AKÜ’den açıklama..

21.12.2017 tarihinde yayınlanan köşe yazısına karşılık açıklama yazımız ekte sunuldu. Bu açıklama yazımızın yazıyı yayınladığınız www.afyonzafer.net isimli sitenizde aynı yerde ve büyüklükte olmak üzere yayınlamanızı talep ediyoruz. Köşe yazısı suç isnadı içermekte ve kamuoyu nezdinde olumsuz bir algı oluşturacak nitelikte olup açıklama metni hazırlanması uygun görüldü.

İşbu açıklama yazımızın internet sitesinde yayınlanmasını AKÜ Rektörlüğü ve rektörümüz Prof. Dr. Mustafa SOLAK ın kişilik haklarının ihlalinin önlenmesi açısından önemsiyoruz.

Açıklama yazımızın yayınlanmaması halinde gerekli başvuru yollarına gidileceğini belirtiriz.

İyi çalışmalar...

Av. Nurşen ÖZGÜL/AKÜ Hukuk Müşaviri

*******

İnternet ortamında yayın yapan www.afyonzafer.netisimli sitede 21.12.2017 tarihinde Kemal HORZUM tarafından yazılmış “AKÜ Tıp Fetö Yargılamaları…” başlıklı bir köşe yazısı yayınlanmış ve içeriğinde; Üniversite Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa SOLAK için hakaret ve iftira niteliğinde ifadeler kullanılmıştır. FETÖ soruşturmaları kapsamında yargılaması yapılan yapı mensubu bir takım kişilerin hezeyanlarından yola çıkılarak hazırlanan yazı; Temel İnsan Hakları ve Basın Ahlakına açıkça aykırıdır. Kamuoyumuz nezdinde olumsuz bir algı ve kavram karmaşasına yol açacak nitelikte bulunan habere karşılık doğru bilgi verilmesi ve gerekli açıklamanın yapılmasıÜniversite Rektörlüğümüz tarafından uygun görülmüştür.

15 Temmuz 2016 darbe kalkışması ile FETÖ/PDY/Terör Örgütleri tarafından T.C. Devletine karşı bir silahlı girişimde bulunulmuş, bu şekilde Anayasal düzenimiz ve Milli Güvenliğimiz tehdit edilmiştir. Bu hain darbe girişimi karşısındamilletçe topyekûn bir duruş sergilenmiş, devletimizi ve milletimizi hedef alan bu kalkışma karşısında tüm dünyaya örnek teşkil edecek bir demokrasi dersi verilmiştir. Bu yaşanan süreç akabinde ülke genelinde geçerli olmak üzere Bakanlar Kurulu kararı ile OHAL ilan edilmiş, FETÖ/PDY/Terör Örgütleri ile mensubiyet, üyelik, iltisak veya irtibat bağı bulunan kişi veya oluşumlar hakkında soruşturma işlemleri başlatılmış ve devam eden tüm tehdit unsurlarının ortadan kaldırılabilmesi için gerekli tedbirler alınmıştır.

AKÜ Rektörlüğü tarafından; ilk olarak 17/25 Aralık 2013 operasyonları (ilk darbe kalkışması) sonrasında ve özellikle Milli Güvenlik Kurulunca malum yapı için "legal görünümlü illegal örgüt" tanımlaması yapıldıktan ve Sayın Cumhurbaşkanının açıklama ve uyarılarından sonra üniversite içerisinde gerekli her türlü tedbir alınmış ve malum yapı ile alakası bulunan akademik ve idari personellerin -yetki ve görev dâhilinde-pasifize edilmesi sağlanmıştır.Ancak bu noktada unutulmamalıdır ki; üniversite rektörlüğü bir kamu kurumu olup, bağlı bulunulan mevzuat düzenlemeleri çerçevesinde ve doğrultusunda, idarilik ve kanunilik prensibince yönetilmektedir.

