“Eğitimin temel sorunları çözülmeli, kalıcı politikalar üretilmelidir”

2021-2022 eğitim-öğretim yılı, eğitim çalışanlarının büyük emek harcadıkları, zorluklara karşı tedbirlerin alındığı bir dönem olarak tamamlanmış bulunmaktadır. Fedakârca çalışmalarından dolayı tüm eğitim çalışanlarına teşekkür ediyor, öğrencilerimize girecekleri sınavlarda başarılar diliyoruz.

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılmış olması çok önemli bir adım olmakla beraber, muadil meslek kanunlarıyla mukayese edildiğinde kapsamının dar, tanınan hakların da geride olduğu bir gerçektir. Toplu sözleşme masasında ‘çalışma yapılmasını karara bağladığımız’ konulardan biri olan 3600 ek gösterge konusunda yapılan çalışma reform niteliğindedir, ancak adaletin gereği olarak bazı eksikliklerinin giderilmesi gerekmektedir.

Eğitim çalışanlarının düşen alım gücü telafi edilmelidir

Ekonominin mikro ve makro düzey rakamları, enflasyon ve döviz oranları dikkate alındığında, kamu görevlilerinin alım gücünün düştüğü net bir şekilde görülmektedir. Bu çerçevede, eğitim çalışanlarının ve kamu görevlilerinin ücretlerinde oluşan kayıplar ve düşen alım güçleri telafi edilmelidir.

Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik kaldırılmalı, kadrolu istihdam esas alınmalıdır

Öğretmenlerin anayasal haklarını sınırlayan, aile bütünlüğünü bozan, eşleri birbirinden, çocukları da anne babalarından ayrı bırakan, öğretmeni eşi ile işi, sağlık ile işsizlik arasında tercihte bulunmaya zorlayan, öğretmenler odasında ayrımcılık oluşturan, öğretmenlik mesleğini ve öğretmenin itibarını zedeleyen sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına derhal son verilmeli, sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir.

Ek gösterge konusundaki eksiklikler giderilmelidir

Yönetici sınıfında yer alan enstitü-yüksekokul sekreteri, şube müdürü, ilçe müdürleri ve şeflerin ek gösterge rakamları da 3600’e çıkarılmalı; ek gösterge rakamı 3600’ün altında olan bütün kamu görevlilerinin tazminat yansıtma oranları artırılmalıdır.

Eğitimcilere şiddete karşı yasal düzenleme yapılmalıdır

Eğitim ve öğretim hizmeti sunumu esnasında veya verilen eğitim ve öğretim hizmetinden kaynaklanan nedenlerle eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere hapis cezası verilmesi; eğitim kurumlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması ve eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine Millî Eğitim Bakanlığı’nın hukuki yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmalıdır.

Yönetici görevlendirme mevzuatı kalıcı ve sürdürebilir hâle getirilmelidir

Eğitim yöneticiliği alanında sürdürülebilir ve kabul edilebilir bir sistem inşa edilmelidir. Eğitim kurumu yöneticiliğinin eğitim liderliğine dönüştürülmesi, yöneticiliğin profesyonel bir meslek olarak ele alınarak ‘ikincil görev’ ve ‘görevlendirme’ kapsamından çıkarılarak kadro unvanlı bir uzmanlık mesleği hâline dönüştürülmesiyle mümkündür. Eğitim kurumu yöneticilerinin bir eğitim ve okul lideri olarak inisiyatif alanları genişletilmeli, mevzuat kuşatmasından kurtarılmalı, bürokratik rolleri azaltılmalı, yetkilendirilip güçlendirilerek eğitim-öğretimle ilgili rolleri öne çıkarılmalıdır.

Öğretmen açığı sorunu köklü bir şekilde çözülmelidir

İhtiyaç olmasına rağmen yeterli atama yapılmamakta, yeterli aday bulunduğu hâlde atama yapılarak ihtiyaç karşılanmamakta; bu durum ‘önce eğitim’ iradesiyle çelişmektedir. Eğitimde fırsat eşitliği vurgusu yapılan bir sistemde, öğretmen açığını kapatmaya yönelik nitelikli politikalar yürürlüğe konulmalıdır.

Öğretmen atamalarında mülakat kaldırılmalıdır

Komisyonlar veya yetersiz değerlendirmeler marifetiyle adayların sıralamasına esas teşkil edecek eş değerliliği sağlayamayan, amacını yerine getirmekte teknik kusurlarla mücehhez mülakat yöntemi, öğretmen adayı öğütmekte, mağdur üretmektedir. Bu nedenle, öğretmen atamaları ile ilgili karar verme süreçlerinde mülakat yöntemi kaldırılmalıdır.

Öğretmenlerin yer değişikliği sürecindeki aksaklıklar giderilmelidir

Öğretmen atama ve yer değiştirme iş ve işlemlerinde eğitim ve öğretim faaliyetlerini sekteye uğratacak düzeydeki tasarım eksiklikleri, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanamamasına, mağduriyetlerin yanı sıra çalışma barışının bozulmasına ve motivasyon kaybına neden olmaktadır. Dezavantajlı ve elverişsiz şartların hüküm sürdüğü yerleşim yerlerinde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik gönüllülüğü esas alacak tedbirlerin alınması, rasyonel atama ve yer değiştirme sistemlerinin kurulması, eğitimcilerin en büyük beklentilerindendir.

Eğitim hizmeti bir bütün olarak değerlendirilmeli, hizmetli ve memurlarımızın hakları iyileştirilmelidir

Eğitimin kalitesi için ter döken memur ve hizmetlilerin özlük hakları iyileştirilmelidir. Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarında genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfı, yardımcı hizmetler sınıfı ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan en etkin şekilde yürütülmesi için emek sarf ettiği gerçeği görülmeli; eğitim-öğretim sınıfı çalışanlarına tanınan haklar kendilerine de verilmelidir. Bu çerçevede, hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir.

Yardımcı personel ihtiyacı karşılanmalı, okullara doğrudan ödenek tahsis edilmelidir

Okullarımızın laboratuvar, yabancı dil sınıfı, bilgisayar sınıfı ve ders kitabı haricindeki öğretim materyali ihtiyacı had safhadadır. Eğitim-öğretim yılı başlamadan evvel, sınıf ve öğrenci sayısı, personel sayısı, büyüklük gibi kıstaslar esas alınarak her okula münhasır bir ödenek tahsis edilmelidir.

20. Millî Eğitim Şûrası kararları hayata geçirilmelidir

20. Millî Eğitim Şûrası’nda, eğitimin kalitesi, eşitlik, hakkaniyet, eğitimin finansmanı, eğitim çalışanlarının özlük haklarının artırılması, okuldaki öğrenme süreçleri ve okulların liyakat ilkesine göre daha etkili nasıl yönetilebileceği konularında alınan kararlar hayata geçirilmelidir. Sistemli yaklaşımlarla eğitimde kararlılık, tutarlık, bütünlük, süreklilik sağlayan ve kamu yararını hedefleyen eğitim politikalarının üretilmesine gayret edilmelidir.

Eğitim çalışanlarımıza ve öğrencilerimize hayatlarına yenilikler katacak, huzurlu ve nitelikli bir dinlenme dönemi diliyor, mezun olan öğrencilerimizin yeni başarılara imza atmalarını temenni ediyoruz.

Mustafa ARSLAN

EĞİTİM BİR-SEN AFYONKARAHİSAR 1 NO’LU ŞUBE BAŞKANI

Editör: Haber Merkezi