ÜLKEMİZDE ENGELLİ VE ENGELLİ ÜZERİNDE RANT
1958 Kahramanmaraş Elbistan doğumluyum 1969 yılından buyana İstanbul fatih ilçesinin çapa semtinde yaşıyorum doğuştan her iki ayaklarımdan engelliyim. Benim çocukluk yıllarımda köylerde kırsal ve fakir bölgelerde engellileri toplayıp büyük şehirlere dilenmeye götürenler vardı. 
Halkımızın acıma duygusunun yüksek olması bu tüccarları gün geçtikçe çoğalttı. Bunu sokakta mendil satan çocuklar arkasında trafik ışıklarında cam silen çocuklar almaya başladı.
1990 yılından sonra özellikle güneydoğu gazileri yâda şehitleri adına hemen hemen her mahallede dernekler kurulup rantlar sağlandı. 
Bu duygu sömürüsünden daha büyük pastayı almayı planlayan birtakım cin fikirli kişiler ulusal kanallarda. Kurdukları dernekler adına yardım programları yapmaya. varoşlarda fakir köylerde yoksul yaşlı engelli kişileri bulup. Salya sümük ağlayarak bu kişilerin yaşadığı ortamları gösterip yiyecek giyecek yardımı yapıyoruz deyip hadi Türkiye ayağa kalk komşun açken sen tok yatamazsın. Deyip halkın duygularını sömürüp hatta birçok Avrupa 
Ülkelerin’dede şubeler kurarak. Yurtdışında gurbet hayatı yaşayan vatan özlemiyle her gün tükenen insanların kanını emerek trilyonları hiç eden holding kuranları bağrında barındıran bir ülkeyiz.
Son yıllarda yeni bir moda oldu reytingi yüksek olan ulusal kanallarda ülkenin önde gelen
Sanatçısı, siyasetçisi, gazetecisi ve sporcusunu toplayarak yine engelliler adına yardım toplayan profesyonelce kurulmuş derneklerin vakıfların sayısı artmaya başlıyor.
Burada bir benzetme yapmak istiyorum belgesellerde aslanlar avlanır karınlarını doyurur artakalanı da çakkallar, tilkiler ve leş kargaları yer. ?
İşte bu leş kargaları engelliler adına kurdukları derneklerde bir iktisadi işletme kurarak ilgili vergi dairesine de bir bildirimde bulunarak aldıkları vergi levhası ve perakende satış makbuzundan oluşan belgeleri ile aynı seri no su ile binlerce cilt sahte makbuz basarak. ulusal gazetelere ilan verilerek engelli derneğinde çalışacak prezantablı bayan aranmaktadır gazete ilanları ile gelen bayanlara bir dernek logosu olan tanıtım kartı ve kısa bir eğitimden geçirilerek işin laf ebeliğini kurnazlığını öğretip başlarına bir tanede çavuş verilerek günlük cirodan yüzde elli ile ilçe İlçe köy köy şehir şehir özel donanımlı minibüsle dolaşarak kapı kapı gezerek eline ne geçirmişse boyama kitabı kalem defter diş macunu cam bezi vs. engelliler adına yardım topluyoruz deyip halkı dolandırıyorlar.
yardım toplama kanunu na göre yardım toplayacak dernek vakıf yada kişiler bağlı bulundukları il dernekler müdürlüğüne müracaat eder hangi amaç için yardım toplayacaksa ona göre dernekler masası süreli izni verir yardımı toplamaya yetki olan kişinin bilgilerini içeren de vali imzalı tanıtım kartı verilir.
Ama bu dolandırıcılar dernek adına kurdukları iktisadi işletmelerin belgeleri ile ticaret yapmak yerine engelliyi zavallı gösterip birtakım dini söylemler söyleyerek vatandaşı yardım topluyoruz deyip engellileri istismar etmeye devam ediyorlar.
halkımız çok iyi niyetli bakıyor faça düzgün konuşma düzgün bir bay bir bayan gönüllü olarak fakir fukaraya yardım etmeye çalışıyorlar elini cebine atıyor gönlünde ne koptu ise çıkarıp veriyor
İşin püf noktası sorgulayan vatandaşlar olursa bağış makbuzu isterseler hemen elinde aynı sayıda yüzlerce basılmış perakende satış fişini kesip veriyor vatandaş da makbuz makbuzdur deyip alıyor.
Yeni bir rant kapısı da engelli sanat tiyatrosu engelliler adına ve yararına düzenlenmiş tiyatrolar. Bu uyanıklarda kolsentır kurarak Yada var olan bir kolsentır şirketlerine yüzde elli ile anlaşarak kurumları kuruluşları şahısları arayarak engelliler adına tiyatro biletlerini pazarlamaya başladılar. Biletlerin rakamları da hiç öğle küçük sayılmaz bir bilet 50 TL den başlıyor.düşünsenize günde 20-30 bilet satıldığını bu kadar küçük sayılarla bile elde edilecek rantı siz düşünün.
Peki bu saydıklarımıza kim dur diyecek diye sorgulamaya başladınız sanırım.
O halde sizleri aydınlatmaya çalışalım.
Yukarıda saymış olduğumuz nedenleri kullanarak bu sömürüyü yapanlara halkımız kesinlikle itibar etmemesi ve en yakın vergi dairesi yetkililerine suç duyurusunda bulunmaları,çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığının il temsilcilerine , şikayet bildirerek bu kişilerin sigortasız çalıştıklarını ihbar ederek ,bunların önüne geçilebilir bir nebzede olsa bu en azından ilk adım sayılabilir. Ülke genelinde tüm il ve ilçelerde ki yerel yöneticiler (valilikler,kaymakamlıklar,belediyeler,muhtarlar ve engelliler adına kurulmuş faaliyete olan dernekler)kendi bölgelerinde faaliyet gösteren basın aracılığı ile toplumu bilgilendirmelidir.
 
Ama temel sorun devletin bu anlamda önlem alması takip etmesi denetim birimlerinin çalıştırılmasıdır.
Türkiye cumhuriyeti sosyal devlet olduğunu her fırsatta savunan yasalara koyan hatta hazırlanan yeni anayasada olmasa olmaz maddelerde olan sosyal devlet gereğini yapmalı kendi yurttaşını birilerinin sızlayan vijdaı haline getirmemeli insani yaşam koşullarını oluşturmalı ve bu fırsatçılara fırsat vermemelidir.
Şükrü Boyraz
Türkiye sakatlar derneği genel başkanı
www.tsd.org.tr
Editör: Haber Merkezi