“Büyük Taarruzun 99. Sene-İ Devriyesi ve
Afyonkarahisar’ın Düşman İşgalinden Kurtuluşu Kutlu Olsun”

Önceki Dönem Orman ve Su İşleri Bakanı, Küresel İklim Değişikliği ve Kuraklıkla Mücadele Araştırma Komisyonu Başkanı, Afyonkarahisar Milletvekili Prof. Dr. Veysel EROĞLU'nun “Zafer Haftası ve Büyük Taarruz'un 99. Sene-i Devriyesi ile Afyonkarahisar'ın Düşman İşgalinden Kurtuluşu” ile alakalı yapmış olduğu basın açıklaması:

Mazisi şanlı zaferlerle dolu olan büyük Türk Milletinin tarih boyunca yaşadığı en büyük zaferlerden birisi de hiç şüphesiz Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi zaferidir. Silahı, mühimmatı kalmamış olan bir neslin, iman gücü ile kazandığı büyük zaferin adıdır, İstiklal Harbi.

Hem ülke tarihimizde, hem de Dünya tarihinde büyük ehemmiyet arz eden İstiklal Harbi, gelişen, kalkınan Büyük Türkiye’nin 2023, 2053, 2071 ve 2099 hedeflerine giden yolda Aziz Milletimize ve bizlere ışık tutmaktadır.

Sultan Alparslan, 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Meydan Muharebesi ile Anadolu’nun topraklarını Türk yurdu haline getirmiştir. İstiklal Harbi ile de bu topraklar ilelebet Türk yurdu olarak kalacağı bütün cihana ilan edilmiştir.

Bu büyük zaferin 99. sene-i devriyesinde bütün hemşehrilerimin ve aziz milletimizin Zafer Bayramını gönülden tebrik ediyorum.

Osmanlı Devleti, Birinci Cihan Harbinde yedi düvele karşı büyük bir mücadele vermiştir. Birinci Cihan Harbi tamamlanmasına rağmen yabancı devletlerin ülkemiz üzerindeki oyunları, hile ve desiseleri bitmemiştir. 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi imzalandı. Birinci Dünya Harbinde mağlup olan Osmanlı Devleti, bu tarihten sonra parçalanıyor ve işgâl ediliyordu.
15 Mayıs 1919 tarihinde düşman İzmir’i işgal etmişti.

Osmanlı Devleti 28 Ocak 1920 tarihinde Misak-ı Milli Sınırlarımızı belirleyen kararı Osmanlı Mebusan Meclisinde oy birliği ile kabul etmiştir. Ardından bu aziz millet her türlü işgal ve dayatmaya rağmen hürriyet ve istiklalinden asla taviz vermeyeceğini bütün Dünya’ya haykırmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Anadolu’da yaktığı bağımsızlık meşalesi bütün ülkeye dalga dalga yayılmıştır. Nitekim İnönü Muharebeleri ile Sakarya Meydan Muharebesinin ardından Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile düşman kuvvetleri ülkemizden atılmıştır.

Silahı, mühimmatı kalmamış olan bir neslin iman gücü ile kazandığı büyük zaferin adıdır, İstiklal Harbi. Bu şanlı zaferin kazanıldığı, bu aziz ve mukaddes toprakların bir evladı olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.

Bu Topraklar Zaferin Kazanıldığı Topraklardır…

Batılılar, tarih boyunca ülkemizi ve milletimizi yok etmek, vatanımızı işgal etmek için büyük planlar yaptılar. Bu planlar bugün de hala devam ediyor maalesef. Ama onların bir hesabı planı varsa Allah’ın da bir planı var elbette.

Aziz Milletimiz, devleti için, vatanı için, bayrağı için gözünü kırpmadan canını veren bir millettir. Bu millet, şanlı bir geçmişe ve tarihe sahiptir. Elhamdülillah gurur duyulacak bir ecdadın torunlarıyız.

O günün şartlarında bütün ülke el birliği ile ordusuna, askerine sahip çıkmış, kendi ekmeğini askeriyle paylaşmıştır. Afyonkarahisar bu büyük harbin tam merkezinde olması sebebiyle hemşehrilerimin fedakârlığı bir başka olmuştur.

Zafer Giden Yolda Şuhut ve Büyük Taarruz Karargâhı…

Afyonkarahisarlı milli şairimiz Osman Atilla’nın, Şuhut’un İstiklal Harbindeki ehemmiyetini vurgulamak için söylediği; “Şuhut Kurtuluşumuzun Karargâhıdır.” sözü gerçekten muharebenin seyrini çok güzel anlatmaktadır.

