Kütüphane Haftası Çeşitli Etkinliklerle Kutlanıyor

Her yıl 26 Mart – 01 Nisan tarihleri arasında kutlanan Kütüphaneler Haftası tüm yurtta olduğu gibi ilimizde de bir dizi etkinlerle kutlanmaktadır. 51. Kütüphaneler Haftası etkinlikleri kapsamında gün içerisinde Valimiz Hakan Yusuf Güner’in katılımıyla Gedik Ahmet Paşa İl Halk Kütüphanesinde bir program gerçekleştirildi.

 

Programa Valimiz Hakan Yusuf Güner’in yanı sıra Belediye Başkanı Burhanetin Çoban, Vali Yardımcısı Erhan Günay, İl Jandarma Komutanı Kd. Alb Yusuf Kenan Topçu, İl Emniyet Müdürü İbrahim Özel, İl Kültür ve Turizm Müdürü İhsan Akar,  kamu kurum ve kuruluşların temsilcileri, sivil toplum örgütü temsilcileri, Kütüphane Müdürü Abdullah Aytekin ile davetliler ve öğrenciler katıldı.

 

Gedik Ahmet Paşa İl Halk Kütüphanesi salonunda yapılan törende Saygı Duruşunda bulunulması,  İstiklal Marşının okunmasının ardından Kütüphaneciler Marşının okundu. Daha sonra açılış konuşmaları sırasında kürsüye gelen Valimiz Hakan Yusuf Güner; “ Öncelikle böyle güzel bir günde Anadolu’nun güzel bir şehrinde sizlerle beraber olmaktan son derece mutlu olduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Afyonkarahisar gerek geçmişi, gerek bugünü ve gerekse geleceği ile gerçekten Türkiye’nin özeti diyebileceğimiz güzel ve kültürel varlıklara ve değerlere sahip ve aynı zamanda güzel insanlara sahip bir ilimiz. Bu yönü ile şehrimizin gençlerinin hususi ile geleceğe daha iyi adımlarla yürümeleri sadece internet çocuğu olmamaları, kültürü ile, geçmişi ile, değerleri ile buluşmaları gerçekten çok büyük bir önem arz etmektedir. Bu yıl 51. Kütüphaneler Haftası olarak kültürlerarası diyalog kavramı ön plana çıkmış, aslında bizim çocuklarımızın hem kendi kültürlerini öğrenmeleri, kendi kültürlerini tam manasıyla kavradıktan sonra diğer kültürlerle bunun mukayeselerini yapmaları son derece önem arz etmektedir. Bu çerçevede biraz önce kütüphane müdürümüzün de ifade ettiği gibi bizim geçmişimizde önemli izleri olan İbn-i Sina gibi İbn-i Rüşd gibi önemli değerlerin mutlaka anlaşılması, mutlaka kavranması sadece üniversitelerde değil aslında daha alt kademelerde de olması gereken önemli hususiyetlerdir. Maalesef dünün lise kapasitesi, lise birikimi bugün adeta üniversite birikimi haline geldi. Bizler özellikle ilkokul ve ortaokul çağlarında kitap okuyan, kitap tiryakisi olan ve sevdiği yazarlarla hemhal olan bir milletiz. Bizim tarihimize baktığımız zaman Türkiye’de büyük edebiyatçı ve büyük şair olarak bilinen kişiler lise öğretmenleridir. Liselerde öğretmenlik yapan kişilerdir. Yani lisedeki bir edebiyat öğretmenin, lisedeki bir tarih öğretmeninin adeta uluslararası tarih profesörü gibi eserler vücuda getirdiği ve öğrenciler oluşturduğu sevenler oluşturduğu bir birikime ve kültüre sahibiz. Bu yönü ile gerçekten öğrencilerimize kitabı sevdirme bağlamında öğretmenlerimize çok önemli görevler düşüyor. Ben öğretmen olsam, eğer ilkokul ya da ortaokul öğretmeni olsam bir