“Gecenin karanlığından, düşmanın fazlalığından mı korkacağız? Alayınız gelsin”

Milliyetçi Hareket Partisi MYK Üyesi ve Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, 2019 yılı Kamu Denetçiliği Kurumu raporunun Dilekçe Komisyon ile İnsan Hakları İnceleme Karma Komisyonu raporu hakkında TBMM genel kurulunda konuştu.

Tüm insanların toplumsal köken gözetmeksizin eşit haklara sahip olduğunu söyleyen MYK Üyesi ve Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, “İnsan hakları, insanı insan yapan ve insanın sırf insan olarak herhangi bir şarta veya statüye bağlı olmadan, doğuştan sahip olduğu dokunulmaz, vazgeçilmez, üstün nitelikli ahlaki değerleridir. Bu haklar; insanın değerini ve onurunu korur insanın, insanca yaşaması için gerekli, zorunlu koşulları ifade eder. İnsanın insan olmaktan kaynaklanan gereksinimlerini, karşılamaya yönelik maddi ve manevi varlığını korumayı, geliştirmeyi hedef edinen en temel değerdir. İnsan haklarının kaynağı, insan doğası ve bu doğanın özünde varolan insan onurudur. Tüm insanlar bu haklara; din, dil, ırk, cinsiyet, toplumsal köken gözetmeksizin eşit bir şekilde sahiptirler. Her kişinin toplumda temel hak ve özgürlükleri bulunmaktadır. Bu haklar; yaşama hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, inanç özgürlüğü, ibadet hakkı, özel yaşam gizliliği gibi haklardır. Bu haklar, uluslararası tüm mecralarda kabul edilmiş haklardır. Ancak, söz konusu uygulamaya gelindiğinde tüm emperyal güçler, sömürgeci anlayış içerisinde kendi menfaatleri, kendi inançları, kendi ırkları, ülke ekonomileri ve enerji kaynakları için tüm bu hakları ihlal etmektedirler”

“Gecenin karanlığından, düşmanın fazlalığından mı korkacağız? Alayınız gelsin”

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sosyal medya hesaplarına uygulanan sansüre de değinen Milletvekili Taytak, batı ülkelerine ve ABD’ye seslendi. Taytak, “Özellikle de batı, Müslüman ülkelere geldiğinde, insan hakları kavramını unutur, bombalar, işgal eder, kan döker, yönetimlerine karışır, dinlerine karışır, İbadetlerine karışır. Bosna’da, Kosova’da, Tunus’ta, Afrika’da insanlık suçu işler, Dünyanın gözü önünde soykırım yaparlar, bunlarla da yetinmez. Kendi ülkelerinde siyahi vatandaşlarını nefessiz bırakırlar, Ondan sonra da insan haklarından bahsederler. Emperyalizmin ülkemize güç kullanmaya gücü yetmediği için, maşalarıyla, taşeronlarıyla, yerli işbirlikçileriyle, demokrasi, insan hakları ve özgürlük kılıfları altında ülkemize karışmaya ve karıştırmaya çalışırlar. ABD’de kongre salonu basılır, eylemcilerin adı terörist olur. Beş eylemci öldürülür, katılanlara vatana ihanetten dava açarlar. Buna sebep oldu diye eski başkanlarını azletmeye çalışırlar. Ama bize gelince kendi ülkesinde beslediği, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi kontrollü olur, Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenci olmadığı halde, rektörlük binasını işgal etmeye kalkanlar, masum olur, demokrat olur, barışçıl olur. Fakat bu konuda oyunları bozan, gençlerimizi oyuna gelmemesi için uyaran, ülkemiz üzerinden hesap yapanların hesabını bozan; Liderimiz Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi’nin sosyal medya hesabına, sansür uygularlar. Uygulasanız ne olur? Uygulamasanız ne olur? Gecenin karanlığından, düşmanın fazlalığından mı korkacağız? Alayınız gelsin”

“Eli kanlı bebek katillerine Avrupa sahip çıkmaktadır”

40 yıldır emperyalist güçlerin maşası olan PKK terör örgütü ile mücadele ettiklerini vurgulayan Taytak, “Bu örgüt sadece yaşama ve güvenlik hakkını değil, doktorlarımızı, öğretmenlerimizi, mühendislerimizi, işçilerimizi şehit ederek vatandaşlarımızın sağlık, eğitim üretim gibi tüm haklarına saldırmaktadır. Ardında binlerce gözü yaşlı anne, baba, eş ve evlat bırakan, daha doğmamış çocuklarını kucaklarına bile alamadan, vatan toprağına düşen onbinlerce Mehmetçiğimizi şehit eden bu eli kanlı bebek katillerine Avrupa sahip çıkmaktadır. İnsanlığa hizmet etmesi için kurulan ve insan haklarını gözetmesi beklenen, Avrupa insan hakları Mahkemesi’nin söz konusu Türkiye olunca uluslararası yargı iş birliğini göz ardı ederek, ulusal mahkemelerimize mesaj vermek istediği ortadadır”

