“Dijitalleşmenin Dışında Kalamayız”

Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu, Helpmatik Akademi ve Kanal Ekonomi işbirliğinde, video konferans aracılığıyla “KOBİ’ler Dijitalleşiyor Türkiye Kazanıyor” başlıklı toplantı düzenlendi.

Toplantıda, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser Afyonkarahisar ekonomisi hakkında ayrıntılı bilgi verirken, Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan ve Tempo Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Murat Akar, bilgi ve tecrübelerini aktardı.

DİJİTALLEŞME HER SEKTÖRDE ÖNEMLİ

Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak tarafından yönetilen toplantıda ilk konuşmayı ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser gerçekleştirdi. Serteser, “Dünyamız, 2020 yılının başından itibaren, yeni tip koronavirüs salgını dolayısıyla daha önce alışık olmadığı gelişmelere, üretim yöntemlerine ve toplantı usullerine şahit oluyor. Bugün düzenlenen toplantı gibi, bizim Meclis ve Yönetim Kurulu toplantılarımız, eğitimlerimiz, Meslek Komitelerimiz’in toplantıları da video konferans yöntemiyle gerçekleştiriliyor. Odamız, bu süreçte TSE Covid-19 Güvenli Hizmet Belgesi almıştır. Bugünkü toplantının konusu olan dijitalleşme, her sektörde çok önemlidir. Bu son yaşanan pandemi sürecinin de dijitalleşmeyi hızlandırdığını düşünüyorum. Biz de bunun dışında kalamayız. Bunun dışında kalırsak sistemin çok dışında kalmış oluruz ve geride kalırız” dedi.

PANDEMİNİN ETKİSİNDEN HIZLI KURTULACAĞIZ

Afyonkarahisar’da Kovid-19 salgınına rağmen işletmelerin ayakta durduğunu belirten Serteser, “İşyerlerimiz, hem esnek çalışma modeli ile tanıştı; hem de kısa çalışma ödeneğinden yararlanarak işçiyi, emekçiyi de mağdur etmeme ve üretimi devam ettirme gayreti gösterdi. Bu gayret, bugün de devam ediyor. Afyonkarahisar’da, 2020 yılında Kovid-19 salgını dolayısıyla ihracat konusunda düşüş yaşandı. Ancak genel olarak ilimiz bu noktada çok fazla etkilenmedi. Bu, ilimizin pandemi etkilerinden hızlıca kurtulabileceğine yönelik bir ipucu vermektedir” ifadelerini kullandı.

DOĞALTAŞ İLK SIRADA

Serteser, Afyonkarahisar’ın ihracat performansında öne çıkan sektörler hakkında da açıklama yaparak “Mermer denilince akla ilk olarak gelen il olan Afyonkarahisar, 2019 yılında 363 milyon 664 bin dolarlık ihracata imza atarken, 2020 yılında 323 milyon 437 bin dolarlık ihracat yaptı. İhracatımızın lokomotif sektörü, çoğunluğu doğaltaş olan madencilik ürünleridir. İhraç kayıtlı satışlarla bu ihracatımız 400-450 milyon dolara çıkmaktadır. Madencilik ürünlerinde 2020 yılını 200 milyon 482 bin dolarlık ihracat ile kapattık. Bu sektörde 2019 yılı ihracatımız ise 205 milyon 631 bin dolardı. Doğaltaş sektörümüz en az kayıpla bu pandemi sürecini atlatıyor. Blok mermer ihracatında azalma var, işlenmiş, katma değerli ürünlerin ihracatında artış var. Bu sektörün önemli pazarlarından olan Çin Halk Cumhuriyeti’nin pandemi dolayısıyla uzun süre kapalı olmasını göz önünde bulundurduğumuzda, madencilik sektörünün ihracatında yaşanan 2,5’luk bir kaybın telafi edilebilir olduğunu görüyoruz. Pandemiden sonra hem blok bazında, hem de katma değerli ürünler bazında doğaltaş sektörünün yıldızı parlayacaktır. Bu sektörün birçok sorunu var, birçok desteğe ihtiyacı var. Madencilik sektörü, cari açığın kapanmasında doğrudan rol alan bir sektör, bu nedenle önümüzdeki dönem daha fazla desteğin verilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

YUMURTACILIĞIN BORSASI AFYON

Serteser, şöyle devam etti:

