Camiler ve din hizmetine adanmış ömürler

Her yıl 1-7 Ekim tarihleri Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu yıl “Camiler ve Din Hizmetine Adanmış Ömürler” temasıyla kutlanmakta olan hafta boyunca camilerin medeniyetimizdeki yeri ve önemi üzerinde durulmakta, din hizmetine emek vermiş örnek şahsiyetler hatırlanmaktadır. Aziz milletimizin cami ve Kur’ân kurslarımızın inşâ ve ihyâsı için gösterdiği destek ve fedakârlıklar hayırla yâd edilmektedir.

Asr-ı Saâdetten bugüne mescit ve camilerimiz hem Allah’a ibadet edilen hem de ilim ve hikmet öğrenilen şerefli mekânlardır. Allah katında en makbul yerler olan camiler, içinde Rabbimizin adını andığımız, kulluğumuzu, dualarımızı, niyazlarımızı O’na arz ettiğimiz mukaddes yerlerdir. Camilerimiz dinî, ilmî ve sosyal hayatın merkezi olmaya; mukaddes, muazzez ve bereketli mekânlar olarak varlıklarını sürdürmeye, Beytullah’ın yeryüzündeki şubeleri, Mescidi Nebi ve Mescidi Aksa’nın kardeşleri olarak varlıklarını sürdürmektedirler. Camilerimiz; dil, renk, ırk, makam, mevki farkı gözetmeden mümin gönülleri birleştirir, birliğimizi pekiştirir, imanımızı ve istiklalimizi simgeler. Minâreleri tevhîdin sembolü, ezanları şehâdetin temeli, mihrap, kürsü ve minberleri hak ve hakikatin sesi, safları huzur ve güvenin teminatıdır.

Ecdadımız başta imam hatiplik olmak üzere cami görevlerini yürütenlere; minberden, mihraptan, kürsüden dîn-i mübîn-i İslâm’a hizmet edenlere “Hademe-i Hayrat” yani hayra hizmet edenler ismini layık görmüştür. Hademe-i hayrat; ömürlerini din hizmetine vakfetmiş insanlardır. Samimiyetle çalışıp yaptıkları iyiliğin karşılığını sadece Allah’ın rızasında arayanlardır. Şehrin manevi hayatına yön veren müftüler, okudukları ezanlarla insanlığı kurtuluşa çağıran müezzinler, mihraba geçtiğinde namaza önderlik eden imamlar, minber ve kürsüden İslam’ın dosdoğru yolunu öğreten vaizlerdir. Çocuklarımızı Yüce Kitabımızla ve Peygamberimizin örnek hayatıyla buluşturan, “En hayırlılarınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir” şeklindeki nebevi iltifata mazhar olan Kur’an kursu öğreticilerimizdir. Rabbimizin “Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve ‘Kuşkusuz ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kimdir?” müjdesine nail olmaya çalışan hocalarımızdır. Onlar, hayatımızın her safhasında yanı başımızda olanlardır. Çünkü onlar, doğduğumuzda ezan ve kâmetin ilahi muştusunu kulağımıza okudular. Çocukluğumuzun en unutulmaz anlarında, bir yol gösterene en çok ihtiyaç duyduğumuz gençlik çağımızda bize rehber oldular. Vatan borcumuzu ödemek için yola çıktığımızda, yuva kurmaya adım attığımızda, nihayet ebedi yolculuğa uğurlanırken dualarıyla hep yanımızda oldular.

Din hizmetine adanmış bu insanlar, varlıkta ve darlıkta, sağlıkta ve hastalıkta, genç yaşta ve ihtiyarlıkta, kanunların imkân verdiği veya vermediği günlerde, her daim Allah’ın dininin tebliğ edilmesinde ve kitabının öğretilmesinde hizmet eri olmuşlardır. Söz konusu vatana hizmet olunca Yemen’e koşan, Kur’an’a hizmet olunca Nuru Osmaniye’de coşan Hasan Akkuş hocamız. Gençliğin imanını tehlikede görüp, talimat beklemeden “Dünyanın gidişatından Müslümanlar sorumludur.” anlayışıyla üniversite gençleriyle yakından ilgilenen Mehmet Zahit Kotku hocamız. Memleketlerinden İstanbul’a ilim için gelen öğrencilere yurt olan, yuva kuran, değil bir cebini, malını ve canını öğrencilere adayan ayaklı vakıf Gönenli Mehmet Efendi hocamız. Ulûm-i İslâmiyye yeryüzünden kaybolur korkusuyla gece-gündüz bilgisini talebelerine aktaran Ahıskalı Ali Haydar Efendi hocamız. Yetiştirdiği öğrencileri ülkenin her bir tarafını kıraat feneri gibi aydınlatan, 80 metrekarelik Kur’an kursunda yüzlerce talebe yetiştiren Mehmet Rüştü Aşıkkutlu hocamız. Bulunduğu her mekânı, mescidi, evini ve işyerini ilim meclisine çeviren, her fırsatta sahip olduğu bilgiyi talep edenlere aktaran Çat Müftüsü Hacı Halis Efendi hocamız. En zor ve meşakkatli günlerde evini kurs olarak planlayıp hafızlara açan Çorakçızade Hüseyin Efendi hocamız. Serezli Kesikbacak İsmail Efendi, Hasbekli Mümin Hoca, Abdurrahman Gürses ve Ekrem Doğanay hocalarımız. Her birisi Anadolu ve Rumeli de bulundukları her bir mekânı ilim, irfan ve hikmet mektebine çeviren din hâdimleri.

Konya’nın manevi hayatına mühür vuran din hizmetine adanmış bir hayat yaşayan, 45 yıllık imamet görevi vesilesiyle camide yapmış olduğu vaazları ile halkın din eğitimine; İmam Hatip Lisesi açılması ve oradaki hocalığı ile de nesillerin din eğitim-öğretimi ve manevi hayatına rehberlik etmiş, aynı zamanda yaşantısıyla da ahlaken örnek olmuş hocalarımızdandır Hacıveyiszade Mustafa (Kurucu) Efendi.

Afyonkarahisar’da müftülük yapmış, yakın ve uzak tarihlerde iz bırakmış Hattat Karahisari, Abdurrahman Misri, Sultan-ı Divani (Mehmet Semai Çelebi) başta olmak üzere Prof. Dr. Kamil Miras, Şükrü Çelikalay, (Çilhafız) Ali Rıza Efendi, (Burhanzade) Yunus Efendi, (Musaamcazade ) Ali Fevzi Efendi, Hüseyin Fevzi Bayık, Murat Hocazade Hafız Ahmet Efendi ve bugüne kadar bu görevde hizmet etmiş hocalarımızın yanı sıra Cemal Eğretli hoca gibi şehrin manevi önderleri ve aklımıza gelmeyen daha niceleri…

Yakın dönemde yaşayan din hizmetine ve din eğitimine büyük emekler veren, hizmet bayrağını bizlere emanet eden pek çok hocamızı saymak mümkündür. Bu vesileyle geçmişten günümüze camilerimizin maddi ve manevi îmârı için gayret gösteren hocalarımızdan ve kardeşlerimizden ahirete irtihal edenlere Yüce Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum. Rabbim bizlere de hademe-i hayrat olmayı, insanlığa hayırlı hizmetler sunmayı nasip eylesin.[1]

Ebubekir ÇETİNER

Afyonkarahisar İl Vaizi

 

[1] Bu makalenin yazımında 28.09.2018 tarihli hutbeden ve Ekim 2018 Diyanet aylık dergisinden istifade edilmiştir.

Editör: Haber Merkezi