“AKÜ Tıp Fetö Yargılamaları…” başlıklı yazı içeriğinde; hâlihazırda yargılaması devam eden bir yapı mensubu kişinin ifadelerine yer verilmiş ve doğru bir bilgi kaynağı olarak itibar edilerek Üniversite Rektörümüz açıkça suçlanmıştır. Aynı yazının başında; üniversite nezdinde 170’e yakın personelin ihraç edildiği belirtilirken, diğer taraftan Üniversite rektörümüz Prof. Dr. Mustafa SOLAK’ın malum yapıya destek verdiği gibi bir tezat içine düşülmüştür. Dolayısıyla yazarın ifadeleri kendi içinde çelişkili ve tutarsızdır. Zira FETÖ yapılanmasına destek olunması halinde ihraç kararı verilen personel sayısının bu rakama ulaşması mantık silsilesine aykırıdır.

Aynı yazı içeriğinde; FETÖ mensubu bulunan ve hâlihazırda yargılanan bu kişinin üniversitede 2012 yılında dekan yapıldığı, 2015 yılı sonuna kadar görevine devam ettiği ve bu durumun baş müsebbibinin üniversite rektörümüz Prof. Dr. Mustafa SOLAK olduğu iddia edilmiştir. Bu ifadeyi talihsiz bir açıklama olarak görsek de; kamuoyunda oluşacak algı düşünüldüğünde sonuçları açısından ciddiyet arz ettiği ortadadır. Nitekim yazar tarafından bilinmeyen bir nokta var ki; üniversite kurumları bağlı bulunduğu 2547 sayılı YÖK Kanunu ve diğer ilgili mevzuat dairesinde yönetilmekte ve idare işlemleri bu mevzuat doğrultusunda tesis edilmektedir.2547 sayılı kanun ve kanuna dayanılarak çıkartılan Akademik Teşkilat Yönetmeliği uyarınca dekanlar; YÖK Başkanlığı tarafından atanmakta, üniversite rektörlüğü tarafından görevden alınması mümkün bulunmamaktadır. Ancak istifa etmesi halinde dekanlık süresi içerisinde görev değişimi yapılabilmektedir.

Yazı kapsamında ayrıca yargılaması devam eden öğretim üyesinin; dekanlık görevi sona erdikten sonra anabilim dalı başkanlığı görevine 15 Temmuz Darbe Kalkışmasına kadar devam ettiği ifade edilmiş, bu durumun da Üniversite rektörü Prof. Dr. Mustafa SOLAK vasıtasıyla mümkün olduğu ima edilmiştir. Ancak yine yukarıda belirttiğimiz 2547 sayılı YÖK Kanunu ve Akademik Teşkilat Yönetmeliğine bakıldığında; anabilim dalı başkanının, anabilim dalında görevli öğretim üyesi ve elemanları tarafından seçildiği açıkça görülmektedir. Hal böyle iken; söz konusu işlemlerde hiçbir dahli bulunmayan üniversite rektörünün tek ve doğrudan yetkili bir kişi gibi gösterilmesi, gerçeğe aykırıdır. Her hangi bir araştırma yapılmadan FETÖ kapsamında yargılanan bir kişinin sözlerine itibar edilerek ve hiçbir somut bilgi ve belge olmadan bu yazının kaleme alınması ve servis edilmesi basın ahlakına yakışır bir tutum değildir.

