Tutumlu: “Demirkırkan, kendi partisini eleştiriyor”

CHP’nin değerli Merkez İlçe Başkanı Sayın Kemal DEMİRKIRKAN’ın yaptığı açıklama, içerik açısından bir cevap hakkı doğurmuştur.

Öncelikle Sayın Başkan’dan ‘Misak-ı Milli’ kavramını bilmesini ve bu çerçeve de açıklama yapmasını beklerdik. Çünkü ‘Misak-ı Milli’nin esasları Erzurum Kongresi’n de bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından çizilmiştir. 28.Ocak.1918 tarihinde de son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ın da kabul edilmiştir. 23.Nisan.1920’de BMM açılmış ve hemen ertesi günü yani 24.Nisan.1920’de Mustafa Kemal Paşa tarafından bu konuda hassasiyet belirtilmiştir.

Mustafa Kemal Paşa’nın bu ifadesi kendilerine de düstur olmalıdır. ‘Efendiler, bu hudut sırf askeri düşünceler ile çizilmiş bir hudut değildir; Hudud-u Milli'dir. Hudud-u Milli olarak tespit edilmiştir.’ (M. Kemal Atatürk, Söylev ve Demeçler, Cilt-1 4.b. Ankara: 1989, s.29)

Yine Atatürk, 1936 yılı TBMM´nin açış konuşmasında, "... Fransızlar ile aramızda senelerdir sürüp giden davanın neticelenmesinin zamanı gelmiştir" diyerek Hatay sorununa bizzat el koymuş ve vefatına kadar da yakından ilgilenmiştir. 2 Eylül 1938 günü toplanan Hatay millet Meclisi, daha önce Atatürk tarafından aday gösterilen Tayfur Sökmen´i Hatay Devleti Cumhurbaşkanı seçildi. Maalesef Atatürk’ün yaşarken göremediği Hatay’ın sınırlarımıza dahil olması vefatından sonra TBMM´de çıkarılan 7 Temmuz 1939 tarih ve 3711 sayılı yasa ile Hatay ili oluşturuldu. 

‘Yurtta barış, dünya da barış’ ilkesini hatırladanların CHP’nin kurucu Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerini ve dış politikasını daha iyi bilmesini beklerdik.

CHP’nin merhum Genel Başkan’larından Bülent Ecevit’in ve merhum Prof. Necmettin Erbakan’ın hükümet ettiği dönemde de Türkiye’nin ‘Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirdiğini kendilerine hatırlatmakta da fayda mülahaza ediyoruz.

Bu durumda, CHP merkez ilçe başkanının zaviyesinden bakarsak Mustafa Kemal Atatürk’de, Bülent Ecevit’te ‘yurtta barış, dünya da barış’ ilkesini anlamamış, hatta anlamamakla kalmamış aksine hareket etmişlerdir. Böyle bir durum söz konusu olamayacağına göre, CHP Merkez İlçe Başkanı’na Atatürk dönemi başta olmak üzere, Cumhuriyet dönemi dış politikasını yeniden okumasını tavsiye ederiz.

Gerçi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Hükümetin TBMM’ne getirdiği tezkereye ‘hayır’ oyu verileceğini açıklamasından (http://www.ntvmsnbc.com/id/25541708/ ) bir hafta kadar sonra, ‘Gelin askerimizin kara harekatını Kobani'nin kurtarılması ve IŞİD'in buradan püskürtülmesi hedefiyle kısıtlayalım.’ ( http://www.ntvmsnbc.com/id/25543099/ ) diyebilmesinin kafa karışıklığı Sayın Demirkırkan’a da sirayet etmiş olmalı… Sınır ötesi askeri harekat teklif etmenin ve Türk askerini oraya göndermenin ‘yurtta barış, dünyada barış’ ilkesinin neresiyle uyumlu olduğunu düşünmesini salık veririz.

Demek ki, Sayın Demirkırkan açıklamasının ilk bölümünde aslında CHP Genel Başkan’ları Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Bülent Ecevit ve mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyor.

Açıklamasında ki, ‘terör olaylarını iç politika malzemesi yapmak doğru değildir’ cümlesinden sonra yer alanlar da, aslında kendisinin nasıl iç politika malzemesi yaptığının kanıtı niteliğindedir.

Çözüm sürecinin başından bugüne kadar aşamalarının kamuoyu önünde gerçekleştiği herkesin malumudur.  

Çözüm adresi olarak gösterdiği TBMM’nin 10.Temmuz.2014 tarihinde çıkardığı 6551 no’lu kanunu bilseydi ve okusaydı, o cümleleri yazmazdı. (http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/07/20140716-1.htm)  Yine bu kanun çerçevesinde çıkartılan ve “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Kapsamında Yürütülecek Çalışmalara İlişkin Esaslar” ise 1.Ekim.2014 tarihli resmi gazete de yayınlanmıştır. (http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/10/20141001-24.htm)

Terörle mücadele ve barışın tesisi için gerekli tüm çalışmalar ilgili kanunlar da ve mevzuatta da görüldüğü gibi TBMM’nin ve kamuoyunun önünde yapılmaktadır.

Saygılarımızla…

 

Editör: Haber Merkezi