öğrenciye mutlaka bir temel dini değerlerle ilgili, temel dini kavramlarla ilgili,  aynı zamanda kültürel kavramlarla ilgili bazı temel bilgileri öğrencilerime öğretirdim. Yöresel bir folklor oyununu mutlaka öğrencime öğretirdim, mutlaka yaşına uygun her öğrencinin bir şiiri ve şairi olmasını mutlaka benimsetirdim, aynı zamanda çocuklara iyi bir müzik aletini çalmasını öğretirdim. Bugün ülkemizde Ezan-ı Muhammediyeler okunuyor, bazılarını büyük bir hayranlıkla dinliyoruz ve gönül telimizi ve gönül mızrabımızı titrettiğini hissediyoruz. İyi bir müzik eğitimi almış olan, iyi bir kültürel birikim almış olan insanların sedası, sesi, sohbeti, hasbihali farklı olmakta. Bu yönü ile yeni gönül adamlarının, yeni gönül mimarlarının yetiştirilmesine ihtiyaç var. Bunun oluşumu internetle, cep telefonundan dedikodu,  malayani şeyleri takip etmekle tahakkuk etmez. Bugün cep telefonlarının ve interaktif eğitimin aslında eğitimin önemli bir parçası olduğunu müşahede ediyoruz. Tabi ki öğretmenlerimizin çağın enstrümanlarından istifade edecek seçenekleri öğrencilerle buluşturması son derece önem arz etmekte. Hiçbir zaman da bir kitabın keyfini, bir kitabın dokunuşunu, bir kitabın sayfasının bükülmesini ve o elde edilen hazzın bir interaktif metotla elde etmek mümkün değil. Ama tabi ki teknolojiden de mutlaka istifade etmek lazım. Bizler bu farkındalığı oluşturmak için Valiliğimizle, Belediyemizle hep beraber işte ‘her kahvehane bir kütüphane’ projesini başlattık. Aslında kahvehaneler eskiden kıraat yapılan yerlermiş. Yani hem bir şeylerin okunduğu, hem de bir şeylerin gönül sohbetlerinin yapıldığı yerlerdi. Bugün maalesef modernite ile beraber vahşi kapitalizmle beraber ve her zaman söylüyorum maalesef faydalı boyutu biraz geride kalıp daha çok faydalı olmayan boyutu ön plana çıkmış. Dedikodu yapmak, malayani şeyler konuşmak bizim büyüklerimiz tarafından her zaman men edilmiştir. Ya hayırlı şeyler söylemek lazım ya da değerli kardeşlerim susmak lazım. Bu yönü ile biz bir nebzede olsa dikkat çekme bağlamında, farkındalık oluşturma bağlamında ve ilham perisi olması bağlamında öğretmenlerimize, yöneticilerimize, birim müdürlerimize böyle bir alana dokunuş yaptık umuyorum ki her kahvehane bir kütüphane projesi de şehrimizde kitap sevgisi bağlamında kitap okuma bağlamında bir farkındalık yaratır. Biz ilk geldiğimiz günden beri ve ilk valilik yaptığım Kırıkkale ilinden beri şunu söylüyoruz. En iyi plaket kitaptır, birbirimize hediye edeceğimiz şey kitap olsun ve kitaplar üzerinden birbirimize hediyeleşelim. Kitaplar aynı zamanda bizim iç dünyamızı, iç dünyadaki birikimimizi de gösterir ve bu yönü ile yeni şeyler keşfederiz, bu açıdan en iyi plaket kitapdır bağlamında ilimizde de bunu uygulamak istiyoruz. Bugün Kütüphaneler Haftası nedeni ile daire müdürü kardeşlerime, sivil toplum kuruluşlarımıza, yerel yönetimlerimize özellikle hatırlatıyorum. Çok önemli değerlerimiz var, hediye ettiğimiz kitaplar edebileceğimiz kitaplar var. Mesela