MENDERES’İN KAYNAĞI’NDAN-----RAİF ÖZTÜRK

RAHMETLE ANDIKLARIMIZ
DİNAR’IN YAZAR VE ŞAİRLERİ

8. Şair Mustafa Çağlaşan (Menderes Hoca)

                                                
               
Merhum Şair, 1901 yılında Dinar’da dünyaya gelmiştir. Dinar’da Zükur Mecidiye ilk mektebini bitirmiştir.1917 yılında Afyonkarahisar Muallim Mektebine girmiş ve 1921 yılında öğretmen olarak mezun olmuştur. İlk tayini Dinar’a, okuduğu ilkokula yapılır. Burada çalışırken Kurtuluş Savaşı sürmektedir. Yazar, 28 Ağustos 1922 tarihinde askere alınır. İstanbul Harp okulundan Yedek subay olarak terhis olur. 

Asker dönüşü Dinar’a atanır. Sandıklı, Emirdağ, Bolvadin, Dinar ve Dazkırı’nın pek çok köyünde öğretmenlik ve Başöğretmenlik yapar. Onun her gittiği köyde ilk işi imece usulü ile okul yaptırmak olur. Çünkü köylerde doğru dürüst okul yoktur. Çileli, fakat başarılı bir öğretmenlik hayatı vardır. Bir süre Dinar’ın merkezinde de çalışır. 1962 yılında emekli olur, emekli olduktan sonra çok sevdiği Dinar’da yaşar. 1987 yılında da vefat eder, Dinar Asri mezarlıkta toprağa verilmiştir.

Mustafa Çağlaşan’ı (Menderes Hoca)  tanıtmak zordur. Onu tanıtmaya ne sayfalar yeter, ne de benim kalemim kifayet eder. Müstesna bir şahsiyet… Her insanın, her şehrin, her ülkenin, her milletin bir hikâyesi vardır. Biz O’nun hikâyesine sadece dokunup geçeceğiz.

   Mustafa Çağlaşan (Menderes Hoca) 1901 yılında Dinar’da doğmuş, Osmanlı mekteplerinde okumuş, 1917 yılında Afyon’da açılan Karahisar Muallim Mektebinde dört yıl okuyarak öğretmen olmuştur. Başarılı, şerefli ve bir o kadar da çileli tam 43 yıllık bir meslek hayatı vardır. Afyon’un hemen her ilçesinde onlarca köyde çalışmış. Yolu, suyu, okulu, sırası olmayan kıraç, bakımsız, viran Anadolu köylerinde şevkle, heyecanla çiçekler açtırmış, her gitti köyde, köylüyü arkasına takmış,  imece usulü ile okul yaptırmıştır. Köyün köylünün dertlerine dermen olmaya, köyde cumhuriyet coşkusunun sesi, cumhuriyet aydınlığının ışığı olmaya çalışmıştır. Başarmış, takdirler almış; fakat bütün bunlara rağmen bir yerde uzun süre kalamamış, arka arkaya sürgün gibi tayinler görmüştür. Bütün buna rağmen hayata, devlete küsmemiş; meslek aşkı, cumhuriyet coşkusu, masum, ışığa âşık köy çocukları O’nun heyecan ve yaşama kaynağı olmuştur. Her gittiği köyde işe yeniden, yeni bir aşkla başlamıştır. Öğretmen, Başöğretmen, Gezici Başöğretmen; Kurs Hocalığı gibi Ünsanlar; amirlerinden örnek eğitimci takdirnameleri almış, ancak talihsizliğin elinden kurtulamamış, köyden köye göç sarmış durmuştur.

   1960 sonrası hayatı, bir başka çiledir. Soyadı kanunu çıktığında, doğduğu ve çok sevdiği Dinar’dan doğan “Menderes” Nehrine istinaden aldığı “Menderes” soyadı yüzünden hem kendisi, hem ailesi sıkıntılar yaşamış, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüştür. Soyadını “ÇAĞLAŞAN” olarak değiştirerek, maddi, manevi çileden kurtulmaya çalışmıştır..

