleniyor. Evet bu yıllar arasında çalıştığı okulda 5 kez intihar olayı gerçekleşmiş. 2014 yılından itibaren de bu kişi Belediye Başkanı Yardımcısı gibi alenen belediye işleriyle uğraşıyormuş. İlçe halkı bu durumdan bıkmış artık. Sendikacı mı, öğretmen mi, okul müdürü mü, belediye başkanı mı, danışman mı ne olduğu belli olmayan bu kişi, ilçe esnaflarını da canından bezdirmiş. Ve her şeye rağmen bu şahıs, birlikte iş yaptığı siyasiler, dini oluşumlar sayesinde bırakın ceza almayı, terfi ettirilmiş. Liyakatsizlikte çığır açtınız başka ne denir bilmiyorum. Devletin tüm kademelerini bu zihniyetteki adamlarla doldurdunuz. Bu olağan dışı gelişmeler pek çok kez yerel ve ulusal basına da konu oldu ancak arkasında nasıl bir oluşum var ise bu kişi ceza alacağı yerde hep ödüllendirilmiş. Bu şahıs geçen aylarda da “Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na Hakaret Etti, Şube Müdürlüğüne Yükseldi” haberleriyle gündem olmuştu. Güzel ülkemizde gençlerde heves, çalışanda huzur, eğitimde kalite, ekonomide istikrar bırakmadınız. Yettiniz artık beyler, milleti usandırdınız. Terör örgütlerini de, ne olduğu, kime hizmet ettiği bilinmeyen lobileri de bu ülkeye siz musallat ettiniz.
Hak etmeden makam sahibi olanları bu milletin başına bela ettiniz. Ama az kaldı. İYİ Parti emin adımlarla, çığ gibi büyüyerek geliyor. Vatan millet sevgisiyle tek yürek olarak geliyor. Tüm bunların hesabını sormak için, tek adam rejimini demokrasi ışığında yıkmak için geliyor. Millet iradesi geri geliyor az kaldı…”dedi
 

Editör: Haber Merkezi