Sadettin Ökten’i mutlaka okuyun, yani geçmişimizle bugünün mukayesesini yapın. Şu anda yaşayan geçmişin İbn-i Sinası, İbn-i rüşd’leri, İbn-i Malikleri bugün aramızda aslında yaşıyor, bu yönü ile bunların keşfedilmesi, bunlardan istifade edilmesi çok önemlidir. Aynı zaman da ben yine kitaba dikkat çekme adına Belediye Başkanı kardeşimle de paylaştım. İtfaiyenin garaj yeri olarak kullanılan mekanı iki katlı. Buranın alt katında Afyonkarahisar türkülerinin çalındığı ve daire müdürlerimizin istirahat edip kafe ihtiyacını gördüğü, üst katta da sadece Afyonkarahisar’a ait kitapların yer aldığı belediye yayını olabilir, üniversite, valilik vs. başka yerlerin yayını da olabilir bir kütüphane yapmayı planlıyorum. Burada amacımız, gayemiz dediğim gibi şehrimizde okunan dergilerin, edebiyat dergilerinin, kültür dergilerinin, sanat dergilerinin şehrimizle buluştuğu merkezi noktaların oluşturulmasıdır. Bunun çok önemli olduğunu acizane ben düşünüyorum ve bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmesini tavsiye ediyorum. Bizim en son müftülüğümüze bir tavsiyem oldu. Bu bağlamda geçmişte de uygulanmış, ama üniversite öğrencileri ile kitabı buluşturma bağlamında Peygamber Efendimizin hayatını kapsayan bir proje bağlamında Belediyemizin, AFJET’İN ve Özel İdarenin katkıları ile yaklaşık 70.000 tane kitap dağıtıyoruz. Bu aslında birçok ile de örnek olması gereken güzel bir çalışmadır. Bizden önce bir çalışma başka kitaplarla başlatılmış, bu da devam ediyor, biz buna da memnuniyetle destek olduk, Belediyemizde sağ olsun bu konuda hassasiyet gösteriyor ve beraber el ele gönül gönüle yürütüyoruz. Bizim amacımız okuyan ve merak eden bir nesil oluşturmaktır. Melayani dedikodu şeyler konuşmaktansa faydalı bilgilerin paylaşılmasına vesile olmaktır. Dün akşam ilçelerimizin birinde çok elim bir cinayet hadisesi oldu, ondan önceki gün yine başka bir ilçemizde yine bir bıçaklanma hadisesi oldu. Mesele, bana neden yan baktın, neden yan bastın, neden ters baktın, arabayı neden önüme kırdın meselesi. Hiç okuyan, araştıran, idrak eden bir neslin yani bırakın insan öldürmeyi bırakın insana melayani konuşmayı bırakın bir tavuğu dahi, bir hayvanı dahi öldürmek mümkün değildir. Bizim geçmişte büyüklerimiz, ecdadımız Cenabı-Hakkın hakkı var diyerek nebadatı bile çiğnemekten, ezmekten intina etmişlerdir. Yani biz böyle bir milletin, böyle bir kültürün evlatlarıyız. Bizim en önemli hazinemiz, en önemli zenginliğimiz bizim Vali olmamız, Belediye Başkanı olmamız, yolları mermerle döşememiz değil yani bu ruhu, bu anlayışı insanlarımızın gönlüne vermemizdir. Bakın şunu ifade emeden geçemeyeceğim. Kültürsüz bir neslin oluşması demek aynı zamanda sadece kendi kültürüne yabancı değil, diğer kültürlere yabancı bir neslinde oluşması demektir. Hiçbir kültürü küçük görmemek lazım, hiçbir medeniyeti küçük görmemek lazım. Zaten medeniyete düşman olanlar tarih sahnesine yeryüzünün en büyük katilleri olarak geçmişlerdir. Bugün Moğol istilasına ve diğer