BAŞKAN YARDIMCISI (!) BARBAROS EFENDİ…

Öncelikle ifade edeyim, seni hiç tanımam.. Karşı karşıya hiç gelmedik, telefonla bile konuşmadık..

Senin usulsüz atanman, yanlış bordro düzenleyip fazla maaş alman, belediye imkanlarını kullanarak arsana su çektirmen, muhakkik raporunu keyfine göre düzenlemen, (belden aşağı konu olduğu için) açmadan es geçtiğim konularla ilgili iddialar bizi hiç ırgalamaz…

Konu yargıya intikal etmiş, kararı yüce yargı verecektir…

İdari durumun hakkındaki kararı ise belediye yetkilileri belirleyecektir.

Ancak, kanuna aykırı işlemler yaptığı belgelerle kanıtlanmış bir memurun göreve devam etmesine kim müsaade eder, hangi siyasi hangi cesaretle devreye girer, bilemem..   

Dün akşam fesbukta senin yazdığın ve avanelerinin yazdıklarını görünce bu yazıyı yazmak zorunda kaldım..

******

Önce bir"Üslup" tartışması yapalım.

"Üslup" Arapça bir kelimedir, "uslup"dan gelir.

Bozuk "üslup" meselesinde söz konusu olan kişi, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışan kimse o dur..

"Uslup"un başındaki "us" yani “akıl” yoktur..

Kalan sadece "lup"dur.

"Lup"un çekimi şöyledir:

Lup...

Lupçu...

Luplamak...

Göründüğü gibi "üslup" kelimesi bilmediğimiz farklı boyutlar içeriyor.

Üslup bozukluğu, döner dolaşır lup’a yansır…

Bir de bakarsınız ki:

Ayağına basılanlar "üslup"unu bozmuş...

O zaman çekimi tekrarlarız; lup, lupçu, luplamak, luppadanak…

*********

Gelelim fesbukta yazdıklarına…

Kabadayı avanelerinden biri diyor ki; “..Barbaros abi, bizi durdurduğun yeter, ne yapacaksak yapalım..”

Sen; “..her şeyin vakti var, sabır..”

Avanen: “o vakit geldiğinde Sandıklı korksun bizden..”

Sen; “bizler atımızı da, itimizi de iyi biliriz. Zamanı geldiğinde de, atımızı nallamasını, itimizi bağlamasını da biliriz..”diyorsun…

Ki, atı-iti bilmek, bilmemekten iyidir..

********

Ey fesbuk kabadayıları ve Barbaros Efendiii…

Aciz insanlar, zayıf karakterliler, korkaklar anca böyle yapar…

Isıracak olan, her kimi ısıracaksa…

Düşünür.. Eğer diş geçirebilecekse öyle ısırır…

Anlatabildi mi?


********* 

Sen, usulsüz düzenlenmiş bordrolarla 1000-1500 lira fazla maaşı tıkır tıkır alırken, senin çöpünü toplayan gariban belediye işçileri 6 ay 8 ay maaş alamadı.

Evlerine ekmek götüremeyen, çocuklarının yüzüne bakamayan oldu…

İşçiler, karda altı delik ayakkabıyla kar kürüyüp maaş alamazken sen, kendini uyduruktan il belediye başkan yardımcısı statüsünde gösterip her ay hak etmediğin maaşı gününde aldın…

Açtırma bayramlık ağzımı…

Tüpçüden başlar, 101 den çıkarım…

Belgelerle kanıtlanmış yediğin naneler varken, senin arkanda durabilecek  siyasi varsa, ona da,“Ortak mıydınız?”diye sorarım..

Anlatabildim mi?