İstiklal Harbi denildiğinde akla ilk gelen yer, zaferin kazanıldığı topraklar olan memleketim Afyonkarahisar’dır. Düşman birlikleri 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgal ettiğinde, Afyonkarahisar’da ilk protesto bildirisi yayınlayan yer Şuhut olmuştur. Şuhut’un Belediye Reisi Hoca-zade Mustafa Efendi ve nahiyenin ileri gelenlerinin imzasını taşıyan mektubun ardından, Şuhut Hükümet Konağı önünde bir miting düzenlenerek İzmir’in işgali protesto edilmiştir.

İzmir'den sonra Ege'den başlamak üzere Anadolu toprakları Yunan, İngiliz, Fransız ve İtalyan birliklerince işgâl edilmiştir. Afyonkarahisar ve kazaları da işgâle uğrayan yerlerin başında geliyordu. Şuhut ise gerek konumu, gerekse ulaşım zorluğu sebebiyle işgal yüzü görmemişti. Afyonkarahisar'daki Yunan birlikleri, bir kaç defa Şuhut’u işgâle niyetlense de başarılı olamamışlardır. Allah'ın lütfu olarak işgâl yüzü görmeyen Şuhut, İstiklal Harbi boyunca Türk Ordusu için önemli bir üs bölgesi vazifesi görmüştür.

İnönü ve Sakarya zaferlerinin ardından Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları 24 Ağustos’ta Akşehir’den karargâhı Şuhut’a taşımışlardır. İlk ateşin yakıldığı ve planların hazırlandığı Büyük Taarruz Karargâhı (Atatürk Evi), muharebenin seyri bakımından çok önemli olmuştur.

Şuhut ilçemizdeki Hacı Veli’nin konağı, Büyük Taarruz Karargâhı (Atatürk Evi) olarak belirlenmiş ve düşmanı topraklarımızdan atacak planlar burada yapılmıştır. 24 Ağustos’ta Şuhut’a gelen Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, 25 Ağustos günü cephe hattında incelemeler yaparak planlarını tamamlamıştır. Nihayet bütün hazırlığın tamam olduğunu gördükten sonra 25 Ağustos günü Hacı Veli Konağı'ndan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne "Düşmana Büyük Taarruz,
26 Ağustos günü başlayacaktır"
telgrafını çekmiştir. Şuhut, Milli Mücadele'nin başında da, sonunda da çok önemli bir konumda olmuştur.

Dolayısıyla tarihi bakımdan çok önemli olan Büyük Taarruz Karargâhını, Bakanlığım döneminde Başkomutan Tarihi Milli Parkı içerisine dâhil ettik. Ardından yıkılmaya yüz tutan bu yapıyı restore ettik, çevresini genişlettik ve çevre düzenleme çalışmalarını gerçekleştirerek vatandaşlarımızın ziyaretine açtık.

Atatürk ve silah arkadaşlarının liderliğindeki Şanlı Ordumuz, Şuhut’a geldiğinde, Şuhutlu fedakâr ve misafirperver vatandaşlarımız, elinde avucunda kalanlarla yaptığı Şuhut’un meşhur keşkeğinden Atatürk’e ve ordumuza ikram etmişlerdir. Dolayısıyla Büyük Taarruz Karargâhının restorasyonundan sonra, bu tarihi geleneği yaşatmak maksadıyla Şuhut Keşkek Evi projesi hayata geçirilmiştir. Şuhut keşkeği hakikaten bütün Türkiye’ce meşhur bir keşkektir; coğrafi işareti vardır, hatta Evliya Çelebi’nin “Seyahatname ”sinde methedilmiştir.

Kocatepe’ye Giden Tarihi Yol…

Şuhut’ta yapılan planlar doğrultusunda, Şanlı Ordumuz 25 Ağustos gecesi Şuhut’tan Kocatepe’ye harekât etmiştir. 19 kilometrelik bu yol Türk milletinin istiklâl mücadelesinde zaferi müjdeleyen istikamettir.

Her yıl binlerce vatandaşımızın katılımıyla tıpkı 99 yıl evvel şanlı ordumuzun yürüdüğü gibi bu yolda yürüyoruz. Bu sene 17. sini gerçekleştireceğimiz yürüyüşü, geçen yıl Covid-19 sebebiyle gerçekleştirememiştik. Ama bu sene daha büyük bir coşkuyla tıpkı 99 yıl önce dedelerimizin bu yolu yürürken hissettiği hissiyatla yürüyeceğiz. Bu Aziz Millet, Türkiye Cumhuriyetinin her bir ferdi bundan 99 yıl önce atalarımızın, kahraman ordumuzun 25 Ağustos gecesi Şuhut’tan Kocatepe’ye hareket ettiği ruhla ve anlayışla bu mukaddes vatan için çalışmakta ve bu mukaddes vatan için gerektiğinde canını vermeye hazır durumdadır.

