BAŞKAN ÇOBAN’DAN AÇIKLAMA VAR...

Belediye Başkanı Burhanettin Çoban önceki günkü yazım sonrasında

bir açıklama gönderdi.

Açıklamayı mail adresime gönderdikten sonra aradı, konu hakkında

konuştuk.

Gönderdiği açıklamada benim uygun görmediğim yerler olursa çıkartabileceğimi

söyledi.

Fakat ben Başkan Çoban’ın gönderdiği açıklamayı, noktasına virgülüne

dokunmadan aynen yayınlıyorum.

Çünkü ben nasıl ki bana ulaşan bilgileri, ihbarları kendi süzgeçimden

geçirip özgür bir şekilde bu köşede yayınlayabiliyorsam, benim eleştirdiğim

kişilerde aynı şekilde özgürce cevaplarını verebilmelidir.

ODAK Gazetesi olarakta bu hususa büyük önem veriyoruz ve cevap hakları

konusunda çok titiz davranıyoruz.

Öncelikle Başkan Burhanettin Çoban’ın açıklamasını size aktarayım.

Bu açıklamaya karşı ifade edilecek bir kaç husus mevcut.

21/11/2017 tarihli Odak gazetesindeki “Takip”

isimli köşenizde bir takım yanlış bilgilere yer verilmiştir.

Bu nedenle Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi

amacıyla bu açıklamayı yapma zorunluluğum

hâsıl olmuştur.

1. Belediye Meclis Üyeleriyle ilgili daha önce

yazılarınızda da çoğul ekler kullanarak, malum yapıyla

irtibatlarından bahsetmektesiniz. Bir kere

şunu bilmenizi isterim, listeyi ben yapmadığım

gibi bu konuda tek başına karar yetkim olamaz.

Listeyi İl Yürütme Kuruluyla beraber yaptık ve listemiz

benim ve İl Başkanımızın olduğu bir toplantıda

tek tek isim bazında görüşme yapılarak

Genel Merkezimiz de son şekli verilmiştir. Nitekim

israr ettiğim iki isim Belediye Meclis Üyeleri

Listesine girememiştir. Bizim Belediye Meclisimiz

de FETÖ ile irtibatından bahsedilen sadece

ve sadece bir üyemiz mevcuttur ve halen bu

şahıs hükmen tutuklu bulunmaktadır. Bu şahıs ile

ilgili Genel Merkezimize 15 Temmuz sonrası bir

dosya iletilmiş, başka İl ve İlçelerde Belediye Meclis

Üyelerinin istifası istenmiş bu şahıs ile ilgili istifa

kararı alınmamıştır. Bu konu yine Bakanımızın,

İl Başkanımızın, benim, İGM Başkanımızın, zamanın

Valisinin, diğer kamu yetkililerinin olduğu

bir ortamda tartışılmış ve bu kişinin FETÖ terör

örgütüyle 17/25 süreci sonrasında irtibatını

kestiği kanaatine varılmıştır. Bunu sizde çok iyi biliyorsunuz.

Şimdi şöyle söyleyebilirsiniz. “Madem

irtibatı yoktu? Bu şahıs niye ceza aldı?” bu soruya

da tek başına muhatap olması gereken kişide ben

değilim. Örneğin; Genel Merkez Disiplin kurulumuz

bile bu konuda başlangıçta karar vermekte

zorlanmış,ancak hüküm sonrasında ihraç kararı

verilmiştir. Size enteresan bir şey daha söyleyeyim,

Bu şahıs tutuklandıktan sonra mevzuat gereği

Meclis Üyeliğinin sona erdirilmesi için İç İşleri

Bakanlığına yaklaşık 6 ayı aşkın bir süre

önce yazı yazmışsak da, hala daha üyeliği iki aylık

sürelerle uzatılmakta yani üyeliği sona erdirilmemektedir.

Hükümetimiz yanlış bir karar almamak

ya da acele ederek ilerde telafisi zor durumlarla

karşılaşmamak amacıyla muhtemelen

üst mahkemelerin kararını beklemektedir. Sizin

yazınıza göre hüküm versek Genel Merkezimizin

de, İç İşleri Bakanlığının da benim suçuma(!) ortak

olması gerekmez mi? Meclis Üyelerimizle ilgili

sizin de hakkaniyet ölçüsünde olmanızı, çoğul

ekler kullanmamanızı, bildiğiniz isimler varsa

da açıkça yazmanızı öneriyor ve istiyorum.

2. Yine köşe yazınız da Belediyemizin ve diğer

AK Partili Belediyelerinin Bank ASYA hesaplarıyla

ilgili gerçeğe aykırı beyanlarda bulunmuşsunuz.

