MHP il başkanlığı basın toplantısı

Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı ve her birinin diğerinden daha yakıcı olan sorunlarla boğuştuğu hepimizin malumudur. Özellikle de güney sınırlarımızdaki yangın olanca hızıyla devam ederken, üç değişik cephede terörle uğraşmak gerçekten kolay değildir. Bunların yanı sıra, ülke olarak da bir beka sorunu yaşadığımız gerçektir. AKP’nin daha önce farklı şeyler söylemesine, hatta ağır eleştirilerde bulunmasına rağmen, temel meselelerin neredeyse tamamında MHP'nin çizgisine gelmesi, MHP’nin söylediklerini yapmak zorunda kalması, ülke adına önemli bir gelişmedir. Sayın Devlet Bahçeli'nin dört haftadır gurup toplantılarındaki açıklamaları ülkeyi rahatlatıp milleti ümitlendirirken, sorunların çözümüne de katkı sağlamaktadır. Genel Başkanımızın her konuşması, milletimiz ve ülkemiz açısından ayrı bir önem ve anlam ifade etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye'nin temel ve gittikçe karmaşıklaşan sorunlarının çözülmesinden yana olduğumuzu her platformda dile getiriyoruz. Fiilli durumun sonlandırılarak devlet ve toplum hayatını tesiri altına alan hukuksuzluğun bıçak gibi kesilmesini arzu ediyoruz. Hatırlanacağı gibi, 2007 yılında da 367 tıkacını açarken aynı düşünceyle hareket etmiştik. Başörtüsü sorunun çözümünde de duruşumuz aynıydı. Dünden bugüne ne söylediysek onun gereklerini yerine getirmekte tereddüt etmedik. Gerilim ve kutuplaşmanın sakıncalarını vurgulayıp Türkiye'nin normalleşmesi gereğinden devamlı söz ettik. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye'nin anayasal yörüngeye kavuşturulmasını, fiili açmaz ve çatlağın onarılmasını elzem görüyoruz. Aksi halde hesapta olmadık sorunların ortaya çıkabileceğini, daha şiddetli kriz ve kaos dalgasının ülkemize çarpabileceğini düşünüyoruz. Çözüm demokraside, çare ise, TBMM'nin iradesinde bulunmaktadır.
 
Değerli Basın Mensupları;
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, açık şekilde Anayasa suçu işlendiği ve hukuksuzluğun meşru görülemeyeceğini açıklayarak AKP'yi bu konuda adım atmaya çağırması, siyasi gündemin ön sıralarını meşgul etmeye devam etmektedir. Elbette Türkiye'nin birçok hayati meselesi bulunmaktadır. Ülke olarak varlık-yokluk sınavından geçtiğimizde bir gerçektir. Nitekim, sayın Devlet Bahçeli, terörizmi, şu anda Türkiye'nin bir numaralı meselesi olarak tanımlamış ve bu bela defedilmeden bu vahşi saldırganlık alt edilmeden Türkiye'ye huzur gelmeyeceğinin altını çizmiştir. FETÖ'yle yapılan mücadelenin, FETÖ'cülere yönelik yapılan caydırıcı, yıldırıcı ve yok edici tedbirlerin aynısının PKK'lılara da uygulanmasını tutarlılık gereği istemiş bunu hükümetten beklediğimizi belirtmiştir. Yine sayın Devlet Bahçeli'nin belirttiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin beka mücadelesi verdiği bugünlerde, siyasi iktidarın ve devletin en tepesinde bulunan Cumhurbaşkanın hukukla ters düşmesi geleceğimiz açısından çok mahsurlu ve tehlikeli olduğunu da dile getirmiştir. Türkiye hepimizindir, hepimizin ortak vatanıdır. Siyasi gündemde kronik çekişme ve çatışma konusu olarak duran temel sorunları bu anlayışla ele almak, ülkemizin önünü açmak ve geleceğini planlamak durumundayız. Sistem tartışmaları siyaseti tıkarsa, rejim krizine dönüşebilecektir. MHP’nin farkı tam da bu noktada ortaya çıkmaktadır. Ülkenin çözüm bekleyen her sorununda olduğu gibi krize dönüşmesi muhtemel bu meselede de çarenin ne olduğunu gösterip, ülkeyi idare etme sorumluluğu taşıyanlara yol göstermiştir. Sayın Genel Başkanım bugüne kadar hep bu duruşu sergilemiş ve bütün söylediklerinde, bütün tespitlerinde, bütün eleştirilerinde de haklı çıkmıştır. AKP her defasında ülke menfaatine yapılan bu önerilere sertçe karşı çıkıp hafife almış, hatta başka yerlere çekip istismar etmiş olmasına rağmen her defasında yumuşak dönüşler yaparak yapılan bu önerileri harfi harfine uymak ve hayata geçirmek zorunda kalmıştır. 2023 projesinden terörle mücadeleye, komşularımızla ilişkilerden başörtüsü sorununa, PKK'yla müzakereden mücadeleye, İdamın kaldırılmasından idamın getirilmesine, yargının tarafsızlığından Olağanüstü Hal uygulamasına, güvenli bölgeden sınır ötesi operasyonlara varıncaya kadar bugün birçok konuda MHP'nin fikirleri ve projeleri, AKP için mihenk olmuştur.
 
