Demirkırkan, “Asgari ücret en az 2000 TL olmalıdır”

Afyonkarahisar CHP İl Başkanı Dr.Kemal Demirkırkan yazılı basın açıklamasında:

“TÜİK yıllık enflasyonun tüketici fiyatlarında yüzde 12,98, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde ise 17,30 olduğunu açıkladı. Bu son 9 yılın zirvesi demek.AKP enflasyonla baş edemiyor. Enflasyon karşısında ücretlerdeki aşınma hızla arttı. Ücretlere derhal telafi zammı yapılmalı. İlave olarak Asgari ücret en az 2000 TL olmalıdır.Saray ve iktidar sahiplerinin ekonomideki yanlış politikalarının Türkiye’ye zarar vermek isteyen dış mihrakların da ekmeğine yağ sürmektedir.

İsrail’in Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmeye hazırlandığı, Amerikan yönetiminin de bunu tanıyabileceği konusu gündeme geldi. Filistin bizim için önemlidir. Kudüs Ortadoğu’nun kilit taşıdır. Kudüs üzerinde kimse oyun oynamasın. Eğer Kudüs’le ilgili yanlış bir karar alırlarsa Ortadoğu’da yeniden kanın, gözyaşının nedeni olurlar. Hiç kimse Kudüs üzerinde oynamasın. Filistinli kardeşlerimizi destekliyoruz.

Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü grup toplantısında ABD'de yolsuzluk ve rüşvet itiraflarında bulunan Rıza Zarrab'la ilgili, 18 Nisan 2013'te Erdoğan'ın önüne sunulan MİT'in bilgi notunu gündeme getirdi. Bu notta bakanların Zarrab ile ilişkisi ortaya çıkarsa, bu durumun hükümet aleyhine kullanılabileceği vurgulanıyor.

Anlamakta güçlük çekiyoruz. 2004 Mili Güvenlik Kurulunda devletin en tepe istihbaratı FETÖ terör örgütü konusunda uyarıyor. Takan yok.

MİT Zarrab konusunda uyarıyor iktidar ve ülke için tehlikeli olduğunu belirtiyor. Takan yok.

15 Temmuz öncesi süreçte darbe girişimi olacağı gazetelerde bile yazılıp çizilirken, Binbaşı rütbeli bir subay 15 Temmuz günü saat 14’de MİT’e gidip darbeyi haber veriyor. Takan yok.

Hiçbir ikazı takmazsanız cezasına da katlanırsınız.

İktidar partisi İl başkanı dünkü basın toplantısında “Muhalefet olmak demek illa düşman olmak demek değildir. İftira atmak demek değildir. Kılıçdaroğlu tarafından iddia edilen iftiraların tamamı yalan, gösterdiği kağıtların da tamamı sahtedir… Yine 1 Aralık’ta da fotokopi belgelerle gündemi rehin almaya kalkmışlardır. Savcılığın belgelerin orijinallerini istemesi üzerine de bu belgelerde suç istinadı var demedik? Neden savcılıkla paylaşalım? Suçun savcısı millettir diyerek adeta ortalıktan kaçmışlardır. Yine konuyu TBMM gündemine taşımak istemişlerdir. ” Demiş.

Sayın Yurdunuseven ve ekibinin işleri yoğun galiba. Ülke gündemini ve yaşananları iyi takip edemiyorlar. Ya da vatandaşımızdan gerçekleri saklamak için demogoji yapıyorlar.

CHP bu belgeleri açıkladığında önce sahte denildi, ardından böyle bir belge yok denildi. Ardından bu belgelerde ne var denildi. Ticari alış veriş denildi. Ardından para gönderilmedi, geldi denildi. CHP bu belgeleri noterden onaylatıp Cumhuriyet Savcısına teslim etmiştir. Bu da yetmemiş Meclis’de araştırma komisyonu kurulmasını istemiş, belgeleri meclis Başkanlığına vermeyi önermiş ancak AKP’li milletvekillerinin oylarıyla bu öneri reddedilmiştir. Bu hatırlatmanın ardından Madem belgeler sahte, gelin mecliste komisyon kuralım, komisyonda da mecliste de çoğunluk sizde.Sahte olmadığını sizler de biliyorsunuz. Halk Bankası sizin elinizde. Bu belgeler sahte ise çıkar bunu resmi olarak açıklayabilir. Ancak Halkbank’tan tek satır açıklama gelmedi.