Demek ki Belediye Kuşunuz sizi kandırmış. BELEDİYEMİZİN

HİÇ BİR TARİHTE BANK ASYA’DA

HESABI OLMAMIŞTIR, BELEDİYEMİZ KESİNLİKLE

VE KESİNLİKLE BANK ASYA’ YA BİR LİRA

DAHİ PARA YATIRMAMIŞTIR. Diğer tüm bankalar

gibi Bank Asya da kendi müşterilerinden Su

Paralarını Otomatik ödeme talimatıyla ödemek

amacıyla 2010 yılında yani Milattan önce Belediyemizle

protokol yapmış ve müşterilerinin su

paralarını en geç 3 gün içerisinde Belediyemize

aktarmıştır. Ekli listede görüldüğü üzere bu işlem

2016 yılına kadar devam etmiş ve 7 yılda toplan

ödenen su parası 1.081.000 TL dir. Yani yıllık ortalama

150.000 TL civarında su tahsilatı yapılmıştır.

2016 yılından sonrada herhangi bir tahsilat

yapılmamıştır. Daha önceki Kamu İhale Kanununda

İhaleler de, Mal ve Hizmet Alımlarında

FETÖ sorgusu yapılamıyordu. Ancak Kamu İhale

Kanununun 11. Md. (g) bendi 23/1 2017 tarih

ve 684/3 sayılı KHK ile değiştirilmiş ve bu sorgulama

yapılabilir hale getirilmiştir. El Koyma tarihine

kadar Bank Asya Vergi Ödemelerini, Trafik

Cezaları ödemelerini, Elektrik Ödemelerini vs.

Kamu ödemelerini yapabilir haldeydi. Size göre

Maliye Bakanlığı da, Diğer Bakanlıklar da FETÖ’ye

destek mi çıkıyordu? Size enteresan bir şey

daha söyleyeyim. Hükümetimiz 2014 yılında

Çocuklarını Özel Okullara gönderenlere Özel

Teşvik ödedi. Bu teşvikler 2014 ve 2015 yıllarında

da devam etti. Afyon’da en çok teşvik de Osmanbey

okulları aldı. MEB’nin 2014 ve 2015 yıllarında

Teşvike hak kazanan okullar listesinde de

bu okullar aynen yer aldı. Yani şunu söylemek istiyorum.

Devlet Dedi ki Çocuğunu Osmanbey okuluna

verirsen sana 3.000-4.000 TL arasında destek

vereceğim. Şimdi sana göre MEB’lığı FETÖ’cümü

oldu. Bu çıkan yasanın Anayasa gereği her okula eşit

uygulanması ilkesinin bir sonucuydu.

Bu nedenle Bizim 2010 yılında yaptığımız Protokol

gereği sadece Otomatik Su tahsilatına yönelik

bir protokolü, Belediyemizin o banka da hesap

açması, para yatırması yada bulundurması

gibi lanse etmek doğru bir tavır değildir. Anlaşma

yapılan diğer Bankalar ve anlaşma tarihleri

yine yazımız ekinde gönderilmiştir.

Saygılarımla.

Burhanettin ÇOBAN

Afyonkarahisar Belediye Başkanı

Belediye Meclis Üyesi ile ilgili ...

Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın açıklamasını

okudunuz.

Şimdi...

Birinci bölümdeki Belediye Meclis Üyesi konusuna

hiç girmeye gerek bile duymuyorum.

Çünkü...

Bu konuda defalarca yazdık.

Başkan Çoban’da defalarca bu şahsı savundu.

O’nun ‘FETÖcü olmadığını’ anlattı.

Mahkeme şimdi bir karar verdi.

Başkan Çoban satır arasında bu kararın kesin

olmadığını, daha üst mahkemelerden karar alınmadığını

ima ediyor.

Haklı...

İstinaf ve Yargıtay aşamaları var.

Bildiğim kadarıyla İstinaf Mahkemesi aşaması

da tamamlandı bu kişi için.

O aşamaların sonucu da çok uzun bir süre

geçmeden neticelenecektir. Karar verildiğinde

yine bu köşede değerlendiririz.

Fakat...

Başkan Çoban yine çok vahim bir hususa ışık

tutuyor.

AK Parti Genel Merkezinin halen daha bu

şahsı ihraç etmediğini açıklıyor.

AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanımız

Recep Tayyip Erdoğan halen daha boşa kürek

çekiyor o zaman bu FETÖ/PDY konusunda.

17/25 Aralık 2013 tarihinden itibaren her ortamda,

her fırsatta bu konuya değinmedi mi

Cumhurbaşkanımız Erdoğan?

Kamuoyuna yaptığı açıklamalar biliniyor.

Peki kendi partisindeki ilgililer bu açıklamaları

duymuyorlar mı? Siyasi Partilerin ilgili kanunlarında

şu imkan var...

Geçici olarak üyeliğin askıya alınması.’

AK Parti Genel Merkezi neden bu konuda

gereğini yapmıyor olabilir?

Bilmediğimiz hususlar mı vardır?

Kamuoyunun bu konuda tatmin edici bir

açıklamayı duyma hakkı vardır.

AK Parti çifte standart uygulamamalıdır.