Yazar, haksız ve mesnetsiz suçlamalarını yöneltirken FETÖ/PDY sürecini 17/25 Aralık 2013 öncesine taşımış, FETÖ mücadelesinde milat olan bu tarihten önce devletin emniyet ve adli teşkilatlarında gerek örgüt gerekse örgüt mensupları hakkında hiçbir işlem yapılmayan kişilerle ilgili olarak üniversite rektörlüğümüzün tedbirli davranması ve bu şekilde işlem yapması beklenmiştir. FETÖ ile bağlantılı olduğu tespit edilen kişiler ile ilgili adli işlemler 15 Temmuz Darbe Kalkışması ardından gerçekleşmiş ve belirli kriterler dairesinde inceleme yapılmak suretiyle deliller toplanmıştır. Adli makamlar ve Emniyet Müdürlüğü tarafından bu deliller tüm kamu kurum ve kuruluşlarına bildirilerek gerekli işlemlerin yapılmasında yardımcı olunmuştur. Dolayısıyla bu süreç öncesinde haklarında her hangi bir adli inceleme bulunmayan kişiler ile ilgili olarak Üniversite yönetiminin inceleme yapması ve kişilerin özel hayatına müdahale etmesinin mümkün olmadığı herkesin malumudur. Kaldı ki; üniversite yönetiminin tedbirsizlikle suçlandığı söz konusu dönemde Üniversitelere personel alımlarında Güvenlik Soruşturması yapılması yetkisi de verilmemiştir. Güvenlik Soruşturması yetkisi 675 sayılı OHAL KHK sı ile getirilmiş ve FETÖ bağlantısı bulunan kişilerin kamu görevlerine girmesinin engellenmesi amaçlanmıştır. Üniversite Yönetimimiz, bu yetki düzenlemesi sonrasında güvenlik soruşturması işlemlerini hassasiyetle yürütmekte, gelen sonuçların değerlendirmesi bir komisyon eliyle yapılmakta ve tereddüt yaşanan personeller ile ilgili olarak rektörlük makamınca yeniden güvenlik soruşturması emri verilmektedir.

“AKÜ Tıp Fetö Yargılamaları…” başlıklı yazı kapsamında; Üniversite rektörümüz Prof. Dr. Mustafa SOLAK FETÖ örgütü ile irtibatlı bir kişi olarak gösterilmeye çalışılmış ve basın gücünün arkasına saklanılarak hiçbir dayanağı bulunmayan iddialarla masumiyeti ve kişilik hakları zedelenmiştir. Önemle belirtmek isteriz ki; FETÖ mensuplarınca BİMER, CİMER ve idari davalar yoluyla üniversite rektörlüğümüz sürekli yıpratılmaya çalışılmış ve her fırsatta üniversite yönetimine ultimatom verircesine listeler gönderilmiş, istedikleri kişilerin akademik kadrolara getirilmesi istenmiştir. Üniversite rektörümüz Prof. Dr. Mustafa SOLAK önderliğinde üniversite yönetimimizce malum yapı tarafından verilen listelere itibar edilmemesi ve isteklerinin yerine getirilmemesi sonrasında üniversite aleyhine davalar açılmış, ellerinde bulunan tüm yetkilerin kullanılması suretiyle rektörlük makamı ve üniversite yönetiminin görevini yapması engellenmeye çalışılmıştır.Yazı kapsamında ifadelerine dayanılarak üniversite rektörümüzün karalandığı FETÖ tutuklusu A.S. isimli kişi tarafından da Afyonkarahisar İdare Mahkemesinde dava açılmış; (Afyonkarahisar İdare Mahkemesi 2015/952 E. 2016/394 K.) bu dava kapsamında FETÖ yapılanmasının talep ettiği isimlere yer verilmeden, liyakat ölçüsünde gerçekleştirilen kadro ilan işleminin iptali talep edilmiştir. Sırf bu olay üniversite rektörümüz ve üniversite yönetiminin FETÖ mensubu akademisyenlere yardımcı olmadığının ve kadrolaşmalarının önünün açılmadığının açık bir göstergesidir.

Kamuoyumuzun doğru bilgilendirilmesi amacıyla ve FETÖ/PDY Soruşturmalarında tüm gayretin ve hassasiyetin gösterilmesine karşın üniversite rektörümüz Prof. Dr. Mustafa SOLAK ve üniversite yönetimimiz ile ilgili farklı bir izlenim yaratılmasının önüne geçilmesi için AKÜ Rektörlüğü tarafından bu açıklamanın yapılması ve www.afyonzafer.net isimli sitede yazının yer verildiği aynı köşede yayınlanması talebinde bulunulması uygun görülmüştür.