Bu şirketlerin ortakları kim?

Bu transferler niye yapıldı?

1 sterlinlik bir şirket 15 milyon dolarlık ticareti niçin yapıyor?

Siz belgeleri incelemeden sahte demeyi bırakın da 1 sterlinlik şirkete 15 milyon dolarlık para niçin gelir, neden gider?

Sayın Erdoğan’ın eniştesinin MAN adasında şirketi var mı, yok mu? Sorularına cevap verin.

NE ÖZELİ GENEL GENEL AKP

AKP Genel Başkanı Erdoğan da, aynı partinin il başkanı da, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı belgelere karşı bir şey diyemeyince başlıyor "Kasetle geldi" söylemine. Birincisi Sayın Kılıçdaroğlu, kasetle gelmedi; sizin FETÖ ile işbirliği yaparak kurduğunuz komplo sonucunda görevini bırakan Sayın Baykal'dan sonra CHP delegelerinin oylarıyla Genel Başkanlık makamına getirilmiştir. Bu konuyla ilgili söylenmesi gereken ikinci konu ise şudur: O dönemi iyi hatırlayın. Mitinglerinizde, Sayın Baykal'a kurulan komplo hakkında konuşurken "Bu olay özel değil, genel genel" diyerek seçmenlerinizin de bu komployu alkışlamasını sağladınız. Yine AKP Genel Başkanı'nın Baykal'a kurulan komplo videosunu izlerkenki görüntüsünü de internetten bulmak mümkün. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu'na iftira atmaya çalışıyorsunuz, ama kendi işbirlikçiliğinizin, kendi FETÖ’cülüğünüzün de itirafını toplumla paylaşmış oluyorsunuz. Sadece CHP'ye değil, MHP'ye yapılan kaset komplosunun arkasında ne kadar FETÖ varsa o kadar AKP var. Ordumuza kurulan Ergenekon kumpasının, Balyoz kumpasının, casusluk kumpasının yapımcısı FETÖ ise yönetmeni AKP'dir. Yakın tarihi unutturmak isteseniz de, gerçekler gün gibi ortadadır.

Türkiye’yle ilgili bir davanın Amerika’da görüşülmesi bizim vicdanımızı sızlatıyor. Türkiye’yle ilgili bir rüşvet olayının Amerika’da görüşülmesi doğru değildir. Mademki İstanbul Cumhuriyet savcılığı bir soruşturma açtı, gelin parlamentoyu harekete geçirelim. Bu lekeyi biz temizleyelim. Başkalarının bu lekeyi temizlemesine izin vermeyelim. Bizim ülkemizde demokrasinin olduğunu, bizim ülkemizde adaletin olduğunu, bizim ülkemizde rüşvet dağıtanın da, rüşvet yiyenin de suçlandığını ve yargılandığını, objektif yargılandığını ve mahkum edildiğini bütün dünyaya ilan edelim. İran nasıl yaptıysa bizde aynısını yapalım. Gelin dosyayı yeniden açalım Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir soruşturma komisyonu kuralım ve bu olayı Amerikalılar, Amerikan yargısı değil biz çözelim, biz temizleyelim. Biz kendi pisliğimizi kendimiz temizleyelim, başkasına temizletmeyelim. Bize yakışan budur.

Ancak şu soruları da sormak gerekmez mi?

Bu casusu TC vatandaşı yapan kim?

O’na korumaları kim tahsis etti?

Kimler Ondan rüşvet aldı?

Devlet sırlarını ona kim verdi?

Kim kefil oldu? Kim hapisteyken salıverdi?

Kim yurt dışı yasağını kaldırdı?

“dedi.

Editör: Haber Merkezi