Zengin-fakir ayrımı yapmamalıdır.

Yerel Mahkeme bu konuda kararını vermiştir.

Kesin ihraç olmasa bile, geçici olarak üyeliğin

askıya alınması gerekir mi, gerekmez mi?

İçişleri Bakanlığı da bugüne kadar haklarında

henüz mahkeme kararı verilmemiş olan binlerce

Polisi-İçişleri mensubunu açığa almakla

kalmayıp, ihraç bile etmemişmidir?

Peki bu Belediye Meclis Üyesi ile ilgili neden

işlem yapmamaktadır?

Çok vahimdir aslında bu durum...

Bank Asya konusunda verilen cevaba ilişkin...

Gelelim Bank Asya konusuna.

Başkan Çoban milattan önce, yani 2010 yılında

bu banka ile su parasının tahsilatı ile ilgili

anlaşma yapıldığından bahsediyor.

O tarihli anlaşmaya kimsenin bir şey dediği

yoktur zaten.

17/25 Aralık sürecinden sonra bu örgütün ne

menem bişey olduğu belli mi, değil mi?

AK Parti Genel Başkanı ve o tarihte Başbakan

olan, şimdiki Cumhurbaşkanımız bu konuda

konuştu mu, konuşmadı mı?

Hadi 17/25 Aralık 2013 süreci aynı zamanda

yerel seçimler içinde önemli bir zamandı.

2014 yerel seçimlerinden sonra Belediye

Başkanı olarak Burhanettin Çoban olarak bizzat

yaptığınız açıklamada bunların sizi arkanızdan

hançerlediğini de söylemediniz mi?

Belediye olarak istediğiniz anda bu yapılmış

olan protokolü sonlandırabilirdiniz.

Ama görüyoruz ki bu banka ile ilgili işlemler

2016 yılında da devam etmiş.

Milli Güvenlik Kurulunda bu örgüt ile ilgili

karar 2015 yılında alınmadı mı?

Hatta...

30 Ekim 2014 tarihli MGK toplantısında alınan

tavsiye kararı, görüşülmesi için Bakanlar Kuruluna

gönderilmişti. Daha sonra 24 Kasım 2014

tarihli Bakanlar Kurulu Toplantısında bu husus

görüşülerek kabul edilmişti. Bakanlar Kurulunun

onayladığı karar, Kırmızı Kitap’a işlenmesi için

tekrar MGK Genel Sekreterliğine gönderilmişti.

2015 tarihinde de Kırmızı Kitap’a girdi bu

hain örgüt.

O tarihten itibaren iki yıl boyunca neden Afyonkarahisar

Belediyesi Bank Asya ile irtibatını

kesmemiştir.

Olay sadece ‘su’ dan birşey olarak geçiştirilecek

kadar basit görünüyorsa diyecek sözümüz

yok.

Rakamlar belki az olabilir.

İnanın bu hiç önemli değil.

Hatırlayın o günleri...

Sadece 50-100 lira para yatırılması için bile

hain örgüt elemanları ne çağrılar yapmışlardı.

Onlar için rakam değil, sayı önemliydi.

Böyle de yaptılar.

İşte şu kadar kişi’ diyerek bunun propagandasını

yaptılar.

MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz bile o tarihlerde

gidip Bank Asya önünde destekte bulunmamışmıydı?

Ne çabu unutuldu o günler.

İşte kimi gidip 50-100 lira gibi sembolik rakamlar

yatırarak, kimi gidip kapı önünde durarak,

kimi de o bankadaki hesaplarını kapatmayarak

- protokollerini sonlandırmayarak destekte

bulunmuş oldu.

İsteyerek ya da istemeyerek, bilerek ya da

bilmeyerek bu hain örgüte şöyle ya da böyle

destek verilmiştir.

Benim şahsi düşünceme göre o tarihlerde

Belediye Başkanlığı hemen bir karar alıp, bu

banka ile ilgili protokolü feshettiğini tüm kamuoyuna

duyurmalı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin

yanında yer aldığını ilan etmeliydi.

Başkan Çoban, ‘Belediye Kuşu’nun bana

yanlış bilgi getirdiğini söylemiş açıklamasında.

Yanılıyor Başkan Çoban.

İşte o bilginin yanlış olmadığı ortaya çıktı.

Bizzat Başkan Çoban’ın kendi açıklamasıyla...

Amacımız kimseyi yargılamak, suçlu ilan

etmek falan değil.

Ama...

Kamu memuru olarak görev yapanların,

kamu kurum ve kuruluşlarının ve AK Partinin’de

çifte standart’ uygulamaması gerektir.

Nasıl ki, Savcılık ve Mahkemeler karşılarına

gelen şüphelilere AK Partili mi, değil mi diye

bakmadan eşit muamele ediyorsa;

Kamu kurum ve kuruluşları ile AK Partide

aynı ‘eşit’ muameleyi yapmalıdır.__

Editör: Haber Merkezi