YÜKSEK KATLI BİNALAR..

Muhtemelen sizin de, dikkatinizi çekmiştir: her geçen yıl apartmanlar, bir kat daha yükseliyor..
İl merkezinde de, ilçelerde de..
Geçenlerde dikkatimi çekti, tarlanın ortasında bir apartman...
Öyle baktım uzun uzun...
Öbür tarlanın ortasına kadar başka bina yok, dört bir yanı dümdüz arazi.
Tarladaki apartmanın birinin rengi pembe 4 katlı, diğeri mor 5 katlı..
Balkonları da var...
Oraya sevimli birer tek katlı ev yapmak varken, insan tarlanın ortasına niye apartman yapar?
Muhtemelen apartmanın kapısında telleri bağlı olmayan zil panosu da vardır, içinde kapıcı olmayan kapıcı dairesi de... Ve önünde iskemlede oturmuş apartman sahibi...
İnsan niye tarlaya apartman yapar?..
Belki parası vardır, sınıf atlamak istiyor, ama atlayamıyordur. O da kentteki en büyük şeyi getirdi tarlaya:
Apartmanı...
Dünyanın her yerinde kentlerde yer dar olduğu için, insanlar yan yana oturmak yerine üst üste otururlar.
Diyelim ki on katlı bir apartmanın duvarlarını kaldırın bir an; üst üste uyuyan yirmi kişi, üst üste mutfakta bulaşık yıkayan on kadın...
Tuvaletlerde üst üste...
İyisi mi koyun duvarları yerine...
İnsan niye geniş arazinin ortasına apartman yapar?..
O hangi özlemdir?..
Ben biliyorum; şehir planının imar salatasına dönüşmesinden, balkona çıktığında karşı apartmandakilerle birlikte yaşıyormuş gibi hissetmekten en önemlisi temiz hava soluyamamaktan..