Şanlı Ordumuz, 26 Ağustos günü sabah ezanıyla birlikte, ilk top atışını yaparak Büyük Taarruzu başlatmış ve Sinanpaşa Ovasına inmiştir. Ordumuz, 26 Ağustos günü büyük bir mücadele vererek Büyük Kaleciktepe’den Çiğiltepe’ye kadar olan 15 km’lik bölgeyi düşman işgalinden kurtarmıştır.

26 Ağustos Tabiat Parkını ve İstiklal Tanıtım Merkezini Kazandırdık…

26 Ağustos günü kazanılan zafer, İstiklal Harbinin kazanılmasında ordumuz ve milletimiz bakımından büyük bir moral olmuştur. İşte tam bu noktada çok önemli tesisleri hayata geçirdik. Daha önce bir çöplük durumunda olan alanı, Bakanlığım döneminde 26 Ağustos Tabiat Parkı olarak ilan ettik. Büyük yatırımlar ile bu alanı özellikle vatandaşlarımızın şehir stresinden uzaklaşacakları, aileleriyle birlikte hoşça vakit geçirecekleri bir alan haline getirdik. Tabiat Parkı içerisine Büyük Taarruzu ve istiklalimizi konu alan panoramik “İstiklal Tanıtım Merkezi” inşa ettik. Çevre düzenleme ve peyzaj uygulamalarını yaptık. Bu muazzam alan her vatandaşımızın mutlaka görmesi gereken bir yerdir.

27 Ağustos Günü Afyonkarahisar Düşman İşgalinden Kurtarıldı…

26 Ağustos günü kazanılan zaferin ardından, 27 Ağustos günü yoğun bir çaba neticesinde ordumuz Afyonkarahisar’ı düşman işgalinden kurtarmıştır. Başkomutanlık Karargâhı ile Batı Cephesi Komutanlığı Karargâhı Afyonkarahisar'a taşınmıştır. Bu karargâh şu anki Zafer Müzesidir.

Orman ve Su İşleri Bakanı olduğum dönemde Zafer Müzesi ile bizzat ilgilendim. Müze ile alakalı restorasyon projelerinin hazırlanması talimatını da vermiştim. Zafer Müzesi, önce depreme karşı daha dayanıklı hale getirilecek ardından da gerekli restorasyondan sonra daha görkemli bir hale getirilecektir.

Afyonkarahisar’ın düşman işgalinden kurtarılmasının ardından 28 ve 29 Ağustos günleri başarılı geçen müdahaleler yapılmış ve ardından Dumlupınar’da 30 Ağustos Zaferi kazanılmıştır. Anadolu'daki Yunan birliklerinin yarısı imha veya esir edilmiştir. Kalan Yunan birlikleri de üç grup halinde geri çekilmiştir.

Düşmanın geri çekilmesi üzerine Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa, Yunan ordusunun kalan kısmının imha etmek için Türk ordusunun büyük kısmının İzmir istikametine yol almasını kararlaştırmıştır.

Alınan bu karar ile birlikte, Mustafa Kemal Paşa "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emrini vermiştir. 1 Eylül 1922 tarihinde Türk ordusunun Yunan ordusunu takip etme harekâtı başlamıştır. Yunan ordusu Başkomutanı General Nikolaos Trikupis ve kurmayları ile 6.000 asker, 2 Eylül de Uşak'ta Türk birliklerine esir düşmüştür.

Türk ordusu, 15 günde 450 kilometre mesafe kat ederek 9 Eylül 1922 sabahı İzmir'e giriş yapmıştır. Yüzbaşı Şerafettin Bey Hükûmet Konağına, 5. Süvari Tümenin öncüsü Yüzbaşı Zeki Bey Kumandanlık Dairesine, 4. Alay Komutanı Reşat Bey de Kadifekale'ye Türk bayrağını çekmişlerdir. Böylece düşman 9 Eylül 1922’de İzmir’de denize dökülmüştür.

Şehitlerimizin Aziz Hatıralarına Sahip Çıkıyoruz…

Şehit kanlarıyla yoğrulmuş Afyonkarahisar, İstiklal Harbinde, istiklalimizin ve istikbalimizin kazanıldığı topraklar olarak tarihe geçmiştir. Ülkemizin istikbalini belirleyen en önemli askeri harekâta ev sahipliği yapan ilimize Bakanlığım döneminde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü marifetiyle büyük yatırımlar yaptık. Son 18 yılda takriben 120 milyon TL’lik büyük bir yatırım gerçekleştirdik.

Özellikle Şuhut’tan Dumlupınar’a kadar olan toplam 348.340 dekar alana sahip olan Başkomutan Tarihi Milli Parkına muazzam yatırımlar yaptık. Bakanlığım döneminde, milli park içerisindeki bütün şehitlikleri ihya ettik. Albay Reşat Çiğiltepe Şehitliği, Büyük Taarruz Şehitliği ve Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk Abidesi çevre düzenlemesini gerçekleştirdik.

