"Efsaneler Ve Dilekler" Kalesi
"Karahisar Kalesi yıkılır gelir, kakülü boynuna dökülür gelir" dizeleriyle başlayan türküye konu olan ve bulunduğu ile adını veren 226 metre yüksekliğindeki Karahisar Kalesi, 3 bin 352 yıllık geçmişiyle Afyonkarahisar'ın simgesi olması yanında birçok efsaneye ve dileklere ev sahipliği yapıyor.
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, AA muhabirine, Hitit Kralı 2'nci Murşil tarafından askerlerinin kışı geçirmesi amacıyla Milattan Önce (MÖ) 1340 yılında yapıldığı tahmin edilen ve kaya kütlesi üzerinde bulunduğundan fethedilmesi kolay olmayan Karahisar Kalesi'nin, halk arasında Afyon Kalesi diye bilindiğini söyledi.
Kalenin, Hazreti Ali'den Battal Gazi'ye, Beyböğrek'ten Çavuşbaşı'na ve Horoz Dede'ye kadar pek çok efsaneye konu edildiğini belirten Çoban, "Hazreti Ali" ve "Düldül'ün Ayak İzi" adlarıyla bilinen efsaneye göre, Hazreti Ali'nin, atı Düldül'ün üzerinde dağdan dağa uçarak sefer yaptığına inanıldığını bildirdi.
Çoban, Hazreti Ali'nin seferlerinden birini Afyonkarahisar'a düzenleyerek Hıdırlık Dağı'na geldiği ve atını sertçe yere bastırınca Düldül'ün ayağının izinin kaledeki bir kayada kaldığının rivayet edildiğini belirterek, "Hazreti Ali, Düldül'ü sulamak için su yalağına vardığında, atı bağlayacak bir yer bulamaz ve dört parmağıyla yalağın yanındaki bir taşı delerek atı buraya bağlar. Hazreti Ali ile ilgili efsanede, Düldül'ün ayak izi ile bağlandığına inanılan kayadaki delik, hala varlığını koruyor" dedi.
Bazı tarihçilerin, Battal Gazi'nin Afyonkarahisar'da vefat ettiği görüşünde birleştiği bilgisini veren Çoban, halk arasında yayılan efsaneye göre, Battal Gazi'nin kaleyi kuşattığını ve kale komutanının kızının ona gönlünü kaptırdığını anlattı.
Çoban, kaleye destek için Bizans imparatorunun 100 bin kişilik orduyu yola çıkardığı haberini alan kale komutanının kızının, Battal Gazi'nin zarar görmemesi umuduyla bir not yazıp taşa sardığı ve kaleden ona attığını dile getirerek, "Taş, Battal Gazi'nin kulağına düşer ve burada yaşamını yitirir. Durumu fark etmeyen kız, babasına Battal Gazi'yi öldüreceğini söyleyerek bir hançer alır ve yanına gider. Taşın başına geldiğini ve öldüğünü görünce hançeri kendisine saplar. O esnada başlayan fırtına, Battal Gazi'yi bulunduğu yerden havalandırır ve başka yere sürükler. Kaledekiler Battal Gazi'nin öldüğünü bilmediklerinden, uzun süre onun korkusuyla yaşar" diye konuştu.
-Çavuş Dede Efsanesi ve genç kızların dilekleri-
Çavuş Dede adlı efsaneye göre, Karahisar Kalesi'nin Türk egemenliğine alınması amacıyla Türk hükümdarının en güçlü Çavuşbaşını görevlendirdiğini bildiren Çoban, şunları kaydetti:
"Kale komutanı, savunma düzenine geçip kaleye kapanınca kuşatma yaşanır. Türk birliğinin su stoku tükenince çevrede su ararlar, ancak bulamazlar. Çavuşbaşı, yanına birkaç kişi alarak Yağdan denilen kayalıklara doğru gider ve burada dua ederek kılıcını kayaya vurur. Yarılan kayadan çok güzel ve şifalı su fışkırır. Susuzluğunu gideren ordu, bir cuma günü kaleye saldırır ve kaleyi alır. Şehit olanlar arasında Çavuşbaşı da vardır. Bugün Afyonkarahisar'ın Çavuşbaş Mahallesi'ndeki Olucak suyu, güzel bir memba suyu olarak içilmektedir. Olucak Çeşmesi karşısındaki Çavuş Dede mezarı dertlilerin derman aradığı, adaklar adadığı küçük bir türbe olarak varlığını korumaktadır."
Çoban, kalenin, tarih boyunca evlenmek isteyen kızların "kısmet diledikleri" yer olduğuna da inanıldığına dikkati çekerek, inanışa göre taliplisi çıkmayan ya da evlenme zamanı gelmiş kızların yanlarında yaşlı bir kadınla bir cuma günü kaleye çıktığını anlattı.
Kalenin zirvesine çıkılınca yaşlı kadının, yanlarında getirdikleri kilidi kızın başında açtığını ve daha sonra kızın, Kız Kulesi mevkisinden, "Bahtım bahtım, altın tahtım, evlenecek vaktim" diyerek seslendiğini dile getiren Çoban, bu geleneğin çoğunlukla Hıdrellez günlerinde yaşatıldığı bilgisini verdi.
-"Kaleye çıkan, 7 yıl Afyonkarahisar'dan ayrılmaz"-
Çoban, bölge insanı için tarih boyunca büyük öneme sahip olan Karahisar Kalesi'nin, çeşitli türkü ve manilere de konu olduğunu söyledi.
"Karahisar Kalesi yıkılır gelir, kakülü boynuna dökülür gelir. Yayladan gel allı gelin yayladan, kesme ümidini kadir Mevla'dan" sözleriyle başlayan "Karahisar Kalesi" türküsünün, günümüzde de yaygın olarak bilindiğini aktaran Çoban, kale için "Afyon dağlar içinde, gül yapraklar içinde. Afyon'u Allah korusun, kalesi var içinde. Saçım uzun öreyim, göz yaşımı sileyim. Eğil Afyon Kalesi, ben yarimi göreyim" gibi maniler de yakıldığını ifade etti.
Çoban, kaleye bir kez çıkan kişinin 7 yıl Afyonkarahisar'dan ayrılmayacağına inanıldığını sözlerine ekledi. aa
 
Editör: Haber Merkezi