Mehmet DEMİRHÜYÜK

[email protected]
 
 
 
                                         ELVEDA ŞEHİDİM
 
İzne geldiğimde bir havlu gördüm muhtar odasında. Birden o gün canlandı gözümde. Hatırlar mısın Muhtar emmi? yağız delikanlı olacak büyüyünce diye severdin beni. Dayımın mevlüdünde ,devlet gençlerden asker,polis alacakmış diye söyleyince yüreğim üveyik gibi pır pır etmişti.   
Müjde müjde diye koşa koşa bizim eve kadar getirmiştin “kazandı”kağıdımı. Müjdene vereceğimiz değerli bir şeyimiz yoktu. Adettendir dedi anam, hayırlı haber getirene hediye verilir. Çeyiz sandığında sakladığı işlemeli havlusunu vermişti.
O gün yüreğimin üveyik gibi pır pır edişine anlam verememiştim ya; son çatışmada hain kurşunun acısından sonra elimde şakağımdan akan kanın sıcaklığını hissedince anladım. Oğlumun kokusunu duydum o an. Yakaza hali gibi bir şey oldu ve zihnimden şu cümleleri hayalimde postaladım.
 
Aslan oğlum güzel kızım sizi şehit oğlu, şehit kızı diye ananons edecekler kürsülerden. Afilli salonlarda resminizi babanın yanına asacaklar. Protokol masasında oturtacaklar belki. Kimse senin yüreğine dokunamayacak yetimliğinin acısını azaltamayacak. Baban gibi başını okşayıp “yavrum” diyemeyecek.Aslan oğlum güzel kızım Elveda.
    
Ey Milletim! Ey bekası için can verdiğim devletim! Elveda.
Ey varlığı için şehit olduğum vatanım, bayrağım! Elveda.
Bir kahpe kurşunla kaybolan gençliğim. Yeşermeden solan ümitlerim, hayallerim. Elveda.
 Ey yüzünü görmediğim kalp atışlarını dinlediğim yavrucağım. Elveda.
“Her zorluğa katlanırım, senin yokluğun hariç” diyen fedakar eşim,hayat arkadaşım. Elveda.
Hep diyordun ya, “aşkım sende bir şey var bu aralar dalıp dalıp gidiyorsun.” Hep yorgun görünüyorsun. Demek son zamanlarda içine çöken hüzün yersiz değilmiş. O yorgunluk sonsuz istirahatin habersiymiş gülüm. Dünyanın geçici yorgunluklarına  Elveda.
Canım, hayat-ı refikam; Sana hayal ettiğin istediğin hayatı veremedim biliyorum. Allah şahit sen bu mahrumiyetten hiç şikayet etmedin.
Ben senden razıyım Allah da senden razı olsun.
Dünyalık için mihnet etme kimseye boyun bükme gülüm.
Çocuklarımız önce Allaha sonra sana emanet. Çocukların ve senin rızkını Allaha havale ediyorum. Allah kulunun rızkına kefildir biliyorum.
Umudunu kaybetme, Bu gün umutlarımızı  bir kurşunla söndürdü ölüm, sonsuzluk aleminde buluşmamıza vesiledir o kurşun bilesin gülüm. Yarim yarenim  Elveda.
Babam canım babam hep derdin ya; sizin mürüvvetinizi göreyim, ölsem gam yemem. Hayattayken anlayadım belki. Çocuklarının mürüvvetini görmek bir baba için ne kadar önemliymiş meğer. Mürüvvetini göremediğim oğlum, kızım Elveda.
Kurban olursan vatan için diye saçıma kına yakan anam. Üzülme desem de biliyorum yüreğin kan ağlayacak.Ayaklarını üşütme oğlum diye, yün çorap örerdin ya her yıl birkaç çift. Bana gerek kalmadı artık anacığım. Kendini toparladığında bizim tim deki arkadaşlara birer çift örüp gönderir misin?
 Burada Üşümek yok artık. Yorulmak yok artık. Üzülmeyesin ben burada üşümüyorum anacığım.
Her izne gelişimde ve dönüşümde elini öperken içime bir hüzün çökerdi.
 Ağlayışın, gitme oğlum istifa et, açmı kaldın açıktamısın deyişini, ana yüreğinin yufkalığıdır sanırdım. 
 Albayrağa sarılıp gelmek en büyük şeref benim için. Bu sefer elini öpmeden ayrılıyorum ne olur hakkını helal et. Cefakar anacığım.Elveda
Şark görevine giderken“Ölüme gitmiyor ya, vatana hizmet etmek mert,yiğit adamın işidir, ağlama hanım, oğlumuzla gurur duyuyoruz” demiştin buğulu gözlerle. Sarılıp ayrılırken bir daha göremeyeceğini hissetmiştin sanki. Öyle bir sarıldın ki şimdi anladım babacığım. O veda sarılmasıymış.
 Sert görünsende sen yufka yürekli bir adamdın biliyorum.  
Vatan sağolsun şehit babası olmak herkese nasip olmaz, dediğini duyar gibiyim. Ağladığını görmesinler diye gözlerini kaçıran, yiğitliği mertliği öğreten adam, canım babam Elveda.
Çocukken yarıştığım rakip gördüğüm, büyüdüğümüzde sırdaşım olan kardeşlerim, canlarım.
O günlerde derdim ya; ben büyüyünce asker yada polis olacağım uzaklara gideceğim. Siz nasıl olsa buralarda olursunuz diye.
Numaradan hasta olurdum küçükken, geceleri Annemle yatmak için.
Meğer ayrılışım erken olacakmış bu alemden. Meğer benim acelem varmış göçmek için. Meğer Anamın kokusunu doyasıya alamayacakmışım.
 Kusura bakmayın size hakkıyla ağabeylik yapamadım. Kardeşlerim canlarım. Elveda.
Top oynarken kazara camını kırdığım hacı teyze hakkını helal et. Elveda.
Bakkal amca senin hakkın illaki çok geçmiştir. Hakkını helal et. Elveda.
Öğretmenim senin hakkını nasıl öderim. Bu sene yirmi dört kasımda operasyondaydım arayamadım. Kusura bakma. Hakkını helal et. Elveda.
Çocukluk Arkadaşlarım. Gençlik sırdaşlarım, can dostlarım. Düğününe gelemediğim. Doğum gününde arayamadıklarım. Babası annesi öldüğünde baş sağlığı dileyemediğim kadim arkadaşlarım, dostlarım hakkınızı helal edin. Elveda.
Dünyadaki acılarımı ne çabuk dindi biranda. Üşüdüğümü hissetmiyorum artık.
 Fani dünya  Elveda.
Geldiğim bu yer ne güzel bir yer Allahım. Altından ırmaklar akıyor, herçeşit nimetle bezenmiş bu bağlar bahçeler, köşkler ne güzel.
Burada adetmiş her şehit köşküne yerleştikten sonra hoş geldin denir tebrik edilirmiş. 
Oda ne? Herkes ayağa kalktı kalabalık var, bir karşılama var sanki.
Kim geliyor acaba.
Önce Gül kokusu geldi buram buram.
Allahım o ne güzel bir sürpriz Efendimiz(sas) ve yanında ashabın büyükleri, sıddıklar, seyitler daha kimler kimler.  
Beni görmeye gelmişler. 
Aman Efendim(sas) ne zahmet ettiniz.
Efendiler Efendisi(sas) yaklaştı başımı okşadı ve hoş geldin dedi .
Ebedi hayatım Cennet komşularım Merhaba.