AKÜ REKTÖRLÜĞÜ

Web sitenizde 21 Aralık 2017 tarihinde yayınlanmış olan "AKÜ Tıp Fetö Yargılamaları.." başlıklı köşe yazısı ile ilgili Afyon Kocatepe Üniversitesi'nin cevap metni ekte bilgilerinize sunulmuştur. Cevap hakkı kapsamında sitenizde yayınlanmasını rica ederiz.

Afyon Kocatepe Üniversitesi
Rektörlüğü

AFYONZAFER.NET İSİMLİ WEB SİTESİ SAYIN YETKİLİSİNE

İnternet ortamında yayın yapan www.afyonzafer.net isimli sitede 21.12.2017 tarihinde Kemal HORZUM tarafından yazılmış olan “AKÜ Tıp Fetö Yargılamaları…” başlıklı bir köşe yazısı yayınlanmış ve içeriğinde; Üniversite Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa SOLAK için hakaret ve iftira niteliğinde ifadeler kullanılmıştır. FETÖ soruşturmaları kapsamında yargılaması yapılan yapı mensubu bir takım kişilerin hezeyanlarından yola çıkılarak hazırlanan yazı; Temel İnsan Hakları ve Basın Ahlakına açıkça aykırıdır. Kamuoyu nezdinde olumsuz bir algı ve kavram karmaşasına yol açacak nitelikte bulunan habere karşılık doğru bilgi verilmesi ve gerekli açıklamanın yapılması Üniversite Rektörlüğümüz tarafından uygun görülmüştür.

15 Temmuz 2016 darbe kalkışması ile FETÖ/PDY Terör Örgütü tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı bir silahlı girişimde bulunulmuş, bu şekilde Anayasal düzenimiz ve Milli Güvenliğimiz tehdit edilmiştir. Bu hain darbe girişimi karşısında milletçe topyekûn bir duruş sergilenmiş, devletimizi ve milletimizi hedef alan bu kalkışma karşısında tüm dünyaya örnek teşkil edecek bir demokrasi dersi verilmiştir. Bu yaşanan süreç akabinde ülke genelinde geçerli olmak üzere Bakanlar Kurulu kararı ile OHAL ilan edilmiş, FETÖ/PDY Terör Örgütü ile mensubiyet, üyelik, iltisak veya irtibat bağı bulunan kişi veya oluşumlar hakkında soruşturma işlemleri başlatılmış ve devam eden tüm tehdit unsurlarının ortadan kaldırılabilmesi için gerekli tedbirler alınmıştır.

AKÜ Rektörlüğü tarafından; ilk olarak 17/25 Aralık 2013 operasyonları (ilk darbe kalkışması) sonrasında ve özellikle Milli Güvenlik Kurulunca malum yapı için "legal görünümlü illegal örgüt" tanımlaması yapıldıktan ve Sayın Cumhurbaşkanının açıklama ve uyarılarından sonra üniversite içerisinde gerekli her türlü tedbir alınmış ve malum yapı ile alakası bulunan akademik ve idari personellerin -yetki ve görev dâhilinde- pasifize edilmesi sağlanmıştır. Ancak bu noktada unutulmamalıdır ki; Üniversite Rektörlüğü bir kamu kurumu olup, bağlı bulunulan mevzuat düzenlemeleri çerçevesinde ve doğrultusunda, idarenin kanunilik prensibince yönetilmektedir.

“AKÜ Tıp Fetö Yargılamaları…” başlıklı yazı içeriğinde; hâlihazırda yargılaması devam eden bir yapı mensubu kişinin ifadelerine yer verilmiş ve doğru bir bilgi kaynağı olarak itibar edilerek Afyon Kocatepe Üniversitesi ve Üniversite Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa SOLAK doğrudan ve açıkça hedef alınmıştır. Aynı yazının başında; üniversite nezdinde ihraç edilen personellerin sayısında bile kamuoyu yanıltılmış ihraç edilen personel sayısı 170 olarak belirtilmiştir. Oysa ki; bugünkü tarih itibariyle 92’si akademik 26’sı idari olmak üzere toplam 118 kişi ilgili mevzuat kapsamında ihraç edilmiştir.

