Eski Milletvekili hakim karşısında
 Eski Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan Tugay (Balandı), bir süreliğine “fahri danışmanı” olan Ali Yücel Akarcalı’yı dövdürmek suçlamasıyla, dün, Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Şikayetçi Akarcalı’nın, “Cezaevinden çıktım, param yok” gerekçesiyle katılmadığı duruşmada, Reyhan Tugay’la birlikte sanık olarak yargılanan Mehmet Balandı da hazır bulundu.
Afyonkarahisar gündeminde ‘Ali Seydi Yanardağ’ ve ‘Ali Yücel Akarcalı’ adıyla bilinen eski danışmanını kaçırtıp dövdürmek suçundan mahkemeye çağrılan Eski Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan Tugay (Balandı), dün Ankara’da hakim karşısına çıktı. Eski Milletvekili Reyhan Tugay’ın (Balandı), “Fahrşi danışmanımdı” dediği Ali Yücel Akarcalı’nın kaçırılıp, dövülmesinde azmettirici olduğu iddiasıyla yargılanmasına Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmaya tutuksuz sanık olarak katılan Eski Milletvekili Tugay, Akarcalı’yı dövdüğü ileri sürülen sanık Mehmet Balandı ve avukatları Aykut Özdemir katıldı. Mahkeme Başkanı Bahattin Özbaş, Eski Milletvekili Tugay hakkında davacı olan Akarcalı’nın, Isparta Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla, “Cezaevinden çıktığını, ekonomik durumu iyi olmadığı için duruşmaya gelemediğini ve gelecek celse mahkemede olacağını bildiren” bir dilekçe verdiğini açıkladı.
Mahkemede, hakkındaki adam kaçırtma ve dövdürme suçlamalarının hiçbirisinin doğru olmadığını savunan Reyhan Tugay, kendisini bu konuda suçlayan kişiyi “Ali Seydi Yanardağ” ismiyle 1999′da Afyonkarahisar’da tanıdığını belirterek, ifadesinde şu görüşlere yer verdi:               
“O sıralarda yerel bir gazeteye yazılar yazıyordum. Bir süre sonra kendim bir gazete çıkarmak istedim. Bana bu şahıs telefon etti, kendisini ‘Ali Seydi Yanardağ’ ismiyle ve ihtilalin ardından görevden alınan eski savcı olarak tanıttı. Geçmişte gazetecilik yaptığını ve yardımı olabileceğini söyledi. Teklifini o an için kabul etmedim. 4 ay sonra birkaç telefon daha açtı. Bir kişinin yerel bir gazete çıkardığını söyledi. Bu gazete, 4 ayda sadece 4 kez basılmış. Ekonomik sıkıntı içinde olduklarını anlattı. Ben de gazeteyi 1 buçuk milyar liraya satın aldım. Müşteki de o dönemde basın kartı vardı. Valiliğe, her yere girip çıkıyordu.”
Tugay, 2002′de milletvekili seçilmesi sonrasında Akarcalı’nın, “Gazeteyi sizin adınıza idare ederim” dediğini belirtti. Ankara’ya gelmesinden bir süre sonra bilmediği bir kişiden tehdit telefonları aldığını ifade eden Tugay, “Bunu anlattığımda, bana ‘Sizi rahat bırakmayacaklar anlaşılan. Ben eski bir MİT mensubuyum. Sizi koruyabilirim’ dedi. Ayrıldığım eşimin de ısrarı üzerine teklifini kabul ettim” diye konuştu.
FAHRİ DANIŞMANIMDI
Müştekinin kendisine “fahri danışmanlık” yaptığını söyleyen Tugay, aynı dönemde yapmadığı açıklamaların, kendisine mal edildiğini duymaya başladığını, sonrasında da bunu müştekinin yaptığını anladığını kaydetti.