“Afyonkarahisar, aynı zamanda yumurtacılığın borsası, günlük yaklaşık 20 milyon yumurta üretim potansiyeli ile sektörün merkezi durumundadır. İlimizin ihracatında ikinci sırayı alan ve çoğunluğunu yumurtanın oluşturduğu su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe 2020 yılında, 2019 yılına göre yüzde 41,29’luk bir gerileme yaşadık. Bu sektör, 2019 yılında 55 milyon 609 bin dolarlık ihracat yaparken, 2020 yılında 32 milyon 650 bin dolarlık ihracata imza atmıştır. Yumurtacılık özelinde baktığımızda ise 46,3 milyon dolar olan ihracatımızın 26 milyon dolara düştüğünü görüyoruz. 2019’un Nisan ayında Irak’ın yumurta ithalatını durdurması ile sıkıntılı günler geçiren yumurtacılık sektörü, dövizdeki artış ve pandeminin etkisiyle maliyetlerin yükselmesi sonucunda 2019’un kayıplarını telafi edemedi. Ancak bu konuda Oda olarak çalışmalarımız sürüyor. En kısa zamanda bu sektörde yeni pazarların bulunması konusunda adım atılmasını planlıyoruz.”

GASTRONOMİ ŞEHRİYİZ

Afyonkarahisar’ın Coğrafi İşaretli ürünler ve gastronomi alanında da önemli bir şehir olduğunun altını çizen Serteser, “İlimiz, Coğrafi İşaret tescilli ürünleri ile de öne çıkmaya başlamıştır. Afyon Sucuğu, Afyon Pastırması, Afyon Mermeri ve Afyon Kaymağı’nın Coğrafi İşaret tescili Odamız’a aittir. Ayrıca Afyon Manda Yoğurdu’nun Coğrafi İşaret tescilini almak için başvurduk, Afyon Keçesi’nin tescilini almak için de çalışmalara başladık. Odamız’ın yanı sıra Afyonkarahisar Valiliği ve Afyonkarahisar Belediyesi başta olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarımız bu konuda hassasiyet gösteriyor. Yöresel ürünler bakımından zengin olan ilimiz, 13 adet üründe Coğrafi İşaret Tescili almıştır. Ayrıca yaklaşık 20 ürün de başvuru aşamasındadır. Ayrıca ilimiz, lezzetli ve bol çeşitli mutfağı ile UNESCO tarafından belirlenen Gastronomi Alanında Yaratıcı Şehirler Ağı’na girmiştir. 600’ü aşkın yemek çeşidi ile Afyonkarahisar, bu yönüyle dünyadaki 36 şehirden birisi olmuş, Türkiye’de Gaziantep ve Hatay’dan sonra bu listeye giren 3’üncü il konumuna gelmiştir” dedi.

YEŞİL BİNA SERTİFİKASI ALDIK

Serteser, Afyonkarahisar’ın “termalin başkenti” olarak adlandırıldığını, 10 adet 5 yıldızlı otelin Afyon’da hizmet verdiğini, toplam yatak kapasitesinin ise 26 bine yaklaştığını kaydetti. ATSO hakkında da bilgi veren Serteser, “Biz de Oda olarak temiz enerji, yenilenebilir enerji konularına önem veriyoruz. ATSO hizmet binamız, jeotermalle ısınıyor. İki proje uygulayarak toplam 550 kWe’lik Güneş Enerjisi Santrali kurduk. Santralimiz, bir taraftan hizmet binamızın elektrik ihtiyacını karşılıyor; bir taraftan da ihtiyaç fazlası elektriği de dağıtım şirketi altyapısına vermek suretiyle ekonomiye katkı sağlıyor. Odamız’ın yenilenebilir ve temiz enerjiye gösterdiği hassasiyeti taçlandırmak istedik. Yine Zafer Kalkınma Ajansı’ndan destek alarak uyguladığımız “ATSO, Yeşil Etikete Kavuşuyor” projesi ile Yeşil Bina Sertifikası almak için çevreci politikalar oluşturduk. Bu bağlamda merkezi İngiltere’de olan Building Research Establishment Global’e müracaat ettik. BREEAM’in belirlediği yol haritasına birebir uyduk. 2 yılın sonunda Türkiye’de, Mevcut Bina Kategorisinde Outstanding (Olağanüstü) derecesinde Yeşil Bina Sertifikası’na sahip ilk kamu kuruluşu binası, ATSO hizmet binası oldu. ATSO hizmet binası bina yönetiminden 88,7; yapı performansından 85 puan aldı. Yeşil Bina Sertifikası’nı almak kolay olmadı; bu konuda çalıştık. Afyonkarahisarımız’a Yeşil Bina Sertifikalı binayı kazandırmış olduk. Böylece diğer kamu kurum ve kuruluşları için de örnek alınacak bir çalışmaya imza attık” diye konuştu.

HİSARCIKLIOĞLU’NA TEŞEKKÜR

Yeni tip koronavirüs salgını dolayısıyla yapılan çalışmaları da aktaran Serteser, şu ifadelere yer verdi:

“Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası, pandemi sürecinden önce olduğu gibi pandemi süreci devam ederken de üyelerinin talep ve görüşlerini dikkate alarak faaliyetlerini sürdürdü.