Kocatepe Mevkiine üç boyutlu kabartma harita ve üç boyutlu asker figürü, bilgilendirme levhaları, abideler ve kitabe yapılmıştır. Kocatepe’ye Rölyef yaptırılmış, Yüzbaşı Agâh Efendi Şehitliğine aydınlatması gerçekleştirilmiştir. Milli Park içerisinde; Çiğiltepe, Tınaztepe, Kurtkayası Tepe ve Kara Tepede bulunan siperlerin ihya çalışmaları tamamlanmıştır.

Şehitliklerimizin Yollarını Yaptık…

Şehitliklerimizin yollarını en güzel şekilde yaptık. Başkomutan Tarihi Milli Park Sınırları içerisinde bulunan Ataköy’den Kocatepe’ye, Kocatepe’den Şuhut ilçesine kadar olan 34 km’lik Zafer Yoluna sıcak asfalt döşenmiştir. Albay Reşat Çiğiltepe Şehitliğinin 10 km’lik yoluna kilit parke taşı döşenmiştir.

Kocatepe-Tınaztepe ve Kocatepe-Serban arasındaki yollara malzeme serme ve yol düzenleme çalışması yapılmıştır. Kocatepe-Serban arası 16 km‘lik yola kilitli parke taşı döşenmiştir.

Sinanpaşa ilçesinden Albay Reşat Çiğiltepe Şehitliğine giden yolun ve Ahmetpaşa karayolundan Albay Reşat Çiğiltepe Şehitliğine giden yolun kilit parke taşı döşemesi yapılmıştır. Aynı şekilde Akharım ile Albay Reşat Çiğiltepe Şehitliği arasındaki 6 km’lik yolun yapımı tamamlanmıştır. İscehisar - Giresunlular Şehitliği arası yol yapılmıştır.

Ağustos Ayı Zaferler Ayıdır…

Şanlı tarihimizde Ağustos ayı Zaferler Ayı olarak geçer. Kahraman milletimiz; askeriyle, siviliyle, kadınıyla, erkeğiyle istiklaline kavuşmak için hayatları pahasına tarihte pek çok zafere imza atmıştır.

1 Ağustos 1571 Kıbrıs’ın Fethi,

11 Ağustos 1473 Otlukbeli Muharebesi

23 Ağustos 1514 Çaldıran Meydan Muharebesi,

23 Ağustos 1921 Sakarya Meydan Savaşı,

24 Ağustos 1516 Mercidabık Zaferi,

26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi,

29 Ağustos 1521 Belgrad’ın Fethi,

29 Ağustos 1526 Mohaç Zaferi,

26-30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz

Bir Olacağız, İri Olacağız, Diri Olacağız…

Bizi bu topraklardan atmak için yıllardır mücadele ediyorlar. Bu kahraman milleti topla, tüfekle, silahla yenemediler. Batılı ülkeler, 1699 Karlofça Anlaşmasından itibaren yeni bir planı devreye koymaya çalışıyorlar. Adına Şark Meselesi dedikleri, böl, parçala ve yut taktiğini kullanmaya çalışıyorlar.

Dedelerimiz Galiçya’da, Yemen’de, Kafkas Cephesinde, Çanakkale’de, Kut’ül Ammare’de bu vatan için canları pahasına savaştılar. Bugün de hala bu mukaddes topraklarımızda gözü olan düşmanlar var. Ancak Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinde ülkemiz üzerinde oynanan bütün oyunları bir bir boşa çıkarmaktadır. Şanlı ordumuz ve kahraman Mehmetçiğimiz, PYD, PKK, DEAŞ, FETÖ gibi bütün terör örgütlerine göz açtırmamaktadır. Mavi Vatan, damlasına kadar kahraman milletimizindir.

Ülkemiz özellikle son yıllarda savunma sanayiinde büyük bir hamle yapmıştır. Savunma sanayi ihtiyaçlarımızın %70’inden fazlasını kendi milli ve yerli üretimimizle karşılıyoruz. Kendi İHA’larımızı, SİHA’larımızı, ATAK Helikopterlerimizi, Bora-Kasırgalarımızı yapıyoruz.

Bizler asker bir milletiz. Allah’ın izniyle, göğüs göğüsse çarpışmayla bize üstün gelecek, bizi alt edecek başka bir millet ve ordu yoktur. Hepimiz asker, hepimiz Mehmetçiğiz. Bizler birlik olur, beraber olursak hiçbir düşman güç bize üstün gelemez.

Bu duygu ve düşüncelerle 84 milyon vatandaşımızın Zafer Bayramını gönülden kutluyorum. Bu vatan için mücadele eden başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün Gazilerimizi şükranla yâd ediyorum. Ayrıca bu vatan, bu bayrak için kanlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun.

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,

Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.

Editör: Haber Merkezi