Söz konusu kişi tarafından Üniversitemiz Rektörlüğünün örgüt ile mücadele konusunda yetersiz olduğu vurgulanırken diğer taraftan da 170 personelin ihraç edildiği beyan edilmiş, böyleliklegerçeği yansıtmayan abartılı bir rakam verilerek olumsuz algı oluşturulmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla yazarın ifadeleri kendi içinde çelişkili ve tutarsızdır.

Aynı yazı içeriğinde; FETÖ mensubu bulunan ve hâlihazırda yargılanan bu kişinin üniversitede 2012 yılında dekan yapıldığı, 2015 yılı sonuna kadar görevine devam ettiği ve bu durumun baş müsebbibinin Üniversite Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa SOLAK olduğu iddia edilmiştir. Bu ifadeyi mesnetsiz, gerçeğe aykırı bir açıklama olarak görülse de; kamuoyunda oluşacak algı düşünüldüğünde sonuçları açısından ciddiyet arz ettiğinden bu konuda da açıklama yapma ihtiyacı hasıl olmuştur. Nitekim yazar tarafından bilinmeyen bir nokta vardır ki; üniversite kurumları bağlı bulunduğu 2547 sayılı YÖK Kanunu ve diğer ilgili mevzuat dairesinde yönetilmekte ve idare işlemleri bu mevzuat doğrultusunda tesis edilmektedir. 2547 Sayılı Kanun ve kanuna dayanılarak çıkartılan Akademik Teşkilat Yönetmeliğinin 8. maddesi uyarınca ‘dekanlar; Yükseköğretim Genel Kurulu tarafından atanmakta, üniversite rektörlüğü tarafından görevden alınması mümkün bulunmamaktadır. Ancak istifa etmesi halinde dekanlık süresi içerisinde görev değişimi yapılabilmektedir.’

Yazı kapsamında ayrıca yargılaması devam eden öğretim üyesinin; dekanlık görevi sona erdikten sonra anabilim dalı başkanlığı görevine 15 Temmuz Darbe Kalkışmasına kadar devam ettiği ifade edilmiş, bu durumun da Üniversite rektörü Prof. Dr. Mustafa SOLAK vasıtasıyla mümkün olduğu ima edilmiştir. Ancak yine yukarıda belirtildiğiüzere 2547 sayılı YÖK Kanunu ve Akademik Teşkilat Yönetmeliğinin 16. maddesine bakıldığında; anabilim dalı başkanının, anabilim dalında görevli öğretim üyesi ve elemanları tarafından seçilir ve ilgili fakültenin dekanı tarafından atanır’ hükmü gayet açık iken ve Üniversite Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa SOLAK dahlibulunmazken tek ve doğrudan yetkili bir kişi gibi gösterilmesi açıkça gerçeğe aykırıdır.Her hangi bir araştırma yapılmadan FETÖ kapsamında yargılanan bir kişinin sözlerine itibar edilerek ve hiçbir somut bilgi ve belge olmadan bu yazının kaleme alınması ve servis edilmesi basın ahlakına yakışır bir tutum değildir.

FETÖ ile bağlantılı olduğu tespit edilen kişiler ile ilgili adli işlemler 15 Temmuz Darbe Kalkışması ardından gerçekleşmiş ve belirli kriterler dairesinde inceleme yapılmak suretiyle deliller toplanmıştır. Adli makamlar ve Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan titiz çalışmalar neticesinde bu deliller tüm kamu kurum ve kuruluşlarına bildirilerek gerekli işlemlerin yapılmasında yardımcı olunmuştur. Yazar tarafındanÜniversite Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa SOLAK suçlandığı söz konusu dönemde Üniversitelere personel alımlarında Güvenlik Soruşturması yapılması konusunda herhangi bir mevzuat hükmü yoktu. Güvenlik Soruşturması yetkisi 675 sayılı OHAL KHK’sı ile getirilmiş ve FETÖ bağlantısı bulunan kişilerin kamu görevlerine girmesinin engellenmesi amaçlanmıştır. Üniversite Yönetimimiz, bu yetki düzenlemesi sonrasında güvenlik soruşturması işlemlerini hassasiyetle yürütmekte, gelen sonuçların değerlendirmesi bir komisyon eliyle yapılmakta ve tereddüt yaşanan personeller ile ilgili olarak rektörlük makamınca yeniden güvenlik soruşturması yaptırılmaktadır. Bu durum göstermektedir ki Üniversitemiz emniyet ve adli makamlar ile işbirliğini her zaman koruyarak örgüt ile mücadelesini her daim diri tutmuş ve tutmaktadır.

