ÇANAKKALE (KADERİMİZİN YAZILDIĞI DESTAN)

 

“DUR YOLCU, BİLMEDEN GELİP BASTIĞIN,

BU TOPRAK, BİR DEVRİN BATTIĞI YERDİR.

EĞİL DE KULAK VER, BU SESSİZ YIĞIN,

BİR VATAN KALBİNİN ATTIĞI YERDİR.”

 

Yüce milletimiz, tarihin hiç bir döneminde devletsiz, bayraksız, imansız, kahramansız, zafersiz ve destansız olmamıştır. Ancak Çanakkale Zaferi’nin ve destanının tarihimizde ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Çanakkale Zaferi’nin yeri ve önemini kavrayabilmek için; 1912 balkan felaketi ile başlayıp, kurtuluş savaşımızın sonuna kadar devam eden yakın tarihimizi iyi bilmemiz gerekir.

Bu dönem Türk tarihinin en hazin hikâyeleri, fakat en az o kadar da şanlı kahramanlık destanlarıyla doludur. Ne yazık ki biz çocuklarımıza bu hazin hikâyemizi ve şanlı destanlarımızı yeterince öğretemedik.

Balkan felaketini yaşayan evladı Fatihalardan canını kurtarıp Anadolu’ya sığınanlar o acıyı hatırlamamak için çocuklarına yeterince anlatmadılar.

Balkan felaketlerinin yarasını sarmadan, saramadan girdiğimiz, Birinci Dünya Savaşı’nda tam yedi cephede savaşmak zorunda kaldık.

Anadolu’nun yağız delikanlıları Kafkasların dondurucu soğuğunda, Arabistan’ın-Yemen’in ve Sina’nın kızgın çöllerinde yoklukla, açlıkçıkla, susuzlukla mücadele ettiler.  İstek ve arzularına göre savaştıkları sözde dostlarımız Almanların ve din kardeşimiz Arapların ihanetini gördüler, eğilmediler, bükülmediler; fakat bitip tükendiler.

Balkanlarda nazlı Budin’i, şirin Üsküp’ü; Ortadoğu’da mübarek Mekke’yi, Medine’yi, Şam’ı, şanlı Bağdat’ı, can Kerkük ve Musul’u birer birer, Anadolu‘nun yağız delikanlılarını da biner biner kaybettik. Kafkaslara, yemen çöllerine koşan Anadolu’nun yağız delikanlıları geri dönmedi, dönemedi. Onlardan bize yalnız yemen ve Sarıkamış ağıtı kaldı.

Birinci Dünya Savaşı’nda, savaştığımız altı cephede bitip tükenirken,  Çanakkale cephesinde destanlar yazdılar. Çanakkale’de dünya Türk’ün imanlı göğsüne çarparak yüz üstü edildi ve Çanakkale’de tarihin en büyük destanını yazan kahramanlarımız bütün dünyaya Çanakkale geçilmez dedirttiler.

Bu yüzden Çanakkale Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temellerinin atıldığı bir destandır. Bundan sonraki zaferlerimiz, yani İnönü, Dumlupınar, Sakarya zaferleri aslında Çanakkale zaferimizin kutlama törenleri gibidir. Çünkü Çanakkale’de kaybetseydik, diğer zaferlerimiz, yani kurtuluş savaşımız olamazdı. İstanbul’da piknik yapmanın özlemini yaşayan emperyalist güçler, bu emeline ulaşmış olurlardı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurma fırsatı bulamazdık. semalarımızda ilahi Ezanlar susar, şanlı bayrağımız göklerde onur ve gururumuzu dalgalandıramazdı..

Bu yüzden Çanakkale zaferimiz tarihimizin en önemli zaferidir ve gerçek bir destandır. bu destanı yaratanların ruhları şad, mekanları cennet olsun!…

Saygılarımla…..