“Avrupa, İnsan hakları arıyorsa, cansız bedeni kıyıya vuran Aylan bebeğe baksın”

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye düşmanlarının PKK ile ilişkisini görmezden gelmektedir” diyen Taytak, “Aybike ve Necmettin öğretmenin, Eren bülbül’ün, 10 aylık Bedirhan bebeğin, Yasin Börü’nün ve daha nicelerinin azmettiricilerini, binlerce kişinin katili, PKK elebaşı APO’nun heykelini dikme hayalleri kuranları, İnsan hakları ihlali nedeniyle serbest bırakmamızı isteyen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, her defasında Türkiye düşmanlarının, PKK ile ilişkisini görmezden gelmektedir. Oysa aynı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İspanya’da terör örgütü ETA’nın siyasi ayağı ile ilgili farklı kararlar vermiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ETA kararlarında; teröristleri veya şiddet eylemlerini teşvik etme ya da teröristleri ve şiddet eylemlerini övme, ödüllendirme, hürmet göstermeyi gerekçe göstermiştir. ETA ve PKK konusundaki karar farklılıkları, Avrupa Birliğinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin meselelere hukuk çerçevesinde değil, Türkiye ile siyasi ilişkileri ve menfaat penceresinden baktığının ispatıdır. Avrupa insan hakları arıyorsa, Avrupa ülkelerinin kıyılarında, botlarını deldikleri mültecilere, ülkelerinde savaş çıkardıkları, evlerinden, yuvalarından kaçmak zorunda bıraktıkları çocukların; kendi ülkelerinin sınırlarında yaşadığı açlığa, susuzluğa baksın. Avrupa, İnsan hakları arıyorsa, cansız bedeni kıyıya vuran Aylan bebeğe baksın. Türk devleti, İnsanlığın bütün krizlerinde üzerine düşeni her zaman yapmıştır. Bugün milyonlarca mazlumun, masumun ve mültecinin umudu olmuş, ekmeğini bölüşmüş ve bölüşmeye devam etmektedir. Müslüman Türk milleti, İnsanlığın vicdanıdır. Türkiye Cumhuriyeti, 1000 yıllık kadim devlet anlayışıyla milletine ve insanlığa hizmet etmektedir”

“Dünya insanlık görmek istiyorsa, Türk milletine ve onun şanlı tarihine baksın”

Dünya insanlık görmek istiyorsa, İnsan hakları görmek istiyorsa, vicdan görmek istiyorsa Türk milletine ve onun şanlı tarihine baksın” diyen Taytak, “Yaşadığımız covid-19 salgınında, medeni batı birbirlerinin maskelerine el koyarken, Türkiye bütün dünyaya maske dağıtmıştır. 3 kıtaya hükmetmiş ecdadımız, ne bir millete asimilasyon uygulamıştır, ne bir dilin konuşulmasını ne de bir dinin yaşanmasını engellemiştir. Fatih Sultan Mehmet Ortodokslara yaşama hakkı tanımış, Emir Sultan, Venedikli tüccarı Osmanlı tüccarına karşı haklı çıkarmıştır. Avrupa, siyahi insanları kafeste sergilerken, Yavuz Sultan Selim, sefarad Yahudilerini Avrupa zulmünden kurtarmıştır. Orta çağda; Avrupa kadınları cadı diye avlarken, Türk milleti divanda, kadına başköşede yer vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kıbrıs’ta çocuk katleden Rumlara karşı harekat düzenlemiş, Kore’deki insanlık zulmüne yardıma koşmuştur. Türk Devleti, doğal afetler, savaşlar, yoksulluk ve toplumsal çatışmalar nedeniyle zor durumda kalan tüm insanlara yardımı vicdani bir görev bilmiştir. Haiti’de, Nepal’de, Güneydoğu Asya’da, Filistin’de, Lübnan’da, Yemen’de, Balkanlarda, Suriye’de, Libya’da, Karabağ’da yani tüm dünyada insanlık için nerede olması gerekiyorsa orada olmuştur. Yani sözün özü, dünya insanlık görmek istiyorsa, İnsan hakları görmek istiyorsa, vicdan görmek istiyorsa Türk milletine ve onun şanlı tarihine baksın. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime söz verirken, Gazi meclisi ve heyetinizi saygıyla selamlıyorum”

Editör: Haber Merkezi