“AKÜ Tıp Fetö Yargılamaları…” başlıklı yazı kapsamında; Üniversite Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa SOLAK ve Üniversite Yönetim Kurulu FETÖ örgütü ile irtibatlı olarak gösterilmeye çalışılmış ve basın gücünün arkasına saklanılarak hiçbir dayanağı bulunmayan iddialarla kurumun, rektörlüğün ve üyelerin özel ve tüzel kişilik hakları zedelenmiştir. Önemle belirtilmek gerekir ki; 17-25 Aralık süreci sonrasında net bir şekilde deşifre olan legal görünümlü illegal örgüte üye olan akademik ve idari personel hakkında Rektörlüğümüzce ivedilikle her türlü mücadele başlatılmıştır. İlk etapta söz konusu örgüt üyeleri süratle idari görevlerden uzaklaştırılmış Rektörlüğümüz bünyesinde oluşturulan komisyonlar vasıtasıyla gerekli tedbirler alınmıştır. Bu bağlamda söz konusu şahıslarca BİMER, CİMER ve idari davalar yoluyla üniversitemiz ve üniversite rektörlüğümüz sürekli yıpratılmaya çalışılmış ve sürecin baltalanması için büyük gayret sarf edilmiştir. Söz konusu örgütün tüm destekçileri, birlikte hareket ederek Üniversite yönetimine kendi anlayışlarına hizmet edecek kişilerin alımı ve unvanlarının yükseltilmesi konusunda yazılar göndermişlerdir. Kayıtlarımızda da yer alan bu yazılar ile sürekli baskılar yaratmaya çalışmış olsalar da Üniversite Yönetimimizce 2547 Sayılı kanunun amir hükümleri dışında hiçbir işlem yapılmamıştır. Üniversite Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Mustafa SOLAK önderliğinde üniversite yönetimimizce malum yapı tarafından verilen listelere itibar edilmemesi ve isteklerinin yerine getirilmemesi sonrasında üniversite aleyhine davalar açılmış, ellerinde bulunan tüm yetkilerin kullanılması suretiyle rektörlük makamı ve üniversite yönetiminin görevini yapması engellenmeye çalışılmıştır.Yazı kapsamında ifadelerine dayanılarak Üniversite Rektörümüzün karalandığı FETÖ tutuklusu A.S. isimli kişi tarafından da Afyonkarahisar İdare Mahkemesinde dava açılmış; (Afyonkarahisar İdare Mahkemesi 2015/952 E. 2016/394 K.) bu dava kapsamında FETÖ yapılanmasının talep ettiği isimlere yer verilmeden, liyakat ölçüsünde gerçekleştirilen kadro ilan işleminin iptali talep edilmiştir. Sırf bu olay bile Üniversitemiz Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa SOLAKve üniversite yönetiminin FETÖ mensubu akademisyenlere yardımcı olmadığının ve kadrolaşmalarına izin verilmediğinin açık bir göstergesidir.

Kamuoyumuzun doğru bilgilendirilmesi amacıyla ve FETÖ/PDY Soruşturmalarında tüm gayretin ve hassasiyetin gösterilmesine karşın üniversite rektörümüz Prof. Dr. Mustafa SOLAK ve üniversite yönetimimiz ile ilgili farklı bir izlenim yaratılmasının önüne geçilmesi için AKÜ Rektörlüğü tarafından bu açıklamanın yapılması ve www.afyonzafer.net isimli sitede yazının yer verildiği aynı köşede yayınlanması talebinde bulunulması uygun görülmüştür.

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