17 Mart’tan günümüze kadar 184 ayrı başlıkta lobi faaliyeti yürüttük ve üyelerimizden gelen talepleri Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanımız Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu başta olmak üzere ilgili makam ve mercilere ilettik. Sorunlarımızın çözülmesinde bize her zaman destek olan Sayın Başkanımız Hisarcıklıoğlu’na teşekkür ederim.”

Serteser, konuşmasının sonunda Afyonkarahisar’da 2021 yılının Aile Yılı ilan edildiğini vurguladı ve ATSO’nun bu konuda çalışmalara imza atacağını belirtti.

MARKALAŞMA İÇİN ÇALIŞILDI

Serteser’den sonra konuşan Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan ise Doğtaş Mobilya’nın markalaşma sürecini anlattı. Doğan, “Hüsnü Serteser Başkanım çok pozitif. Afyonkarahisar’da memleket aşığı olduğunuz belli” diyerek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Mobilya şirketimiz, Türkiye’de ilk 500 arasındadır. Şirketimizin bugünkü hâline gelmesi birlik, beraberlik ve çok çalışmakla ilgilidir. 4 sektörde iş yapıyoruz.

Pandemi sürecinden önce de, şirketlerimizi dünya şirketi haline gelmesi gerekiyor diye düşünüyordum. Şirketlerimizde pandemiden önce “Herkes bir hafta evden çalışsın” dedim. Bunu, çalışanlarımıza verdiğimiz değer dolayısıyla gündeme getirmiştik. Pandemi sürecinde hiçbir sıkıntı yaşamadım. Her Pazartesi Yönetim Kurulu Toplantımızı, İcra Kurulu Toplantımızı, Komite Toplantılarımızı uzaktan yapıyoruz. Bir taraftan da bayilerimizi ihmal etmiyoruz. Pandemi ile birlikte e-ticaret direktörlüğü kurduk. Ürünlerimizi e-ticaretten satmaya başladık. Şirketlerin e-ticaret sistemine girmesini tavsiye ederim. Biga’da bölgesel bir marka olarak yola çıktık, ülke çapında bir marka hâline gelmek için İstanbul’u inceledik. Lider markaları inceledik ve markalaşmanın önemine dikkat çektik. Dış cephelerimizi değiştirdik, ürünlerin mağazadaki ürünü evdeki gibi görmesini sağladık. İtalyan tasarımcılarla, Türk modacılarla bu konuda çalıştık. Markalaşmak için farklılaşmak gerekiyor. Mobilya sektöründe 2 yıl garanti varken biz 7 yıl garanti verdik. Markalaşmak için bazı televizyon programlara sponsor olduk. Türkiye şartlarında en az her yıl 10 milyon lira olmak üzere 5 yıl para harcamanız gerekiyor.”

DİJİTALLEŞME YAYGINLAŞACAK

Tempo Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Murat Akar da konuşmasında, dijitalleşmenin yaygınlaşması için yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Akar, “Sanayi Devrimi’nin önde gelen ülkeleri arasında olamadık ama dijitalleşme döneminin önde gelen ülkelerinden birisi olabiliriz.

Girişimcilik ruhuna sahip bir milletiz. Pandemi sürecinde ben Avrupa’daki firmaların ne adım atacaklarını bulamadıklarını görürken, Türkiye’deki insanların bütün krizlerden çok hızlı, pratik bir şekilde çözüm bularak krizden çıktığını görüyorum. Biz Tempo olarak Türkiye’deki en küçük KOBİ’yi, en küçük yerel işletmeyi bile dijitalleştirmek için yola çıktık. Bunun için bir organizasyon kurduk. Biz Afyonkarahisar’dan başlayarak KOBİ’lere ulaşmak onların kendi maliyetlerini azaltacak, iç süreçlerini iyileştirecekleri şekilde, yeni pazarlara ulaşacakları şekilde onlara dijitalleşme noktasında Helpmatik aracılığıyla destek olmak istiyoruz. Onları dünyaya entegre etmek istiyoruz. Bu noktada biz geç kalırsak, başkalarının da bizim pazarlarımıza girmesi riskini de göz önünde bulundurmamız lazım. Dolayısıyla hem fırsatları hem de riskleri görerek, kendimizi bu dünyalara hazırlayalım” dedi.

Programda Türkiye İhracatçılar Meclisi Doğaltaş Maden Sektörü Konsey Başkanı ve TEMMER Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, Sera Konstrüksiyon Donanım ve Ekipman Üreticileri ve İhracatçıları Derneği ile Kozanlar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Halil Kozan, Kozanlar Grup Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Kozan ve Türk Mermer Maden Vakfı Başkanı Ali Kahyaoğlu da söz alarak görüşlerini dile getirdi.

Editör: Haber Merkezi