Fetö’süz seneler..

Dileğiyle yeni yılınız hayırlı olsun..

40 senedir girmediği yer kalmayan Fetö, 17 ay oldu hala kökü kazınamıyor..

Fetö nerelere girmiş?

Girdiği yerler:

İlkokula, ortaokula, liseye girdi..

Üniversiteye girdi..

Genel müdürlüğe girdi…

Daire başkanlığına girdi…

Müsteşarlığa girdi…

Hastaneye girdi…

Müracaatta sıraya girdi…

Röntgene girmiş mi?

Hayır…

*

Telefonlara girdi…

Kozmik odaya girdi…

Bilgisayarlara girdi…

Şifrelere girdi…

Arşive girdi…

İstatistiklere girdi…

Polikliniğe girdi..

Diyaliz makinesine girdi mi?

Girmedi..

*

Girdiği yerler:

Kuleli…

Harp akademileri…

Harp okulları…

Askeri liseler…

Tümü kapatıldı…

Denizaltına girdi..

Denize?

Asla..

*

Gazetelere girdi..

Televizyonlara girdi..

Açık oturumlara girdi..

Ultrasona?

Hayır…

*

Girdiği yerler:

Belediyeler..

STK’lar..

Sanayiciler..

İnşaatçılar..

Ya mermerciler, sucukçular?

Tek giremedikleri yer, bu iki sektör!..

Öte yandan;

Ağa babalar toplandı, Belçika imamının oğlunun düğününe katılmak için taa gavuristana gidip mutlu gününe birlikte girdi..

Ne oldu?

Bize talimat veren, başımızdaki patrondur diye onlarca kişinin beyanları ifadelere girdi..

Ne oldu?

Hiç bi şey..

**

Ben söyleyeyim size…

Bişi oldu..

Bişi olmamış gibi ortalıkta gerine gerine gezenlerin, Fetö’cü oldukları unutulmayacak şekilde akıllara girdi..

**

Yılbaşı için dedi ki Hoca:

“Bu yılbaşı kafir işidir.. Bizim dinimize de örf ve adetlerimize de aykırıdır.. Gidip kutluyorsun, günahı var bunun.. Allah muhafaza, azabı var.. Ahirette hesap vermesi var..”

Doğrudur..

Ancak, kendisi de yeni yıla girecek, haberi yok…

Mesela kıdemi bir derece artacak.. Yeni yıl münasebetiyle izin, yakıt, ikramiye hakkı doğacak… Kıdem tazminatı bir puan yükselecek..

Maaşa zam gelecek..

Bakacak tabi ki; yılbaşı nedeniyle bankamatiğe zamlı maaş yatmış mı?..

Hadi gidip te, o yatanı alma!..

Yılbaşı, bir anlamda mali yıldır..

Yılbaşı ile Noel Baba'yı karıştırma..

Birileri geçimi düşünür, birileri bacadan girecek soytarıyı..

Hesap yeri Ahirettir..

**

Mehmet Akif Ersoy’dan..

Ya Rab! Böyle mi olacaktı, benim cennet yurdum?
Baktım da etrafıma yalnızım, ağladım durdum.

Bir mânâ veremedim, şu Milâdî yılbaşına!
Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına!

Çevirdim başımı, nereye ettimse bir nazar.
Gördüm ki, Noel için hazır, yer-yer çarşı-pazar.

Haykırmak gelmişti içimden, seslendim millete.
Heyhat! Duyuramadım, ne Âhmed'e ne Mehmed'e.

Ey Âlem-i İslâm'ın baş tacı, büyük Türkiye!
Mukaddesatı unuttun, Avrupa diye diye!

Yurdumu işgal eylemiş, şu garbın safsatası,
Kiminin maymunu var, kiminin "Noel babası!"

Anladım, zaman geçmekte bugün dünden de beter.
Kim bilir? Yarın ne hâle düşecek bu şaşkın beşer.

Kulaklar tıkanmış, gözlere çekilmiş perde.
Nankör adam, fazilet arıyor geçmiş giderde.

İslâm’dır bu vatanın dini, kitabı Kur'an-ı Kerîm'dir.
Müslümanın bayramı, Ramazan ve Kurbandır.

Kalamaz bu böyle Fatih’in, Yavuz’un diyarı,
Noel kutlamada, geçerek hıristiyanları.

Maziyi düşündüm de, hayran oldum istiklâle
Ecdadıma söz verdim, varmak için istikbâle,

Çanakkale'de şehidlerim kefensiz yatıyor!..
Sakarya'nın rengi, hâlâ kıpkızıl kan akıyor!..

Şehidlik, gazilik şerefidir Müslümanların.
Düşmanlara alkış tutmak, işidir alçakların.

Şu alçakça yaşayanların aklına yanayım.
Gel ölüm gel, neredesin? Kanımla yıkanayım!

İstemem bu hayatı, Sultan etseler cihanda.
Ölürüm, şerefimle yatarım, toprak altında.

Ya Rab! Hidâyet ver kurtulsun bu millete.

Mehmet Akif Ersoy (r. h)