    Şair Dazkırı Kızılören Köyü’nde çalışırken 1932 yılında, köyün imamı Aksekili Molla Ahmet’in kızı Pembe Hanım’la ile evlenmiştir..  Bu evlilikten, Gülgün (1934),  Birgi Yaşar (1941), Ahmet Yaşar (1947)  isimli üç çocuğu dünyaya gelmiştir.  Gülgün Çağlayan, rahmetlik gazete bayisi Besim Salman’ın eşi olup, şu anda Dinar’da yaşamaktadır. Gülgün Ablamız bugün 86 yaşındadır. Cumhuriyetçi-Atatürkçü babasının izinde; milli konularda hâlâ 18 yaşındaki genç kız heyecanı ile doludur.  Vatan ve millete biri subay, diğeri astsubay, iki erkek evlat yetiştirmiştir.

   Başarılı çileli bir hayat hikâyesi olan Mustafa Çağlaşan Hoca’nın çok takdir edilecek bir yönü de şairliğidir. Dinar şiir ikliminin ilk güçlü şairi olan Menderes Hoca, uzun yıllar milli bayramlarda okuduğu şiirlerle, hiçbir zaman kahramansız ve imansız kalmayan milletimizin ve Dinarlı hemşerilerinin duygularına tercüman olmuştur.  O; fedakâr, mütevazı,  milli seciyesi ve ruhu yüksek bir Türk aydını olmanın onuru ile yaşamıştır.. Şiirleri destansı, milli coşkunun, halk sezgisinin ve cumhuriyet aydınlanmasının gür ifadesi gibidir.  Şiirlerinde “Âşık Gönül” mahlasını kullanan şairin çok sayıda şiiri vardır. Şiirleri genelde üç tema etrafında yazılmıştır. Toplumsal konulu şiirler; Milli Duyguyu dile getiren şiirler; Bireysel temalı şiirler.

   Çok güçlü bir şiir diline sahip olan şair, şiirlerini Osmanlı Türkçesi ile yazmıştır. Bu şiirleri kendisi sağ iken yayımlayamamıştır. Vefatından sonra; Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi, Dinar Dostu Doç. Dr. Erol OGUR şiirlerini günümüz Türkçesine çevirmiştir. 2013 yılında Dinar Belediyesi Kültür Yayınlarından “DİNAR ŞAİRİ MENDERES HOCA” adıyla yayınlanmıştır.     320 sayfadan oluşan ve biz Dinarlılar için çok önemli olan bu kitabın ayrı bir hikâyesi vardır. Bu hikâyeyi burada anlatmayacağım, bunu “DİNAR DOSTU ŞAİR VE YAZARLAR” bölümümüzde ilerde gündeme getirip anlatmaya çalışacağım. Şimdilik şu kadarını söyleyeyim ki bu şiir kitabının başkahramanlarından biri, kitabın içindeki şiirlerin sahibi şair Menderes Hoca;  ikincisi şiirleri babasının vefatından sonra kendi gelinlik çeyiz sandığında saklayarak koruyan Gülgün Salman Ablamız, Üçüncüsü Osmanlı Türkçesi ile yazılmış olan şiirleri bir yıl emek verip günümüz Türkçesine çeviren ve  “DİNAR ŞAİRİ MUSTAFA HOCA” kitabını hazırlayan Dr. Erol OGUR ve dördüncüsü de; kitabın basımını sağlayarak, Dinarlı hemşehrilerimizle buluşturan Eski Belediye Başkanımız Saffet ACAR’dır. Bu şiirlerin gelin çeyiz sandığından çıkması, kitaplaşması ve halkla buluşmasına vesile olanlar da dâhil emeği geçenlere ilçem adına şükranlarımı sunuyorum.

   “Dinar Şairi Menderes Hoca”yı rahmetle anıyor, ruhunun şad, mekânının cennet olmasını temenni ediyorum. Değerli şairimizin Dinar’ımıza emaneti olan muhterem Gülgün (Salman) Abla’mıza da sağlıklı uzun ömürler diliyorum. Saygılarımla.. 09.07.2020