Kredi kartından ganyan için 750 lira çekildiğini öğrenince müştekiden ilk kez şüphelendiğini bildiren Tugay, “O zaman, yalan söylediğini ve çok iyi rol yaptığını anladım. TBMM’deki odamı cumartesi günü açtırarak, valiliğin de bulunduğu çeşitli yerlere, ‘Ali Seydi Yanardağ’ın benimle bir ilgisi kalmadığını’ faksla bildirdim. Bunun üzerine müşteki beni tehdit etmeye başladı. ‘Seni çıktığın yerden indireceğim’ gibi şeyler söylüyordu. Polise bulunduğum şikayetler üzerine en az 2 defa cezaevine girip çıktı” dedi.
SİYASİ HAYATIMI ÇOK OLUMSUZ ETKİLEDİ
Müştekiyle çalıştıkları bir dönemde Karabük’e gittiklerini, ardından da denize girmek için Amasra’ya geçtiklerini anlatan Tugay, “Amasra’da, eski eşim, müşteki ve çocuklarımla fotoğraflar çektirdik. Orijinalinde ben, eski eşim, çocukların bakıcısı ve kendisinin de bulunduğu bir fotoğrafı basına vererek, ‘Reyhan Balandı ile ilişkimiz vardı, aşk vardı’ türü açıklamalar yaptı. Bunlar, siyasi hayatımı çok olumsuz etkiledi. Halen de etkilemeye devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Akarcalı’nın suç kaydının “1 metre” olduğunu söyleyen Tugay, müştekinin, kendisi hakkında sürekli suç duyurusunda bulunduğunu, basına aleyhinde açıklamalar yaptığını belirtti ve dava konusu olaya ilişkin “Söylediklerinin hiçbirisi doğru değil” dedi.
Tugay’ın azmettirmesiyle Akarcalı’yı kaçırarak, dövdüğü ileri sürülen sanık Mehmet Balandı da suçlamaları kabul etmeyerek, “Olay tarihinde Ankara’da değil, Antalya’daydım. Ben de müştekiyi ‘Ali Seydi Yanardağ’ ismiyle tanıdım. Bana, babama, amcama da bir sürü tehdit mesajı gönderdi. Bu mesajlar üzerine Ankara’da 100. Yıl Polis Karakolu’na giderek, şikayette bulundum” diye konuştu.
MAHKEMEYE ‘PARASIZIM’ DEDİ
Avukat Özdemir ise Akarcalı’nın “sanık”, müvekkilinin ise “müşteki” olduğu ve 3′ünde mahkumiyet kararı verilen 4 ayrı dava dosyasının incelenmek üzere getirtilmesini talep etti.
Duruşma, Akarcalı’nın ifadesinin alınması için ertelendi. Mahkeme heyeti, sanık avukatının taleplerinin, Akarcalı’nın ifadesinin alınmasından sonra değerlendirilmesine karar verdi.
ESKİ MİLLETVEKİLİ TUGAY BASINA BİLDİRİ DAĞITTI
Tugay, basın mensuplarına, Akarcalı’nın kendisine yönelik işlediği, “tehdit, özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek, şantaj, konut dokunulmazlığını ihlal etmek, hakaret” gibi suçlardan mahkum olduğu mahkeme kararlarını, yazılı açıklamasıyla birlikte dağıttı.
Açıklamasında, “yıllarca kendisinin, çocuklarının ve yakınlarının, gerek şahsın direkt olarak gerekse basın ve mahkemeleri kullanarak iftira, şantaj, tehdit, hakaret ve şiddetine maruz kaldıklarını” kaydeden Tugay, “şahsın, film senaryosundan farkı olmayan iddialarla siyasi ve sosyal hayatını bitirme planına devam ettiğini” savundu.
Tugay, açıklamasında, “Adam dövmek, kaçırmak gibi benim adımla anılamayacak suçlardan yargılanıyor olmak dahi benim itibarıma gölge düşürmeye yetmiş, şikayetçi planları ve emellerine fazlasıyla ulaşmıştır” ifadesine yer verdi.
 
Editör: Haber Merkezi