GÖRGÖZ’DEN ELEŞTİRİLERE SERT TEPKİ
Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar İl Başkanı Yalçın Görgöz’ün, geçtiğimiz günlerde katıldığı yerel bir televizyondaki programda ‘yalaka basın her yerde’ sözüne dernek başkanları tarafından tepkiler gelmişti. Görgöz, parti binasında basın toplantısı yaparak eleştirilere cevap verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar İl Başkanı Yalçın Görgöz, basın toplantısında şunları söyledi;
“14 Aralık 2012 cuma günü, Karahisar TV’de, merkez ilçe başkanımla birlikte yerel gündem proğramına katıldık. toplantıda yerel, genel ve CHP’de yaşananlar görüşüldü. yaklaşık 2 saat süren programda, ülke gündemini değerlendirirken; Recep Tayyip Erdoğan ‘ülkeyi diz çöktürdüğü satın aldığı yalaka basınla birlikte yönetiyor’, ülkemizde basın özgürlüğü yok, iktidara karşı olan, eleştiri yapan gazeteciler ya işinden ekmeğinden oluyor, ya da tutuklanıyor. yalaka basın her yerde var. Ancak basın emekçilerini, çalışanlarını ayırıyorum’ dedim. 17 Aralık’ta Anahaber gazetesinin ‘yalaka basın her yerde’ başlıklı haberi üzerine ilimizde bulunan bazı yayın organlarından olumlu olumsuz eleştiriler aldım. Bazıları ise bu açıklamalarına yanıt beklediklerini ima ettiler. Hatta eleştirilerimizde haddimizi aştığımızı söyleyenler de oldu. Şimdi birkaç basın yayın organımızın konu ile ilgili açıklamalarını birlikte paylaşalım, sonra devam edelim. 24 Temmuz’da basından sansürün kaldırılışının 104. yılını kutladık. Hiçbir yayın kuruluşumuz sansürün varlığını dile getirmedi. Basın üzerinde sansür var mı? Yok mu? Böyle önemli bir günde, bunu söylemeyeceksiniz de, ne zaman söyleyeceksiniz? Uğur Mumcu’nun ‘bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar var’ sözünün ne kadar doğru ve anlamlı olduğunu şimdi daha net görüyorsunuz. Açıklamaları izlemeden, dinlemeden, muhatabına sorma gereği dahi duymadan, yakışmayan bir hafiflikle yorumlamak, ne zamandan beri ‘tarafsız gazetecilik’ oldu? Ülkemizde, bozuk düzene karşı oldukları için katledilen gazeteciler var, Abdi İpekçi’ler, Turan Dursun’lar, Uğur Mumcu’lar, Çetin Emeç’ler, Onat Kutlar’lar, Metin Göktepe’ler, Ahmet Taner Kışlalı’lar ne adına canlarından oldular. Siz basın mensupları; bu olaylar (katledilme) sizi ne kadar ilgilendiriyor?”
TUTUKLU GAZETECİLERDE VAR
“Uluslararası gazetecileri koruma komitesinin açıklamasının bizim basında adı bile geçmedi, ben dile getiriyorum. Diyorum ki bu komite açıklama yaptı. Türkiye’deki tutuklu gazeteci sayısı 76 sadece düşüncelerini özgürce ifade ettikleri için, AKP’nin yanlışlarını eleştirdikleri için, ya işlerinden atıldılar ekmeklerinden oldular, ya da tutuklandılar. Başbakan gazete patronlarına talimat veriyor, gereğini yapın diyor. Onlarda yapıyor. Ben o programda bunları söyledim. Yani sizin mağduriyetinizi dile getirdim ama yayınlamadınız, araştırıp doğal eleştiri hakkınızı kullanamadınız. Bu mu sizin tarafsız gazetecilik anlayışınız?
YALAKA NE DEMEK?
“Yalaka ne demek? Yalaka demek, maddi, manevi beklentisi olan ya da mevki bekleyen kişilerin, yanlış olduğunu bile bile güçlü olanın yanında, irade sahibinin tarafında yer alması, dalkavukluk etmesi demektir. Bizde az rastlanan ama olması gereken ‘entelektüel cesaret’ nedir biliyor musunuz? Başkaları ayrı düşünüyor diye onların tarafına geçmek yerine, doğru bildiğini cesurca söylemektir. işte entelektüel cesaret budur. Ben her şeye rağmen basında görev yapan kişilerin, bu söylediklerimizi dikkate alarak, eleştirilere daha objektif ve olumlu bakarak hareket edeceklerine inanıyorum. Bakın Mustafa Kemal Atatürk basınla ilgili ne diyor; basın hürriyetinin önemine değinen Atatürk, basının milletin sesi olduğunu ifade etmiştir. Gazetecilerin gördüklerini, düşündüklerini ve bildiklerini samimiyetle yazmalarını isteyen Atatürk, basın özgürlüğü hakkında duygu ve düşüncelerini ifade etmekle beraber, basınında doğru ve dürüst bir şekilde yayın yapmasının şart olduğunu, elindeki imkânları kişiselleştirmemesi gerektiğini kesin bir dille tavsiye etmiştir. 5 eylül de patlama meydana geldi. 25 askerimiz şehit oldu, 2012 yılında ilimize 9 şehit geldi, ODTÜ’de yaşananlar bizi ne kadar ilgilendirdi? Başbakan’ın kuvvetler ayrılığına dair yorum yapan var mı? 2012’de yaşananlar; 4+4+4 eğitim sistemi, kılık kıyafet serbestliği, Suriye’ye tezkere, iç ve politikada neler oldu?... Balyoz, ergenekon davaları, milli bayramlarımızın engellenmesi, 2012 zam, zulüm, zindan yılı oldu..”
DÜRÜST OLMALIYIZ
Sansürsüz ve tarafsız yayıncılığın belli bir kişi ya da yayın kurumlarına ait bir özellik olamayacağını, bunun tüm medyaya ait bir zorunluluk olduğunu savunan CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz; "Elbette CHP İl Başkanının açıklamalarını da sansürsüzce yazacaksınız. Biz size sansür uygulamıyoruz gibi lütufta bulunulmasına asla tahammül gösteremeyiz. Zaten göreviniz yazacaksınız. Ben bunları açık açık söylüyorum. Türkiye'de ve ilimizde bir şeylerin değişmesi lazım. Herkes yüze başka arkadan başka oynadığı sürece netlikler ortaya çıkmıyor. Hep beraber doğruyu bulmakta zorluk çekiyoruz. Halkımıza dürüst olmak zorundayız. Herkes yaptığı görevi harfiyen yerine getirmek zorunda. Ben basın çalışanlarının duyarlılıklarını, ne kadar zor şartlarda çalıştıklarını biliyorum. Yalaka basın terimi asla ve asla basın çalışanları ve emekçilerini bağlamıyor. Buradan Yasin Köksal'a sesleniyorum. 'Siz birilerine haddini bildirme makamında değilsiniz.' Eğer öyle düşünüyorsanız kendisini ve sorumluluklarını tekrar gözden geçirin. Hiçbir basın da had bildirme makamı değildir. Sadece ve sadece sorumluluklarınızı, uyarma görevinizi yerine getirirsiniz. Basın hiçbir ortamda tehdit unsuru olamaz. Osmanlı'dan sonra kurtuluş aşamasında bile basının ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Basın günümüzde de önemli ancak bu ülke gittiği zaman içinde basında gidecek." ifadelerini kullandı.
 
Editör: Haber Merkezi