CEMİL BAYIK NE DEMİŞ?

            BBC Türkçe’nin haberine göre Ankara saldırısından yaklaşık dört gün önce Cemil Bayık, Times’a bir röportaj vermiş. Bu mülakatta öne çıkan özellikle iki husus var.

Birincisi; Erdoğan ve Ak Parti’yi devirmek istedikleri. Bunu da, sözde Türkiye’nin demokratikleşmesi için hedefledikleri…

İkincisi; ölüm-kalım savaşı noktasında oldukları ve çatışmanın her yerde olacağı…

Birincisinden başlayalım: 7.Haziran seçimleri öncesi HDP’nin barajı aşması ve TBMM’ne girmesiyle Ak Parti’nin iktidarına son verilebileceği tezi, birbirinden farklı kesimlerde karşılık buldu. Netice de, seçimler de; farklı kesimlerden bazı seçmenler HDP’ye oy verdi. Hatta 7.Haziran’da CHP milletvekili seçilen Murat Özçelik kapalı grup toplantısında ‘ben ve çevremdekiler de HDP’ye oy verdik’ diyebildi. (Bunu İzmir milletvekili Musa Çam doğruladı. Sözlerin sahibi ise yanlış anlaşıldığını söyledi.)  Yine CHP İzmir İl Başkanı Bedri Serter, ‘HDP’ye oy veren CHP’lilerin pişman olduğunu’ ifade etti. ( http://www.gazetemizmir.com/bedri-serter-hdpye-oy-veren-izmirli-chpliler-pisman-oldu/11209/ ).

 

Bazı sanatçı, liberal sol çevrelerin de bu yönde oy verdikleri o günlerde bolca konuşuldu.

 

Bayık, uluslar arası bir yayın organına bu sözleri sarf ederek iki yönlü mesaj vermek istemiş olabilir. Dışarıya, Türkiye ve Ak Parti karşıtlarına aynı gayeyi güttükleri dolayısıyla desteklenmeleri gerektiği… İçeriye; Ak Parti karşıtlarının HDP’ye sahip çıkmasını temin…

 

Peki, bu tutar mı? Yurtdışındaki karşıtlar için belki… Ama Türkiye içinde kesinlikle buna inanacak kadar gözü dönmüş Ak Parti muhalifi bulunabileceğini sanmıyorum.

 

Şu hususu da ifade etmeden geçemeyeceğim: Aslında PKK/KCK bu söylemiyle kendi hedeflerinin önünde ki en büyük engel olarak Ak Parti ve Erdoğan’ı gördüğünü de itiraf etmiş oluyor. Bu gerçeği 1.Kasım seçimlerinde millet berrak biçimde gördüğü için zaten sonuç Ak Parti’nin kesin galibiyetiyle çıkmıştı.

 

Diğer sözününse, son aylarda şehirlerde yaşanan sivil katliamlarının arkasında kimin olduğunu açıkça göstermesi bakımından önemlidir.

 

7.Haziran gecesi muhalefet partilerinin sorumsuzca açıklamaları, ülkemizde bir siyasi boşluk doğacağı görüşünü güçlendirdi. Suriye’nin kuzeyinde ki gelişmeler de eklenince PKK/KCK hem Türkiye hem de bölgeye dair büyük hayaller kurmaya başladı. Başlattıkları eylemlerin sonuca ulaşacaklarına inandılar.

 

Bölge halkının bu durum karşısında ki net tavrı, 1.Kasım seçim sonuçları, HDP’nin popülaritesini kaybetmesi, bekledikleri iç savaş ortamının oluşmaması; hayallerini yerle bir etti. Son çırpınışlarını daha kanlı hale getirerek, halkı yıldırmayı son çare görüyorlar.

 

Kendisinin de, açıkça ifade ettiği gibi ölüm-kalım ayrımındalar.

 

Bilmeliler ki, korkunun, ecele faydası yoktur.

 

Terör bu ülkeyi bir daha dönemeyecek biçimde terk edecektir.

 

Ak Parti, kurulduğu günden bugüne girdiği her seçimden açık ara birinci çıkıyor. Onu önemli kılan sadece bu seçim zaferleri değil…

 

Türkiye’nin her bölgesinden, her sosyal diliminden, her yaş ve cinsiyet kuşağından oy alabilmesi…

 

Ak Parti’yi Türkiye’nin çimentosu kılan da budur.

 

Terör örgütünün Erdoğan ve Ak Parti düşmanlığı tam da bu yüzdendir.

 

Muhalif ve ya muvafık, hepimiz; değil mi ki Türkiye’mizin yanayız, bugün bir ve beraber olmak mecburiyetindeyiz.

 

Milletimizin feraseti, muhalif olmakla hain olmayı ayırt edebilecek kadar derindir.

 

Bayık ve avanesine, gördükleri rüyayı hayra yormasınlar. Hainlerin sonu ve yeri tarihte hiç değişmemiştir.

Editör: Haber Merkezi