çeşitli istilalara baktığımız zaman medeniyet ve kültür düşmanı olan güçlerin hep kötü olarak anıldığını, kötü olarak yad edildiğini görüyoruz. Gelin bu olumsuz durumdan hep beraber kurtulalım. Bu sarhoşluktan kultulalım. Sarhoşluk sadece ağızdan giren şeylerle olmaz, asıl büyük sarhoşluk insanın gönlünün sarhoş olmasıdır, gönlünün boş olmasıdır, gönlünün bir şeylerle dolu olmamasıdır. Onun için okuyalım, okutalım, okuyanları sevelim okutmaya gayret edelim. Bu yönü ile ilimizde birçok faaliyetin memnuniyetle yapıldığını müşahede ediyorum. Üniversitemiz yapıyor, Belediyemiz yapıyor, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz yapıyor, diğer Sivil Toplum kuruluşlarımız yapıyor. Bunlara da destek olalım, bunları da birbirlerinden ayırt etmeyelim. Çünkü bakın bu şehrin zenginliği sadece yumurta satmakla, tavuk çiftlikleri kurmakla, mermer ihracatı ile oluşamaz. Bu şehrin zenginliği gönül erbabını, gönül adamlarını bu şehirde var etmek, yaşatmak ve onlara alan açmakla olur. Bu yönü ile bunun en büyük anahtarı da kitaptır. Maalesef ben kendi çocuklarımla da aynı savaşı, aynı mücadeleyi veriyorum. Bu bilgisayar, bu tablet, bu teknoloji maalesef bizim evlatlarımızı kitaplardan koparıyor, kitaplardan uzaklaştırıyor. Bunun dengesini ailelerin kurmasını tavsiye ediyorum. Kütüphanelerimizin hafta sonu açık olmasının bir anlamı var, kütüphanelerimize yaşlılarımız gelsin, orta yaşlılarımız gelsin, gençlerimiz gelsin, çocuklarımız gelsin diye hafta sonları açık. Gayette güzel, merkezi bir yerde. Ben buradan kafelere de çağrıda bulunuyorum. İlimizde kafe trendi oluştu, kafelerimizde yazarı çizeri kim olursa olsun lütfen kitap köşeleri, kitaplık köşeleri olsun. Kahvehanelerde başlatmış olduğumuz süreç inşallah kafelerede genişlesin, insanlarımız, gençlerimiz, çocuklarımız, evlatlarımız sadece dedikodu ve malayani şeylerle değil, hangi düşünceden olursa olsun en son çıkan kitap nedir, bunları tartışsınlar, bunları değerlendirsinler. Ayrıca her evde bir kütüphane olmasını arz ediyorum, buradan tüm kurumlara da çağrıda bulunuyorum. En başta İl Kültür ve Turizm  Müdürlüğüne. Sıklığını nasıl ayarlarsınız bilmiyorum 6 ayda bir mi olur, 4 ayda bir mi olur, mutlaka bir kitap, bir dergi yayınlayalım, bunun yayınlama alt yapısını oluşturalım. Bunu bir çöpe atılan para gibi değil, tam tersi yani suya atılan bir denizyıldızı gibi değerlendirelim. Bir tane deniz yıldızını dahi kurtarsak, bir tane deniz yıldızına dahi kurtulma imkanı versek bence bu önemli bir hizmet olur. Yoksa Allah muhafaza hepimiz Molla Kasımlar oluruz. Molla Kasımın kim olduğunu bilmeyenler açsın okusun, Molla Kasımlık demek sadece ismi ile Molla Kasım olmak değil, Molla Kasımlık demek sürü psikolojisi ile sadece insanları ayakkabısı ile dış görüntüsü ile sadece bir takım kavramsal şeyleri söylemesi ile ölçen ya da dışlayan bir yapıya sahip olmak demektir. Halbuki her bir insan bir kitap, her bir insan hazinedir. Aslında hayat bir kitaptır, dolayısıyla