ORTA OYUNU..

Tuluat kumpanyalarındaki “kavuklu” ile “pişekar” birer güldürü ustasıydı…
İsmail Dümbüllü de ortaoyununun son temsilcisi idi..
“Kavuklu” rolüne çıkar, pişekarla kapışırdı..
Orta oyununda biri başka söyler, diğeri başka konuşurdu..
Sandıklı’daki siyasette ona döndü…
Üç-beş orta oyuncusu çadır tiyatrosunu aratır hale geldi…

*********** 
Uzatmayalım..
Senaryonun yazarı: Başkan Mehmet Efendizade,
Başrol oyuncuları: Aşçı Selim ve kaşık oyuncusu Hasan Tahsin..
Oyuncular: Hacer ve Satı hanımlar..
Yardımcı oyuncular: İnce efe, Faruk katipzade..
Suflör: Kalecikli kardeşler..
Prova yapılan yer: Yarenler Derneği..
Saat: 20:00-22:00 arası..
İkram: Osmanlı şerbeti…

******** 
Şimdi…
Sakıncalı oğlu işe alınmasına rağmen ne istediği belli olmayan Hacer hanımın, hiç sesinin çıkmaması gerekirken haddini aşan eleştiriler yapıyor..
İşe giren Satı hanımın da..
Başören köyünü Sandıklı’ya taşıyan ve işe yerleştiren Aşçı Selim efendinin kötü rol almasının nedeni, köyden daha gelecekler olduğundandır. Konuşmaya hiç hakkı yok.. İmam Hatip aşçısı.. Ayrıca düğün dernek aşçılığı yapar, KDV, vergi sigorta yok.. Dürüstlük sözünü ağzından düşürmez..
Politika, çok oyun demektir.. Ancak kaşıkla oynama benzemez.. Hasan Tahsin efendi, hanımın işe başladı.. Otur oturduğun yerde, şükret.. Yatakçılık da, yapma.. Aşağıdan konuşturmaya zorlama kimseyi!..
Katipzade Faruk efendi.. İcraya gitmeye, evrak taşımaya benzemez siyaset yapmak.. Patronun sessiz ve derinden gidiyor, sen ona ayak uydurmaya kalkma, tuş olursun acemi, tuş..
Dünkü senarist Mehmet efendi, aklı boyundan büyük sanılan Kalecikli Mesut’un işaret ettiklerine rol dağıtıyor.. Parti içinde mikserlik yaptırıyor.. Karşılığında doğrudan teminle iş alıyor.. Mesut efendi kardeşini işe sokuyor, kardeşi Nazmi efendi kurumda kraldan çok kralcı oluyor.. Bu adamın ne meziyeti varsa Sandıklıspor’u teslim ediyorlar. Sandıklıspor’un  içine ediyor..
Bu kadro muhalefet yapsa ne olur, yapmasa ne olur?
Hasbelkader ilçe yönetimine girmişler, ne olduğunu anlamadan, nedenini bilmeden milletvekillerini eleştiriyorlar, hadlerini aşıyorlar..
Aşçı Selim; “Vekillere kırgın değil kızgınız” diyor.. Sen kimsin ya? Kabahat senin yönetime girmene vesile olanlarda.. Yüzün kızarsın yüzün, Selim efendi..

******** 
Önünüzde referandum var. Birlik beraberlik içinde olmanız gerekirken, kuyu kazıyorsunuz.. Sizin partiye gönülden bağlı olduğunuza kim inanır?
Anlaşılan sizin işiniz, yakınlarınızı işe yerleştirmek.. Yerleştirdiğiniz adamları kendinize bağlamak.
İhtiyaç sahiplerinin hakkını yemekle kalmıyor, partiye zarar veriyorsunuz..
Sıkılma yok mu, sizde?
Aklınız kirada mı?