Parsak; "MHP'ye göre rejim değişikliği söz konusu değildir.”

MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, "Rejim değişikliği yapılıyor" eleştirileriyle ilgili, "MHP'ye göre rejim değişikliği söz konusu değildir. Rejimimiz cumhuriyettir. Buna ilişkin değişiklik teklifi yoktur. Rejim değişikliği değil, hükümet sistemi değişikliği, hükümet sistemi netleştirilmesidir. Bizim sistemimiz 1982'den beri parlamenter sistem mi yarı başkanlık mıdır çok da belli değildir" dedi.
 
TBMM Anayasa Komisyonunda anayasa değişikliği teklifiyle ilgili görüşmeler devam ediyor. MHP Afyonkarahisar Milletvekili Parsak, MHP adına söz aldı. Parsak, iki başlı yürütme sorununun 1982 Anayasası'ndan önce de var olduğunu belirterek, 2007 yılında Anayasa değişikliği ile birlikte çifte meşruiyet sorununun gündeme geldiğini ifade etti.
 
2007 yılında 367 garabetinin anayasa değişikliği ile sonuçlandığını söyleyen Parsak, Cumhurbaşkanı'nın halk seçimiyle birlikte tartışmaları aşan bir mahiyetin ortaya çıktığını ifade etti. Parsak, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçildikten sonra sorunun siyasi sorun haline geldiğini savundu.
 
Milliyetçi Hareket Partisi'ne yönelik 'falanca partinin arkasından gittiniz' eleştirilerine cevap veren Parsak, "Milliyetçi Hareket Partisi 47 yılın hiçbir döneminde hiçbir partinin benim söylediğim ama söylemekten imtina ettiğim halde bazı milletvekillerimizin hatırlattığı diğer sıfatların hiçbiri mahiyetinde davranmamıştır. Milliyetçi Hareket Partisi sadece ve sadece kendi doğrularını yapmıştır, varlık sebebinden kaynaklanan, tarihi sorumluluklarından kaynaklanan tutarlı, istikrarlı doğrularını yapmıştır. Bu doğrular kimi zaman A partisiyle, kimi zaman B partisiyle yan yana gelmiştir, bu gayet doğaldır. Bu, Milliyetçi Hareket Partisinin A partisinin, B partisinin vagonu, koltuk değneği, bastonu, yedek lastiği, vesairesi olduğu anlamına gelmez, bilakis, Milliyetçi Hareket Partisi'nin doğru yaptığını, diğer partilerin de o doğru etrafında o noktaya geldiğini belki işaret eder" ifadelerini kullandı.
 
Anayasa'nın ilk dört maddesinin 2011 yılında kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda milli ve üniter devlet konusunun tartışıldığını belirten Parsak, "Anayasa'nın Türk anayasası olduğu, Türk anayasasının ilk 4 maddesi, ilk 4 maddeye hakim olan milli ve üniter devlet ilkesi, milli ve üniter devlet ilkesinin yansımaları olan 42'nci maddedeki eğitim dilinin Türkçe olduğu, 66'ncı maddedeki Türk vatandaşlığı, 127'nci maddedeki yerel yönetimlerde özerkliğin söz konusu olamayacağı mahiyetindekiler tartışma konusu değildir. Hükümet sistemi odaklı bir tartışma yapılmıştır burada. Hükümet sistemi odaklı bir tartışma da esasen kaçınılmaz bir tartışmadır. 1982 Anayasası'nın hükümet sistemi çerçevesinde başından itibaren tartışmalı olduğunu ifade ettim sözlerimin başında, o yetki sorumluluk dengesizliği itibarıyla özellikle. Bu durumun, ülkemizin çok sıkıntılı bir döneminde, Türk devletinin bekasının söz konusu olduğu bir dönemde, Türk milletinin birliğinin, beraberliğinin söz konusu olduğu bir dönemde. Türk milleti, Türk devleti kendi güvenliği için şu anda Suriye'de bir mücadele halinde. Irak'taki gelişmeleri hepimiz biliyoruz. Buradaki gelişmeler Kilis'ten, Diyarbakır'dan, Ankara'dan, İstanbul'dan ayrı okunmaz, değerlendirilmez. Bugün Türk devletinin güvenliğini, Türk milletinin güvenliğini sağlarken, başkent Ankara'nın, İstanbul'un güvenliğini sağlarken, Edirne'nin, Tekirdağ'ın güvenliğini sağlarken buralardan başlamak durumundasınız. Yapılmakta olan, yapılmaya çalışılan rejim değişikliğidir denilmeye çalışıldı, ifade edildi. Bu yaklaşımları da saygıyla dinledik, dikkatle dinledik, ben buna bir şey söyleyemem. Ben Milliyetçi Hareket Partisinin yaklaşımını söylerim.
 
MHP'ye göre rejim değişikliği söz konusu değildir. Rejimimiz cumhuriyettir. Buna ilişkin değişiklik teklifi yoktur. Rejim değişikliği değil, hükümet sistemi değişikliği, hükümet sistemi netleştirilmesidir. Bizim sistemimiz 1982'den beri parlamenter sistem mi yarı başkanlık mıdır çok da belli değildir.
 
Parlamenter sistemde cumhurbaşkanlarının bu kadar yetkisi olmaz. Bunun karşısında, cumhurbaşkanı halk tarafından doğrudan doğruya seçilmez, seçilirse bu kadar yetkileri olmaz ki öylelikle Avrupa'daki kimi uygulamalar itibarıyla belki başkanlı parlamenter sistemden söz edilebilir, gene de özü parlamenter sistemdir ama hem bu kadar çok yetkileri hem bu üst düzeyde meşruiyeti ama hem de bu çerçevede sıfır mertebesinde sorumluluğu olan Cumhurbaşkanının yer aldığı sisteme bunu diyebilmek mümkün değildir" dedi.
 
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ilişkin olarak Parsak, "Cumhurbaşkanı yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. 'Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez' deyince üçüncü bölümde yer alan sosyal ve ekonomik hakların düzenlenebileceği sonucu çıkıyor olmalı ki vergi ödevi de burada düzenlendiği için belki de öyle değerlendirilerek; hayır, bununla sınırlı değil sınırlamalar. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir" şeklinde konuştu.
 
Editör: Haber Merkezi