bu kitabı okumak lazım, bu insanın gönül kitabını keşfetmek lazım, insanların derinlerine inmek lazım, çok yönlü olan insanların sayısını da artırmak lazım. İnsan sadece kalbi ile var olan bir varlık değildir. İnsanın iki tane değil, dört tane gözü vardır, iki tane göz sadece insanın beden gözüdür, aynı zaman da insanın Fuat ile Suat isminde iki tane daha gözü vardır, birisi ruhunu aydınlatır, biriside o yüreğini gönül haline getirir. Lütfen Fuat ve Suat’a sahip olan insan sayılarını Afyonkarahisar ilimizde artıralım. Bu anlamda destek olan, katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. Bir şehrin kitapla buluşması demek, bir şehrin kültür ile buluşması demektir. Bir şehrin kültür ile buluşması demek, musiki ile buluşması demek, folklorla buluşması demek, sanat ile buluşması demek, her türlü zenginlikle buluşması demektir. Her zaman ifade ediyorum, lüks araba sahibi olmak, lüks konut sahibi olmak o konut içindeki saadeti, o araba içerisindeki muhabbeti gerçekleştirmiyor.  İnşallah bu ruhla ve bu anlayışla hep beraber elele, gönül gönüle bu gayretleri yaparız. Bana düşen bir görev olursa ben her zaman Afyonkarahisar’a destek olmaya, çocuklara destek olmaya hazırım. Biz şöyle bir okul, şöyle bir milli eğitim hayal ediyoruz. x sendikasının y sendikasının egemen olduğu değil, x sendikalı müdürün müdür olduğu koltuğa oturduğu değil, okumayla, kitapla yarışan, en fazla okuyan öğrencisine ödül veren bir okul müdürü ve bir okul hayal ediyoruz. Umuyorum ki Afyonkarahisar şehri bu mesajın ne olduğunu ve neyi kapsadığını anlar. Bizler Necip Fazılın ifade ettiği gibi, marka Müslümanları olmayalım, hali ile, fiili ile, yaşantısı ile muhabbeti ile Müslümanlığı kendi şahsında, kendi kişiliğinde var eden Müslümanlar olalım. Var eden kültürü yaşatan aziz millet olalım, bunun ben Afyonkarahisar’da neşet ettiğini, Afyonkarahisar’da var olduğuna inanıyorum. Sadece şu sokaklarda gece belli bir saatten sonra gördüğümüz manzaralar bizi yanıltmasın. Afyonkarahisar’da ben bu faaliyetlerin, bu gayretlerin çok ciddi bir şekilde yürütülmeye çalışıldığını da memnuniyetle müşahede ediyorum. Cenabı-Allah bizleri tefrikaya,  tevhikaya boğulanlara, birbiri ile mücadele edenlere gark etmesin. Birbirine muhabbetle sarılanlara, hatası ile günahı ile insanları merhametle kucaklayanlardan eylesin diyor, hepinize en kalbi muhabbetlerimi sunuyor, kültür dolu, kitap dolu, diyalog dolu yarınlar tavsiye ediyor, saygılarımı sunuyorum.“dedi.

 

Şiir dinletisinin gerçekleştirildiği tören sırasında 51. Kütüphaneler Haftası döneminde en çok kitap okuyan Emekli Öğretmen İhsan Sarı’ya ve yine en çok kitap okuyan Hoca Ahmet Yesevi İlkokulu 1/C sınıfından Serkan Bal’a ve sıralamadaki diğer örencilere Valimiz Hakan Yusuf Güner tarafından teşekkür belgesi ve hediyesi takdim edildi. Tören Valimiz Hakan Yusuf Güner ve beraberindekilerin Kütüphane binası içerisinde hazırlanan kitap sergisinin açılışı ve gezilmesi ile sona erdi.

Editör: Haber Merkezi