Değerli Basın Mensupları;
Yeni Anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarının artık gündemden çıkarılıp, Türkiye'nin ve siyasetin önünün açılması konusunda, MHP yine belirleyici bir rol üstlenmiştir. Sayın Bahçeli'nin grup toplantısında yaptığı açıklamalar Sayın Başbakan Binali Yıldırım tarafından karşılık bulmuştur. Harekete geçileceği ve AKP'nin ne düşündüğünü, ne istediğini ortaya koyan anayasa teklifinin kısa bir süre içinde Meclis'e sunulacağı açıklanmıştır. Devletten ve milletten yana tavır koymak, Türkiye'nin geleceğini inşa etmek, MHP'nin varlık sebebidir. Ancak, bu durum AKP'nin dayatmalarının aynen kabul edileceği anlamına da gelmemelidir. Nitekim, sayın Devlet Bahçeli'nin şu tespitleri işin önemini daha net olarak ortaya koymaktadır:
"Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü herkes, her mevki ve makam sahibi için bağlayıcı, kapsayıcı ve zorlayıcı niteliktedir. Cumhurbaşkanı yasalara ve Anayasaya uymak mecburiyetindedir. Hiç kimse kendisini hukukun önünde ve üstünde göremeyecektir. Hepsinden önemlisi, yürürlükteki Anayasanın 6'ıncı maddesinde, hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamayacağı ifade edilmektedir. Kanunlar önünde herkes eşittir. Bu kurallar ihlal edilirse, yasa ve Anayasa açıkça yok sayılırsa en başta devleti ayakta tutan dinamikler laçkalaşacak, ardından da toplumsal huzur ve asayiş temelden bozulacaktır." Bu tespiti yaptıktan sonra Genel Başkanımız kenara çekilmemiş, "Türkiye'nin yeni bir toplum sözleşmesine ihtiyacı vardır ve sorumluluk hepimizin sırtındadır." Diyerek, sorumluluk almıştır. MHP'nin Anayasaya bakışında herhangi bir değişiklik, bir sapma veya farklı bir anlayışa savrulmanın olamayacağının altını çizmiş ve Anayasa ve başkanlık sistemi konusunda MHP'nin düşüncelerini şu şekilde özetlemiştir: "Dün ne söylemişsek bugün de aynı çizgideyiz. Dün nerede duruyorsak bugün de aynı noktadayız. Özellikle Anayasanın ilk dört maddesinin değişmemesi, değiştirilmesinin teklif dahi edilmemesi hususundaki ısrarımızı kayıtsız şartsız muhafaza ediyoruz.  Anayasa üzerinde yapılan söz düellolarının son bulmasını, bu meselenin milli birlik ruhuyla, karşılıklı hoşgörü ve saygı çerçevesinde sonuçlandırılmasını arzulamaktayız." demiştir.
 
Değerli Basın Mensupları;
Fetullahçı terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimi siyasi ve toplumsal dengeleri etkilemesi şöyle dursun, milletimizi vahim ölçüde sarsmıştır. Suçu sabit görülenler, FETÖ'yle yakın ilişki içerisinde bulunanlar şüphesiz devletin hiçbir kademesinde tutulmamalıdırlar. Bu konudaki irademiz nettir. Ancak sürekli artan mağduriyet ve şikayetleri etraflıca incelemeden insanları açlığa ve çaresizliğe itmek, İslami ve insani hiçbir değerle bağdaşmayacaktır. İktidarın sabırlı, soğukkanlı, adaletin ruhuna uygun hareket etmesi başlıca dilek ve tavsiyemizdir. Zabıt katibinden gardiyana, Devlet memurundan garsona, boyacıdan sıvacıya, İmamından hizmetliye, doktorundan hemşireye kadar uzanan FETÖ’yle mücadelenin hala siyaset ayağına dokunmaması, üst mevkilerde bulunanlara ulaşılmaması, Türk milleti nezdinde FETÖ'yle mücadelenin inandırıcılığı fikrinin kaybedilmesine sebep olmaktadır. Kim Bylock'uysa deşifre edilsin, kim FETÖ'ye yardım ve yataklık yapmışsa gereği eksiksiz ve sonuna kadar yapılsın. Gizlenmiş abi ve ablalar varsa, saklandıkları delikten çıkarılsın. Yurtta Sulh Konseyi başta olmak üzere, bu örgütün siyasi ve meclisteki ayağıyla birlikte tüm organ ve unsurları milletimizin önüne çıkarılsın ve siyasi kaygı duymadan teşhir edilsin.
 
Değerli Basın Mensupları;
Geçmişte idam cezasını kaldıranların bugünlerde hararetle desteklemeleri çelişkiden öte milli çağrı ve infiale duyarsız kalamamaları şeklinde okunmalıdır. İdam cezasına bakışımız öteden beri bellidir ve nettir. Milliyetçi Hareket Partisi, İmralı canisinin asılması konusunda mücadelesini gösterirken, karşımızda oluşan gökkuşağı koalisyonu bunu engellemiş, hatta yıllarca Milliyetçi Hareket Partisini hak etmediği şekilde suçlamaktan geri kalmamışlardır. MHP’de değişen bir şey yoktur, duruşumuz aynıdır. Aynı olmayanlar, bizi düne kadar acımasızca eleştirenler bizim çizgimize gelmişlerdir. Bu durum MHP’nin tutarlılığı kadar, doğruluğunu da tescil etmektedir. Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, madem milletimiz bunu istemektedir. O halde bahaneye, 7 haziranda uyguladığı kaçak ve oynaş güreşmeye, fuzuli konuşmaya gerek yoktur. AKP hazırsa, MHP dünden hazırdır. Hükümet yetkililerine diyoruz ki, gelin bu işi bitirelim, milletimize ve ülkemize düşmanlık yapanların üstesinden gelelim. İdam cezasına karşı gelen, ikaz eden AB komiserlerine 'dur' diyelim. Bizim sözünü dinleyeceğimiz tek mercii vardır, o da Türk milletidir. Söz ve hamle sırası AKP'dedir. Hazırlıkları varsa eğer, getirsinler. Getirsinler ki, hainlere dünyanın kaç bucak olduğunu gösterelim.
 
Editör: Haber Merkezi